bugün

bundan iki sene önce, şiilerin bir anma töreninde, dicle nehri üzerindeki köprülerden birinde canlı bomba ihbarı üzerine, bir veya birkaç kişinin korku ve çaresizlikle nehre atlamaları köprü üstündeki 1000 kişinin de kendilerini nehre bırakmalarına sebep olmuştu. canlı bomba gerçektiyse bile patlamasına gerek kalmadı.
sonuç olarak yaklaşık 1000 kişinin -mealesef- boğularak ölmesine sebep olan psikolojidir.
daha iyi anlayabilmek icin paris hilton la ayni cezaevine du$mek ba$ligina yazilan taze entryler, ozellikle verilen bakinizlar incelenebilir. * *
selcuk erdem'in karikatürlerinde bolca yer verdiği konudur. koyunlar da baş rol oyuncularıdır.
*_*:sürü *:ahmet -:niyazi(sürübaşı)

-sıkıldım lan bu sürü psikolojisinden
-ahmet olum ben ayrılıyorum sürüden intihar edicem
*niyazi abi gözünü sevim ayrılma
-yok olum canıma tak dedi artık
-nere gitsem peşimdesiniz
*abi köpeğin olim abi yapma nolur bize de yazık olacak
-valla zikimde değil atlıyom ben. elveda...
*abiiiiii... ??
-... !

*_*niyazi abi atladı koşun... !
yerlisi olmadığınız bir yerde, vapurla karşıya * geçerken işe yarayan psikoloji. yolcuların çoğunlukla yöneldiği taraflara gidin. onlar güneşin ulaşamadığı, serin noktaları yada yağmurun, karın fazla etkilemediği yerleri bilirler çünkü. deneyin göreceksiniz. sevgilileri bu konunun dışında tutuyorum çünkü onlar o heyecanla, duygusal takılma kaygısıyla, güneşin alnında kavrulsa da, yağmurdan donuna kadar ıslansa da bu realiteyi sallamazlar. zaten vapur yeterince sallıyordur. *
en bilindik örneği "moda" denilen olgudur. apaçık sürü psikolojisi demek olan bu kavram; sürüyü sağanlar, onun etinden sütünden ve derisinden yararlananlar tarafından medya yoluyla matah bir şeymiş gibi gösterilir sürüye.
yahudilerden bize geçmiş aslında gereksiz bir tanımdır. yahudiler kendilerini çoban, diğer ırkları ise sürü olarak görürler.
ülkemizde ise kullanılması anlamsız gelendir. siyasete bulaştırmak isterler bu sözleri.fakat demokrasi olan bir ülkede gereksizdir. olayları kışkırtmak biraz daha laf kalabalığı yapayım diyenlerin ilk ağzından çıkandır. karşınızdaki kişinin istediklerini yapmıyorsanız, dediklerine inanmıyorsanız, söyledikleri çok yoz ve basit geliyorsa hemen bu ülkede koyun olursunuz. herkes burada istediğini yapar, istediğini yaşar, istediğini giyer. yeter ki bunu istesin.
Normalde sadece sürü halinde dolaşan hayvanların karakteristiği olması gereken bir olgudur *. Normalde dememin sebebi, insanların kendilerini diğer varlıklardan üstün ve her konuda farklı görmesidir. Eğer ortak tek bir noktası varsa egosu sarsılacaktır. Bu apayrı bir konu. Neyse...

Bir toplumda herhangi bir konuda fikir alışverişi sağlanırken, diğer insanlar aynı fikri söyledikçe, en son fikrini beyan edecek kişinin değişmez kanun olarak gördüğü doğrular bile kişiye yanlış gelir. Bu pek tabii ki sürü'yle etkileşimin sonucudur. Bana göre çoğulcu toplumların, daha doğrusu demokrasi olayının başladığı yerdir, sürü psikolojisi. Tabii ki demokrasi kelime anlamı olarak, "halkın egemenliği"ni karşılasa da; bu kadar basit bir psikolojiyle yumurtlanmış olması, insan ırkının ne derece hayvansal içgüdülerle dimağını besleyen bir varlık olduğuna ispattır.

Tabii ki demokrasi dediğimiz olayda, karşı taraflar vardır. Sırf çoğunlukta olan tarafın dedikleri salt, sahih tespit ve doğrulardan değildir. Fakat insanların inancı bu yönde eğilir. Sürü psikolojisi dedik ya... Bu düşüncenin de en güzel örnek cümlesi; "Herkes böyle diyorsa doğrudur"dur. Bu şekilde düşüncesinin tarafını bırakıp bir anda, istatistikçilik oynar insan. Yanlışın yapılma olasılığı azalır.

Bizi bu "toplumcu" yaşama iten de eski çağlardaki beslenebilirliğimizin, yalnız sürebileceğimiz yaşamın kısa ve kısıtlı olmasıdır. ilk insan ortalama 18 yaşına kadar yaşayabilirken, günümüzde ki komün halinde yaşayan insan ırkı hayat standardını yükseltmiştir. Yani her doğru, her iyi sonuç, insanların bir arada olduğu zamanlarda çıkmıştır (düşünceye göre tabii ki, her zaman "doğru" yoktur). Tabii ki insanlar daha sonra bu birlikteliği konum ve benzerlik doğrultusunda bozmuş ve yeniden aranılan şartlara bağlı oluşturmuştur (*).

Bu gruplaşmalara devlet, ırk falan da diyebiliriz. Bunun sonucu herkes kendine, kendi benzerleriyle bir sistem kurmuş ve kendini tehlikelere karşı korumayı amaç edinmiştir. Eskiden olduğu gibi "insana en çok zarar veren şey başka bir insandır" vecizesini ortaya çıkaracak aklımız, bunu düşünsek bile anlatabilecek yetimiz yoktu. işte korkulan; insanın insana zarar vermesi bu şekilde engellenmeye çalışılmıştır. Çünkü akrabalık, kardeşlik ve aynılık duyguları ile bağlı olmak farklıdır zannedilmiş. Oysa ki özelliklerine bakmadan söyleyebiliriz ki; insan hayvani dürtüleriyle hareket eden zeki bir hayvandır.

-kendi yazılarımdan alıntıdır-
(bkz: sosyalleşmek)
uçurumdan düşen sürü liderini izleyen 300 koyunluk sürünün tmamının uçurumdan atlaması sonucu sürünün telef olması sürü psikolojisini açıklar.
acemi birliğinin ilk haftasın da yaşanan en belirgin psikoloji.
sürü halinde yaşayan türlerde görülür olsa gerek.

insana ilişkin olmamalı. şık değil.

kendilerini bir hayvan ile sembolize etmek sığlığındaki,

bir sürü lerini saymaz isek.
insanların stad, sinema gibi mekanlardan çıkışlarını mercek altına almış aylak bakkal kılıklı bir bilim adamı. bir gazın sıkıştırıldığı ortamda bulduğu delikten çıkışı ile epey bir örtüşmekteymiş. buna sebep her topluluğun bu tip dağılmalarda içinde farklı yöne gidecekleri barındırma ihtimali değildir elbet. kalabalık içerisinde olma baskısı ile, bazen birkaç, bazen birkaç on metre rotadan şaşmaktır. bu sürü psikolojisi dediğimiz şey varlığımıza kazınmıştır az ya da çok. kadere isyan bizi selçuk erdem karikatürüne götürür. hani bir tane vardı ya bir koyun sürü psikolojisine hayır diye bağırıyordu, diğerleri de arkasından. sürüyüz, sürü kalacağız.
son dönem kriz durumunun, paraya yön veren patronlarda işçi çıkarmayla sonuçlanan tepkisel olgu durumu.
türklerin psikoloji hakkında bildikleri tek şeydir.
Yürürken yere bakmayı sevenlerin psikolojisi aynı zamanda klavuz etkiside yaratır.
ülkenin en ünlü sürüsünün içinde bulunan birinin bu başlığa kendisi sanki farklıymış gibi yazması kadar psikoanaliz gerektirmeyen kavramdır.
insan olan her yerde görülebilecek,görüldüğü her yerde de eleştirilmesi gereken ruh halidir.uludağ sözlük yazarları da çoğunlukla insan olduklarından dolayı sözlükte bir başlık altında genellikle olumlu ve olumsuz entrylerin öbekler halinde bulunması şeklinde tezahür eder.belki de bu durum için sert bir benzetmedir,ne bileyim kendine yakın fikirleri gördüğünde kendini daha rahat ifade etme şeklinde de söylenebilir bu ama aşağı yukarı aynı yere varır yine.
kurt kapar korkusuyla öğretilmiş psikolojidir.
(bkz: koyun psikolojisi)

bir zamanlar intihar eden koyunlar dünya basınındaydı... van'ın gevaş ilçesinde sürü psikolojisiyle uçurumdan atlayan koyunu tüm sürünün takip etmesi ve 450 hayvanın telef olması türkiye'yi dünya basınına taşımıştı. dünyanın saygın fikir gazetelerinden tabloid basına kadar pek çok gazetede ve internet sitesinde van'daki "toplu koyun intiharı" haberi yer almıştı.
koyunlar yine hep birlikte otluyorlardı:

birden birinin aklına çok parlak bir fikir geldi.

yüksek bir tepeye çıktı:

-arkadaşlar ben artık bıktım sürekli sürü psikolojisi ile yaşamaya. artık sürü şeklinde ve bu psikoloji ile yaşamayı reddediyorum dedi.

derken koyunlardan biri:

- ben de. diye meledi.

sonra biri daha meledi.

- ben de!

sonra biri daha

- ben de!

sonra biri daha, biri daha, biri daha.....

fıkranın kaynağı: * anonim. oldu mu? *
örneğin doğru veya yanlış bir fikir attınız ortaya. vasat ve vasatın altında zekaya sahip diğer kişilerde peşinizden gelirse; ki bu çok olur- sürüdeki insan olurlar. siz de sürünün başı.
felsefi düşünce sistemlerinde ve psikoloji de çok görülür bu durumlar.
Özgüven yoksulu kişilerin, sürüyü meydana getiren diğer kişileri tanrı ilan edercesine her yapılanı sorgusuz kanullenmeleri sonucu ortaya çıkan görüntü kirliliğinin nedeni.

Ancak; toplumun bir parçası olmaya kendini adamış, sürünün bir parçası olmaya çalışan, kendi hakkında bile karar verebilmek için toplumun ne diyeceğini düşünen aciz insanlardan biri olmak kolay iş sanmayın.. Hatrı sayılır derecede zordur bunu başarabilmek. Toplum, öyle herkesi içine almaz, sürüsüne katmaz.

Potansiyel bayan adaylardan bahsedelim mesela;

Önce salak olacaksın, ya da tipin öyle gösterecek.
Politik olacaksın. Yapılan espriyi anlamasan da, anlamış gibi yapacaksın.
Dişlerin beyaz değilse, yandın! Sürekli gülümseyeceksin.. Ağzın daima kulak memelerine eş hizada olacak.
En az bir tane günün olacak. Altın, dolar, sterlin, artık hangisi cazip gelirse.
Mecazi anlamda kulağın delik olacak. Her taşın altından çıkacaksın..
Damarını ezseler de, fevri hareketlerde bulunup bakışların odağı olmayacaksın.
Ortamın nabzını tutana yakın olacaksın. Gözüne girebilmek için bildiğin tüm taktikleri uygulayacaksın. (Çocuğu falan
varsa onunla ilgilenmek, övgüler yağdırmak, hakkında sürekli bilgi toplayıp çok seviyormuş havası yaratmak vb. Kocasına
fazla bulaşılması tavsiye edilmez. Kaldı ki yerinde gözü olan diğer sosyal psikopatlar anında havada olmayan aşk kokusu yaratabilirler.)

Ve daha da uzayıp gidebilen bir dizi saçma kriter..

Tüm bunların farkındalığına sahip, nev-i şahsına münhasır insanların pek sevilmiyor olmasına şaşmamak gerek.
(bkz: koyun zihniyeti)

sürüden bir koyun : ben artık koyun olmıycam.
sürünün geri kalanı : bendeee.
psikologlar için güzel bir şeydir.

düşünsene aynı psikolojiye sahip kalabalık bir kitle, tek bir tedavi yöntemi bul, daya gitsin kitleye. öbür türlü herbiri ile ayrı ayrı uğraş dur.