bugün

Bugün buraya duygusal şeyler yazamayacağım valla. Sabah işe gitmem lazım. Makinede çamaşır yıkanıyor, gürültüsünden uyuyamayacağım ama burası nemli bir yer ve çamaşırlar zaten geç kuruyor. Bari erkenden yıkansın dedim. Hadi hayırlısı.
Koşmak... Herkesin, daha doğrusu sağlığı el veren herkesin bazı bazı yaptığıdır. Arzularımız bizi kamçılar, yarış atı gibi birbirimizi geçmeye çalışırız. Bu belki de normal. Peki, koşucu rakibini geçmek için hileyi illaki yarışta mı kullanmalı? Diskalifiye edilmemek için göstere göstere yapmayıp, yarış önü hilesi "doping" yapıyor, hak etmediği ne varsa erişip kavuşuyor. Ne sahip olduğu derin bir entelektüellik ne de karakterli bir insaniyet... Her yol mübah onun lügatinde. Yürüyerek yarış kazanmak anca tavşan kaplumbağa masalında. Gerçek hayatta kazananı fotofiniş belirliyor. Bu, adi bir kaypaklık. Sağlığı el verenler de torpilli kaypak kestaneler de varış noktasına er geç erişir; bu kesin.
Yağmurlu havada bize saha görevi düşer. Yılın şanslısı mıyım ahahajah *
çok uyudum.
Kafam dağılsın diye de çünkü gerginim geceleri.
8-9 saat bilgisayara baktım.
şu yaşımızı boşu boşuna g*t kadar evde geçireceğimize üzülüyorum.

Ama tavla oynayabiliriz sıkıldıysan.
izlemeyi severim çünkü.
Sensiz sabah olmuyor
Uyanıyorum ansızın.cok özledim seni.
Bazenleri zamanımı yıkık bir harabeyi düzeltmeye çalışarak geçiriyormuşum gibi hissediyorum. Ancak bir sorun var; bir zamanlar ev olan o harabe ne olursa olsun asla düzelmeyecek çünkü paramparça olmuş, o kadar çok kullanılmış ki zarar görmüş.
Bu yüzden Uğraşlar; Tamamen bir zaman kaybı, Bir yorgunluk, Bir kırılan umut, bir vazgeçilen hayal olmuş.

Oysa o evde yaşıyordum ve yağmur yağıyordu her gün. Evin içi sırılsıklam kalıyordu ve bu da bana zarar veriyordu her ne kadar yağmuru sevsem de. Sevdiğim şeyden zarar görüyordum âdeta. Evde durmamla dışarıda durmam arasında da pek bir fark yoktu sanki ama ben yine de çabalıyordum. Olmayacaktı işte. O evden benim ölüm çıkmadan olmayacaktı.
bir zamanlar ev olan o harabe düzelmeyecekti.
anlamak ya da mutlu olmakta istemiyorum ki. iyi veya kötü hiçbir şeye sahip olmak istemiyorum. dünyaya ait her şeyin üzerimden sıyrılmasını istemiyorum. bundan sonrasını her şeyden ve herkesten uzak yaşayıp tüketmek istiyorum fakat mümkün olmuyor maalesef.
kötümserlik, karamsarlık değil aslında bu isyan falan da etmiyorum. sadece herkesin istediğini istemek zorunda olmadığımı biliyorum. çünkü beni mutlu edip doyuma ulaştıracak şeyler değil. işte bunu biliyor olmak beni sıfıra düşürüyor sanırım.
sanki başka bir alemde yaşıyordum da buraya sürgün edildim ve evimi özlemiş gibiyim. sanki beni başka bir evrende bekleyenler var da oraya gidememenin acısını çekiyorum gibi hissediyorum..
Sadece yok bişey diyorum o kadar.

Bir film izlerken düşünüyorum ne zaman 2023 e geldik diye garip düşünceler.

bu düzenden sıkıldım belkide.

Biraz çocukken daha iyidi takacak bişey yoktu sanki.
uykum geliyor yatmalısın...
Bazı şeyler için dönüm noktası yaklaştı, tehlike içinde olacağım günler geldi artık. Seven sevmeyen herkesi öpüyorum.
Hem canım cennette, hem çüküm amcikta olmaz. Hayirli ramazanlar..
Hiç unutmamam gereken bir sözdü ve ezberim kuvvetli değildi sanki.
Ve bu yüzden, Onu her ezberlediğimi sandığım anda ondan çok daha fazla uzaklaşıyordum tekrar etmediğim için. Yalnızca bunun farkında değildim. Sıkmıştı zihnimi.
Her şey ait olduğu yere rücu eder.

Er ya da geç.
şu an çok acıktım. ezan okunuverse de hemen yemek yesek. namaz kılanlara saygı duyunca nasıl namaz kılmayabiliyorsak oruç tutanlara saygı duyarken de yemek yiyebilmeliyiz.
Vattara virileri virileri.
Vattara virileri virileri.
Vattara bir ileri iki geri.
Vattara iki geri bir ileri.
2023 ün anlamsız günleri .
ne yapsak diye düşünmek.
ya da kendini kandırmak gerçek durumunda.
fazlası olmaması iyidir genede.
2021 son gününden sonra lanetli oldu 6 ay.
düze çıkacaz dedik yıl sonu geldi.
2023 bitmesede önemli değil bitse de zaten 2020 lerdeyiz 2024 2025 salla geç türkiyede iken bir yıl aynı geçer monoton geçimlerimiz uykularımızda.
Bir arkadaşım " bizim sevgimizle sevgilinin sevgisi aynı olabilir mi?" dedi. Çok haklı. Ben de sevecek, sevilecek birini tanımayı çok isterim ama yok gibi öyle biri. Kimseyi tam anlamıyla işte bu diyerek kabullenemiyorum. Böyle de sorunluyum işte.
yarın profesyonel olmayan bir görüşmede siyah takım, içine siyah gömlek ile lacivet mi, gümüş gri mi, yoksa risk almadan siyah kravat mı taksam; kafamın içerisinden atamıyorum.
gümüş gri fena olmaz.
34 yaşındayım. Çanakkale Boğazı yakınlarında emekli hayatı gibi bir hayat yaşıyorum. istanbul'a dönmek istiyorum ama depremden korkuyorum.

Ne yapsam bilemedim. Buradan yavaş yavaş sıkılmaya başladım ve istanbul'u özledim.
Yer değişelim koalacım.
Uyuyamadım dün.
bu kadar rahatlık rahatsız ediyor beni sanırım.
34 yaşındaymış o.
aciz zevatların günah çıkardığı hesapta bozuk psilolojilerini düzeltmek istedikleri ağlama duvarıdır.
Ömer dizisindeki Tahir gibiler yüzünden hayattan soğudum. Öyle çoklar ki, sözlüğe, burnunuzun dibine kadar geldiler. Bu tür insan popülasyonun çokluğu nefes darlığı yaşatıyor bana. Dünyada gereğinden fazla insan görünümlü varlık var. Sahicileri kalsa diğerleri yok olsa hayat güzelleşir diye düşünüyorum.