bugün

gerçekten çok yoruluyorum.
Her sabah 17 duraklık metro seyahatimden birinde yine bugün metroda yer verdiğim amca, onca yola rağmen yer verdiğim amca ..gitti genç kıza yer verdi. Sanırım kendi kızıydı.
Yakasından tutup amca kendine gel yaşlısın sen otur şuraya dememek için zor tuttum kendimi.
O kadar yolu ben ayakta amcayla gittim. Kız oturarak.
Düşününce bile sinirleniyorum.
Birilerini kullanmak istemiyorum ama zorla kullan beni diolar hea iyilik olarakda baz alınabilir.
Neler hissettiğimden keşke emin olsam, ne bugünüm dünümü tutuyor ne de yarın aynı şeyleri düşüneceğimden emin olabiliyorum. En korktuğum ve en nefret ettiğim şeyle savaşıyorum; belirsizlikle.

Ben bu kafayı kaldırmıyöörüm.
Ansızın silik olup gitmek istiyorum.
Biraktim deyip gizli gizli sigara iciyorum.
Canım kardeşim, hani sana geçen gün aldığın frambuazlı pastanın yere düştüğünü söylemiştim yaa... Yere düşmedi aslında, yedim ben onu. Affet :(
Dertleşecek, hevesle bi şeyler anlatacak bir tane arkadaşım yok. Bazen insanlar yük oluyor bana bazen çok arıyorum.
kendimden nefret ediyorum açık ve net.
Cennet, annemin yüzü imiş. O da hatırlayabilirsemmiş.
yalnızlığım bilinçli bir seçimdir.
bu bir öz itiraftır.
Telefon görüşmelerini kaydeden uygulamadan onun sesini dinliyorum. en son beş ay önce konuşmuşuz.
para harcadıktan sonra çok üzülüyorum. hesabımdan para eksilince mobil uygulamadan bakiyeme bile bakamıyorum.
akşam ertesi gün için çok güzel plan yapıyorum.ertesi gün olunca planımın %10'unu bile yapmıyorum.
erteleme hastalığı bu olsa gerek.
insanlara bakıp kaliteme hayran kalıyorum fakat bunu sadece burada dile getirebiliyorum .
Oğlum uyurken yaptığım en büyük işsizlik türk kahvesi içip telvesini yüzüme sürmek.
Şimdi onu yapmak üzereyim.
böyle sessiz sakin sözlükte takıldığım geceleri özlemişim.

yıllar, neler çaldın sen benden.

neyse bi kahve koyayım, bu gece sözlük vakti.
Bazen durduk yere ilk günlerimizdeki mesajlarımıza dönüp, okuyup gülümsüyorum.

Neredeyse 2 yıl dolacak, bana hâlâ aynı heyecanı yaşattığın için teşekkürler sevgilim.
Normal bir insana göre kendimi çok eksik görüyorum. Ve hayatta en çok bu konudan dolayı zorluk çekiyorum. Aşmak istiyorum ama bu konuyla ilgili bilgim olmadığı için ve birine sormaya çekindiğim için ne yapmam gerektiğini, nasıl aşacağını bilmiyorum. Aşılır mı onu da bilmiyorum.

Mesela 7/24 dalgınım. Düşünmeden duramiyorum. illaki aklım bi yerlerde oluyor. Hal öyle olunca yaşadığım ana odaklanamiyorum. Çevremde olan biten hiçbir şeyi göremiyorum. Biriyle yürürken bak şu şöyle, ora böyle deyince şaşırıp kalıyorum. Nasıl görüyor o ayrıntıları diye. Arabanın biri giderken diyelim bi yere vurmasına ramak kala hemen görüp uyarı verir adama ama ben olsam kafam kim bilir hangi dünyalarda oluyor. Carpsa bile belki haberim olmaz. Araba demişken, bu yaşıma kadar arabalara ilgim olmadı hiç. Belki olmuştur da bizde öyle arabası olan olmadığı için hiç suremedim araba. Araya uni falan girince epey gecikti araba sürmeyi öğrenme yaşım. Geçenlerde ehliyet için sürücü kursuna gittim. Kalkış falan onları öğrendim ama mesela kuzenimle bindiğimde yandan son sürat hızla araba çarparken saniyelik kurtardı arabayı. Kendime baktım, 70 le otobanda giderken önde tır'ın tekeri patlamış, reflektor koymuş önüne. Ben dümdüz gidiyorum hiç bir şey yokmuş gibi. Eğitim hocası da beni izliyor. Baktı mesafe daralıyor müdahale etti. Önündeki tırı nasıl görmedin diye de şaşırdı biraz. O olaydan sonra araç kullanamayacagima kanaat getirdim. Herkesin illaki başına trafikte gelmiştir ani bir kurtarış ama benim öyle hızlı reflekslerim olduğuna inanmıyorum.

Bana söylenen her şeyi kafama takarim. Bir insan düşünmeden bile bir şey söylerse bana, saatlerce o cümleyi yorumlayabilirim. En mutlu anımda bile biri çok basit bir şey dedi mi bütün enerjim bir anda kacabiliyor. Sonra başkalarına bakıyorum. En gürültülü tarstismadan sonra bile hemen olanları unutup enerjilerini toplayabiliyor.

Bir ortama girerken tüm konularda kendimden iyi insanlar gördüm mu ozguvenim yerle bir oluyor. Hep bi kıyas içindeyim kafamdan. Onların yanında rahat olamıyorum.

Yabancılarla konuştuğumda ne cevap verecgimi bilemiyorum. Cevap veririm ama laf olsun diye konuşurum. Sonradan aklıma geliyor. Keşke o zaman böyle diyeydim diye.

geçenlerde gittiğim bir düğünün videolarina baktım, kendimi izlerken yerin dibine girdim. Millete baktım gayet düzgün şekilde dizlerini müziğin ritmine uyacak şekilde kiriyorlar ama kamera bana geldiğinde gördüm ki zerre esneme yok ve kamera karşısında nasıl bakacağımi da bilmedigimden çok kasildigim da belli oluyor.

Hiç atik değilim. Yanımda biri ayağı takıldı düştü, bir şey oldu diyelim hemen atlayıp yardım etmek gelmiyor aklıma. Başta mal mal izlerim. Sonradan aklıma gelir. Geçen dayinin biri yanımdan geçerken bisikletle düştüğünde kafam da hemen başka bir dünyaya gitti. Orda bi anlamın yardım et, yardım et deyişiyle atladım dayıyı kaldırmaya.

Bu durumlar benim yaşam kalitemi düşürüyor açıkçası. Çoğunun sebebini çok yoğun dalgın olmama bağlıyorum. Dediğim gibi aşmak istiyorum ama nasıl aşılacağı konusunda hiç fikrim yok. Bu bir hastalık/rahatsızlık olsa bir şeyler yapardım aşmak için ama bu durumla ilgili hiçbir anahtar kelimem olmadığı için arastiramiyorum da. Bu durumu çözebilmiş biri olursa eğer bilgilendirirse çok sevinirim.
Olmak istemediğim bir adam haline dönüştüğümü hissediyorum. Bu hoşuma gitmiyor.
Ben yalnızlıktan çok korkuyorum.

Ve bir insanın bana bağlanmasından da.
Bütün bir hayatımı tek bir kişiyle geçirme düşüncesi bazen beni boğuyor.

O hayatın yalnız geçen her saniyesi ise kayıp.

Bu nasıl bir çelişki.
Ezeli rakibin puan kaybettiği maçların özetlerini izlemekten keyif alırım
Teşekkürler Y.malatyaspor
itiraf edicek pek bi şey kalmadı ama doğruyu söylemek gerekirse savruluyorum hem de daha önce hiç olmadığı kadar.
bir sakin olun aq.
garip ve belki saçma bir şekilde insanlığın nüfusu sayısal olarak artsa da, sanki bana azalıyormuş gibi geliyor.
her insan gün geçtikçe birbirine benziyormuş gibi.
her geçen zaman daha çok pek çok yönden tek tip insan.

bu duruma tepki gösterenler dahi kendilerine sunulan başka bir zıt kimliğe sarılıyor.

bence insanın kişiliğini, zevklerini, görüşlerini, fikirlerini başkalarının belirlemesi ve oluşturması her şeyden çok daha kötü bir durum.
dahası ki zihin kontrolü ile insanlar bunun ya kendi tarzları olduğunu veya mantıklı olanın bu olduğunu düşünerek mutlu olması.

zincirin en zayıf halkası da olsam, asla beyni yıkanmış, mekanizmanın bir parçası olmayacağım.
asla fikri yönden bir sistem adamı olmayacağım.
veya farklı bir dayatılan kimlik olan sözde sistem karşıtı da.

bana dayatılan hiçbir şeyi kabul etmeyeceğim.
kendi kimliğim, kendi zevklerim, kendi fikrim ve düşüncem.. her şeyi bana dayatılan sayısız kombinasyondan uzak bir şekilde, kendim belirleyeceğim.

bir şeyin güzel olup olmadığına popülerliğini hesaba katmadan karar verebileceğim.
vasat bir şeye pr çalışması sayesinde tapmayacak veyahut güzel sayılabilecek bir şeye sözde karşıtlık sıfatıyla gereksiz çamur atmayacağım.

kendim olacağım.
evet derdini silkeyim butonu kullanılacak bir itiraf.