bugün

Bir ideal uğruna ölmek ne güzel.
Ölmesen bile çalışmak, mücadele etmek ne güzel...

Sağlıklı, sıhhatli, başarılı, inançlı, huzurlu bir ömür sürmek isterim...

Ölüm çökünce bedenime özgür bir ruh isterim, kıyamete kadar sürecek bir hikâye...

Ruhum tekrar yeni bedende bulunca kendini üzerimdeki toprağı silkip "la ilahe illallah" demeyi isterim.
Bu evden defolup gitmem için yalvarmaniza gerek yok. Zaten 3 hafta kaldı sabredin.
hayat çok boş. insanı hayata bağlayan birşeyler gerek. bende olmayan.
Çok şey istememiştim aslında...
O kadar kalabalık içinde yapayalnız büyümüşken,
Tutunacak bi dalım olsundu tek istediğim...
Çok sey istemedim ki...
neden bana iyi gelen herşey uzağımda kalmak zorunda.
isyan etmiyorum ama tükendim artık..
almasınlar elimden sevdiklerimi.
gerçekten bahtısz olduğumu düşünüyorum ya. insanın hiçbir işi rast gitmez mi? ulan bir tane be. çok yoruldum. en büyük dileğim bir an önce ölmek.
yorgunum. insanlara her güvenişim de onları kaybetmekten yoruldum. insanların bencilliklerinden
sadece onların dertleri varmış tek önemli şey kendileriymiş gibi davranmalarından yoruldum. ve bu nedenlerden insanları hayatımdan çıkarmaktan yoruldum.
bir insanı kandırıp nasıl yolunuza bakıp, hayatınıza hiç birşey olmamış gibi devam edebiliyorsunuz? hiç mi aynı şey benimde başıma gelebilir diye düşünmez bir insan? ah almaktan nasıl korkmaz bir insan!

canı yanan sabretsin..
Telefonu alıp yatakta takılmak artık bir lütufmuş gibi geliyor bıktım şarj başında beklemekten lanet olsun bu hayat lanet olsun bu sevgim dırım dırım..
Boşa yaşıyoruz bea, aslında herkesin dünyaya gelişinde bir hikmet vardır diye düşünüyorum o ayrı ama kendime dönüp bakınca, ne bileyim boş beleş, işte böyle.
Çok acıktım 2 porsiyon iskender söylemek istiyorum.
dertleşecek biri olsa neler neler söylerim de işte...
hayallerime kosmak yerine bir kızın pesinden kosmayı seçtim. ailemle sohbet edecegim yere onunla sohbet ettim. hayallerimi onunla paylastım. güvendim. sevdim. bitti. simdi hayallerimi gerceklestirebilirim. insanların yapamazsın dediklerini yapabilirim. evet yapabilirim. Basardıgımda, geriye dönüp baktıgımda o küçük insanlara büyük hayallerin nasıl gerceklestirildigini küçük bir tebessümle gösterebilirim. ve aslında gerceklesmek üzere olan bir düşünce asla hayal degildir.
Never say never.
Yes, you can.
Kendimden nefret ediyorum.
şu güzel ülkeyi şu hale getiren her kim veya kimlerse karşılarına çıkmak için gün sayıyorum. bizi savaş içine çeken siyasetçilerin, eğitimin ikinci plana hatta daha geri planlara atıldığı düzenin sebebi kim ise hesabını sormak için gün sayıyorum. Allah'tan en büyük isteğim bu vatan hainlerine, bu sempatik gösterilmeye çalışan insanların karşısına dimdik çıkmak.
hayata anlam yüklemeyi uzun zaman önce bıraktım. artık basit düşünüyorum. fakat uzun zamandır nasıl olur da bu kızı unutamadığıma anlam vermeye çalışıyorum. olaya duygusal yaklaşmamak için bilimsel yaklaşayım dedim o da bir boka yaramadı -ben zaten sağ lob la sol lobu bile ayırt edemiyorum amk.- nasıl oluyor da seni üzen, yarı yolda bırakan, ağır sözler söyleyen birisini unutamazsın. lan tamam unutamıyorsan da küs bari o da olmuyor.

eğer aşk buysa çok boktan birşey.
(bkz: bismil emniyet müdürlüğüne yapılan saldırı)
Askerlerimiz,polislerimiz şehit oluyor yaralanıyor ulan var mi daha önemlisi?
Sesini telefon konuşmalarından tutuyorum aklımda, yüzünü bir kaç fotoğraftan..
Hala içim titriyor adına nerede rastlasam..
Üzgün değilim. Kızgınlığım geçti, 
kırgınım sana sadece.. 
Aynı gökyüzü altında, ayrı sabahlara uyanmak sıkıyor biraz da canımı..
Kendimi senin yerine koyuyorum bazen, sana da hak veriyorum.
Gitmeyip de ne yapacaktın ki? 
Sen doğru olanı yaptın, bunun için suçlama kendini. 
Uzun zamandır ne yaptığımı bilmiyorum.
Düşüncelerim, duygularım bile eskisi gibi değil. Biraz zaman iyi gelir dedim, her şey
daha da kötüye gitti. 
Keşkeler dilimden düşmüyor, özlemler eksilmiyor yüreğimden..
Her şeye rağmen çıkıp sana gelmeyi düşünüyorum bazen. Bir kere yaslasaydım yorgun
başımı omuzlarına, uyansaydık seninle yüz yüze aynı sabaha..
Biliyorum, sen de severdin aynı aşkla...
Lisedeyken olmadık zamanda, böyle tam azıcık daldığınızda size hunharca soru soran öğretmenin münasebetsizliğini taşıyan başlıktır.

Sonra bir de tavır filan yapar. Sanki herkes onun gibi senelerdir aynı konuyu işleyip işleyip tekrar işliyor.
Gel gör ki diyemem...
Korkarım umudumun kırılmasından.
Daha tomurcukken kuruyup, solmasından...
Diyemem sana.
Kuzumm.. bebeğim.. diyemem.
Korkarım...
sözlüğe saatlerce girmiyorsun ya hani. mesela diyelim en son 10 saat önce girmişim.

tekrar gelince insan bi bildirim, bi mesaj, bi nickaltı ne bileyim bir hareket olsun istiyor. geldim baktım ne dürten var ne mesaj atan ne bi hareket. hevesim kırıldı, küstüm size.

(bkz: ooo kanka hiç arayıp sormuyon valla heee)
Birazcık kinci olmak isterdim.

kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın beş dakika sonra affedebilme gibi boktan bir özelliğim var, evlerden ırak. evet insanlara her daim pozitif yaklaşabilmek çok güzel fakat birileri bu iyi niyeti suistimal etmeye çalıştığında kendimden tiksiniyorum.

otomatik affedici olunca kalp kırmaktan çekinmiyorlar. Nasıl olsa hapsurup affeder, nasıl olsa hapsurup birazdan sakinleşip unutur diye düşünüyorlar. haklılar da. lanet olsun haklılar. gelişimini tamamlamamış çocuktan farksızım, bu nasıl karakter bu nasıl kişilik aq. gereksiz duyarlarınızı da alıp çıkın hayatımdan.
inancımı öldürdüm. Umudumu öldürdüm. Sevgimi öldürdüm. Vazgeçe vazgeçe ilerliyorum artık.
Uludag uni ogrenci isleri sefi olan kaltak, sana pis dava actim ne bok yersen ye.
Havai fişekler yüzünden kuşlar kalp krizi geçiriyorlarmış. Yapmayın.
Ya kızacaksınız ama uygun başlık görünce dayanamıyorum artık namaz kılın.