bugün

Şiirler çağla kitabının sahibi, aynı zamanda televizyon programcısı.

KULPLU BEYGiR

(PARASIZ YATILI)



Ben ki bunca yorgunum yorgun beni doğuran

Bana çakıl ve tezek attınız yine atın

Çekin, tam aortumdan kavi çelikli tırpan;

Çekin ruhun kehribar tespihini kopartın



Sonra varsın saçılsın misinadan boşanmış

Gönlün damlar dövdüren dolusu dizi dizi

Bu çiçek bozuğunu anam gülle yıkarmış

Yaşla yurum dürterken kiminiz kiminizi



************



Tutar da bana şimdi topaç gibi bakarsız

Budur çünkü urbası bir şiniklik arpanın

Ben o Ahmet Rasim'e özendim de geldimdi

Gel ki halim gittikçe Minhaci'ye benzeşir.



idman yeri meşelik; yüzüm kül dizim mayın

Uçkurlu top donun da büzülüyor yağsız kas

Düşümün ümüğünde ben kalayım, atlayın

Üryanım; takılırım / atlarsınız; adidas!
eski türk şiirinin günümüz temsilcilerden desek yanlış olmaz galiba. sıkı şairdir.
ismet özel in "yerimi alabilecek tek şair" mealindeki bir nitelemesiyle onurlandırdığı, edebiyat dünyasının arka sokaklarındaki, fiziki duruşuyla mülayimi kaleminin kuvvetiyle yiğit delikanlısıdır. lakin kanal7 deki sır kapısı gibi programlarda görünerek benim gözümdeki karizmasını bir nebze çizmiştir.
işte memleketin pek bilinmeyen şairinden bir şiir:

ayna ayna de bana soyle bana dolunay:
hafıza m, ölüm mü, hangisi daha kolay?

-ben ne duru karlarda beyazı beyaz gördüm
kanayan kanamıştı yağan yağıp gitmişti
umman zülüf karnaval.. dallara doğru sürdüm
gözlerim karanlıktı, ay henüz dirilmişti.-

ayna ayna de bana söyle bana dolunay:
umman zülüf karnaval başka neler demişti?

mor ağaçlar bitince deniz başlar gibiydi
suyun siyah gözleri suyun siyah perçemi
gorkemli ışıklarda gün yavaşlar gibiydi-

ayna ayna de bana söyle bana dolunay:
son sözleri hatırlat hani kuşlar gibiydi.

-en nihayet bir büyü, ya da keskin bir diken
patikalar bölündü, küheylanı ben vurdum
saçlarım sırılsıklam ey göğsümde biriken:
bir daha kanasaydin ben de deniz olurdum...!-

ayna ayna de bana öyle bana dolunay:
hafıza mı, ölüm mü, hangisi daha kolay? *
doğum günümde ikinci kitabını çıkaracakmış. profil yayınlarından çıkacak kitabın adı Hudayinabit.
haberi de işte,

http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=2074
hakikati adam gibi bir mizah ile anlatabilen şair.
örnek alınacak son şairlerden güzel şiirlerin insanı.
sakarya-fırat dizisinin senaristi.
"bilesin kavuşmak yok islamlıkta,
kavuşan kısmısı ancak gavurdur" diyerek bizi öldürmüştür.
hecenin en büyük şairlerinden.
'asla namazdan önce şi're bakmayacaksın' diye de bir öğütü vardır. dikkate almakta fayda var.
sıkı, bıçaklayan, sevmiş, sevilmemiş, usanmış, bağrı yanık dizeleri vardır bolca.

''ben seni alamam ah holofira
sade yoksulluktan yokluktan değil
eline kir olsun elliüç lira
amma ki alamam''
samanyolu tv sır kapısı'ndan parsayı götürünce benzerini yapmak fikri aynı çizgide yayın yapan kanal 7'ye düşmüştü. ilk orada gördüm, şairliğini ise çok sonradan öğrendim, şiirden anlamam, hani şiirden keyif alma kapasitem mi düşük bilemiyorum, şiirin iyisi, şairin iyisi biraz izafi çokça da ideolojik bir şey bu ülkede. ama bu milliyetçi muhafazakar sıfatlarını kendisine vasıf olarak seçen bay çobanoğlu'nun rte'nin damadının oyuncağı olan atv'de senaristliğini yaptığı bir dizinin ilk bölümünde yatakta iki erkek vardı. çok muhafazakar akp'nin muhafazakar seçmenlerinin tv'yi bir hayli seyreden alt profillerden insanlar olduğu gerçeğini dikkate alacak olursak... üf neyse sıkıldım

tanım: hiç bir şiirini bilmediğim şair.
"Sen bir düş imişsin kuşluk çağında
Soluma tükürdüm rabbim gafurdur
Bilesin kavuşmak yoktur islamlıkta
Kavuşan kısmısı ancak gavurdur."

ismet özelin şiirini övdüğü, yukarıdaki mısraların sahibi, kimi çevreler tarafından ta o zaman kanal 7'de proğram yapmaya başladı diye "televizyoncu şair" diye küçümsenen, nihayetinde okunduğunda ruha dokunan güzel şiirlere sahip bir abimiz.

https://www.youtube.com/watch?v=wNjKEm0E4cc
kendisinin cok güzel bir şiiri vardır. Tekfurun Kızı diye. ben de okudum. dinlemek isterseniz:

https://soundcloud.com/us...n-cobanoglu-tekfurun-kizi
'seni sevip çekildim dedim dünya bu kadar' dizelerinin sahibi. Dil işçisi, sözcük kuyumcusu şair. Benden sonra bir daha adlı şiiri şöyle :

Sarıköy’e de uğra on bir kabri komagıl
Benden sonra bir daha turnaları bırakma
Atın sor hatırını köpük köpük alnını
Yörende bir oğlancık pes gönlünü farıtma

Benden sonra bir daha suya girme tedbirsiz
Bulut kızdı mı bakma itimad etme kuma
Çöküp de bir cigara yakarkenki o ışık
Tanık olsun - bir tanık lazımdır olduğuma

Yoksa kimler bilecek burda böyle bir adam
Yüzü yüzlerden kesik kalbi sazlardan kesik
Benden sonra bir daha Allah’a boyun uzat
Enir aluban tabiat okusun türlü betik

Dünyaya aldırmayan gözlerin ışıl ışıl
Karanuluk içinde ateş yakmış çobanlar
Benden sonra bir daha usul ağla ağlarsan
Yağmura hörmetinden ağladığın zamanlar

Seni sevip çekildim dedim dünya bu kadar
Kar örttü ovaları ne gölge var ne de iz
Benden sonra bir daha gözetleme afaki
Yabancıyız nihayet ekmeğe etmek deriz.

Süleyman Çobanoğlu
(bkz: kurt bakışı)
Attığımda o oku, ben atmadım sen attın
https://youtu.be/IgEWtC0M5Yw