bugün

şu fani hayatta iki laklak edip beş köfte yedikten sonra gel zaman git zaman monoton veyahut hareketli yaşamımıza belki bir renk, belki bir farklılık getirmek için yapılan -bizzat veya değil- kendimizi ilgilendiren çılgınlıklardır. bu çılgınlıkların sonu düşünülmez. ama kimi zaman da düşünüldüğü için çılgınlık yapmaya karar verilir.

benim hayatımdaki en büyük çılgınlık; aşık olduğum adamı terk etmektir. gerçi bu çılgınlık sonucu çok çok zorlandım. lakin hayatın gösterdiği olumlu yollardan yürüyüp olumsuz diye işaretlediği durumları es geçmek ne kadar dürüstçe olur diye dank eden kafama bir balyoz indirdim ve yaptım bunu. hayatın bana gönderdiği işaretleri göz ardı etmeyip aşıkken o nu terk etmek zorunda kaldım. fakat pişman değilim. çünkü olması gerekeni hayattaki ayrıntılar, işaretler bana bildirdi. nasıl ki başlangıçta bu işaretler sayesinde heveslenip, onlara itaat ettiysem diğer işaretleri de uygulamam için işe koyuldum. dediğim gibi, öyle kolay değil bu işi yapmak. zaten kolay olmadığı için en büyük çılgınlık ya neyse.
not: ironi yapanın ağzını burnunu dağıtırım ona göre. bu da ikinci çılgınlığım olsun. hadi bakalım.
(bkz: çıldırın)
kimseye haber vermeden izin almadan herşeyi geride bırakıp almanya ya staja gitmek. ailesine uçak varınca mms gönderip olduğu yeri bildirmek.
gece yarısı bursa'dan çıkıp istanbul da boğaz kıyısında çay içip geri dönmek ve sabahta işe gitmek. * *
(bkz: sözlüğü takip ediyorum)
(bkz: benim çılgınlığımda bu)
anneye cırmık atmak, kanatmak (bkz: oha)
buraya yazılamayacak çılgınlıklardır. * *
hey gidi dostlar! şu hayatınıza bir bakın. çılgınlık yapanlar ya deliler ya da komünistler. ne acı bi gerçekmiş diye anladığımız başlıktır efendim bu. başlığı açarken dedim kim bilir neler duyup neler okuyacağız. lakin gördüm ki herkes birer yalancıymış. bundan sonra ki açacağım başlık en çılgın hayaller olsun da anca orda ötersiniz bik bik bik ve bir daha bik bik bik... sizi sanal p * çleri. ananızın karnından sanal mı doğdunuz lan. tamam olabilir doğrudur, atış serbesttir ama hepinizin ufuk çizgisini görmekten çok sıkıldığımı bildirmek zorundayım. gidin köprüden atlayın (intihar değil be), uçağın kanadına tutunup koşmaya çalışın, limon satın, eşsiz dansınızı bu sefer de eminönünü meydanında gösterin, tam da gördüğünüz en güzel kızın yanından geçerken metroya ücretsiz binmek için engelleri aşın, kimseyi umursamadan şarkı söyleyin, tophaneden ufka bakıp seni seviyorum deyin kendinize, yaptığınız iğrenç tablonun tek resim tek adam başlığı altında sergisini açın, belediyeye gidip suyun ücretsiz olmasını istiyorum- özelleşmesini istemiyorum deyin, mektup yazıp bilmediğiniz bi adrese yollayın, bisikletle türkiye turuna çıkın, kitap yazın -ki hepiniz yaparsınız bence- ve bu anlatım, bu dil le gerçek bi çılgınlık olur (mühim olan çılgınlık olduğunu bilerek imza atmaktır, sonra kendinizi bi halt sanmayın diye tekrar ettim),ormanda bir gün geçirin, bütün köpekleri peşinize takın, vapura yetişebilmek için denize atlayın ama ölmemeye dikkat edin, boklu derede yüzün... yahu ne bileyim bir şeyler yapın. en büyük çılgınlığınız gidip sarhoş olduktan sonra yaptıklarınız olmasın. bilerek ilk etapta biraz da çekinerek bir şeyler yapın. ama yapın dediğim çılgınlıklardır.
yolda yürürken dilenci numarası yapıp, para toplamam. arkadan gelen arkadaş grubunun kahkahalara boğulmasına rağmen, para veren ya da sadaka veren güzelim ülkemin cool insanlarına sevgiler.
teşhir edimeyecek kadar çılgınca olan şeylerdir.*
sözlük yazarlarının meydana getirdiği en çılgınca olaydır.
Bir gün bir çılgınlık edip Seni sevdiğimi söylesemdir.
(bkz: anket)
ama çok çılgındı be... *
genellikle

askerde bi bölük komutanı vardı..
lisede bi geometrici vardı..
bizim çok fırlama bi arkadaş vardı.. ile başlayan hikayelerdir.
hayatta yapılabilecek en çılgınca şey aşık olmaktır.

ve sanırım ben bunu yaptım...
bara gidişimde cidden başıma geliceklerden habersiz gittim, karanlık ve oldukça loş çokta gürültülü bir ortamdı biralarda gerçekten su gibiydi. her neyse fazla uzatmadan yaptığım olaya dönersek, çakırkeyif olup kendimi patates tabağıyla sevişirken buldum.
bigün bir arkadaşımıza gidelim dedik 5 kişiyiz.hepsi içiyo kız erkek.ben ise elma yiyorum*hepsi oldu zil zurna. ee eve gidilcek. herkes ayrı istikamette.biri vapura bincek diğerleri iett biri ise 2 vesaitte eve gidicek.bıraksan olmaz eve gitmeleri gerek.kaldılar bana hepsini tek tek bırakmak zorunda kalmıştım.eve geldiğimde ayaklarımı tuzlu suda dinlendirmek zorunda kalmıştım..
hiç değmeyecek bir ibne için bir saat içinde karar verip ilk otobüsle ankara'ya gitmektir.
gitmek yetmediği gibi yalnızca 5 saat kalmak ve ilk otobüsle götüne baka baka geri dönmektir.
aşk kesinlikle fedakarlık değildir. aşk ibneliktir.
hiç değmeyecek bir ibne için bir saat içinde karar verip ilk otobüsle ankara'ya gitmektir.
gitmek yetmediği gibi yalnızca 5 saat kalmak ve ilk otobüsle götüne baka baka geri dönmektir.
aşk kesinlikle fedakarlık değildir. aşk ibneliktir.
(bkz: şu çılgın yazarlar)
koluma only god can judge me dövmesi yaptırdım. çok asiyim, çılgınım. küçüken bakkaldan sakız çalmıştım bi de evet, sayılır mı.
valla çılgınlık mı bilmiyorum ama şu ana kadar 6 veya 7 tane cep telefonu patlattım duvara. tamamı da farklı sebeplerden!
sinirlenince cam, kapı kırmak. evimizdeki kapıların hepsinde tekma ya da yumruk izinden oluşan kırılmalar var. camların da çoğunu kırmış bulunmaktayım.
zamanında komünist bir hocanın arabasının sileceğine sızıntı dergisi sıkıştırıp kaçmıştım.
yabancı bir apartmanın içinde seks yapıp eldeki votka-portakal şişesini kızın saçlarına dökmek.
aynı yatakta 2 hatunla birlikte threesome yapmak. *