bugün

Bazen bir şeye çok fazla takılıyorum. Gereksiz yere. Değmeyen kişilere. Saçma yorumlara. Bunları aşmam gerek artık.
Ekmek severim.
yapılan yanlışları içimde aklamaktan sıkıldım artık.
bana karşı gördüğüm hataları ben abartıyorum demekten usandım. insanlar empati yoksunu. bir kanatlarım olsa uçsam gökyüzüne silksem yakamdaki tüm ağırlıkları.
kimseden nefret etmiyorum. nefret duygumu bile insanlara vermek istemiyorum. bu yazımı okuyup beni anlayan insanlar elbet olacaktır.
başka kabuklara bürünmek gerekiyor dostlarım. en azından kendim için.
kendimde hata ararken; toplum baskısından yaptığım bir hata canlanıyor gözümde ve son dakikada kendime gelişim.
haa bir de ben böyle bir şeyi asla yapmam deyişim. büyük konuşmamak lazımmış.

çok şükür.
Babamın siyasi kimliği benimkiyle tamamen zıt ve nerde karşılaşsak birbirimizle kavga edercesine tartışıyoruz off of.
her bu başlığa girdiğimde yazıp siliyorum.
yine içimden ettim.
Küfüre karşıyım aslında hatta nefret ederim...

Ama şu an anasına avradına sövesim var.
hayatımın geri kalanına güzin abla tarzı bir blog açıp tüm gün insanların dertlerini dinleyerek devam etmek istiyorum.

küs olduğum insan "kanka böyle böyle oldu napıcam" diye iteledi derdini, akıl aldı benden. durduk yere dert keder çekiyoruz bari bir ünvanımız, vizyonumuz olsun.
Hayatta diyet yapamam, umarım bir gün yapmak zorunda da kalmam.
Ben;
20lerimde Yaprak
30larımda Aslı
40larımda Fatoş gibi olurum zannediyodum,
23ümde Makbule oldum çıktım.
Hayaller-Hayatlar.
Neyse ben bi helva kavurem.
Beni aldatmasına rağmen hala onu çok seviyorum.

Gel dese bir dakika durmam lanet olsun içimdeki bu sevgiye nasıl bir bokmuş mk bu.
Sanırım sözlükte bir düşmanım var. Bilgi içerikli entrymi bile eksiliyor kendisi. Derdim eksi değilde hıncını böyle çıkarmak çok çocukça değil mi beybisi?

Allah müstehakını versin ne diyeyim.

Edit: yine damlamış sevimsiz hıyarağası. hıncını böyle alabiliyorsan eksile tatlım.
tatlı yemeyi sevmeyen insanları, yemek yemeyi sevmeyen insanları , ha bide yemeği hayatta kalmak için yiyen insanları sevemiyorum galiba.
keyfim yok be sözlük zülali çok özledim ama o beni sildi amk .
Beter oldum sözlük..zor..o kadar kızgınım/nefret doluyum ki kendiliğinden oldu bu yüzümün ruh hastası sakinliği görünüşü. Böyle huzur dolu ve hanım hanımcık duruyor yüzüm..bozamıyorum şeklini.
Bir şeyleri bir şeylerle karıştırıp yeni bir şeyler keşfede-me-mek gibi garip bir huyum var. Tonik-ice tea, pembe ruj-kırmızı ruj, fiyonk makarna-burgu makarna... O an ilgimi ne çekerse.

Az önce de merakıma yenik düşerek iki parfümü birbirine karıştırdım, tabi ki berbat oldu.

Korkuyorum ki ölümüm bir gün banyoda çamaşır suyu ve tuz ruhu görüp, kendime engel olamamam sonucu karıştırıp solumam sebebiyle olacak.
kime nerde nasıl ne şekilde davranacağımı bilemez oldum. Durkheim'in anomisini iliklerime kadar yaşıyorum.Modernite ve medeniyet kapsamında bize dayatılan;rekabetçi,empati yoksunu ve bencil insanların arasında kaldım.Çığlıklar atıyorum fısıldayarak,bu zulüm ne zaman bitecek diye.iyi niyet , görmezden gelme,uzlaşımcı olmak prim yapmıyor ne yazık ki.Bunları uygulayan insanlar her seferinde salak,aptal yaftasına yapıştırılmaktan kurtulamıyor. içimizdeki iyiliği kademeli olarak öldürdüler ve bundan da şikayetçiler,üstelik bu aşamaya gelmemizden mesul olanlar şikayetçi. Tam bir tezat ve ikiyüzlülük. Her seferinde bu konular gündeme geldiğinde 'kapitalizmin oyunları' vs. diyerek geçiştirilir ama aslında bunu diyenler o kapitalizmin aşığıdır. Bu sistemde birilerinin mutluluğu birilerinin çöküşüyle mümkün. Hal böyle iken ,bu sistemde mutlu olmayı reddediyorum.Çünkü mutsuzken daha mutluyum. Sisteme entegre olmayı ,başkalarını ezerek bir yerlere gelmeyi,başkalarının feryatlarına duyarsız kalmayı reddediyorum.Çünkü farkındayken daha mutluyum. Ey tanrım sende mi serbest piyasadan yanasın neden müdahale etmiyorsun?
Çok istediğim halde insanların beni sevmemesinin tek sorumlusu benim. Nasıl davranacağımı bilmiyorum. Ama ben buyum. Değişemem. Beni sevecek bir Allah, ondan sonra da ailem var. Bazen bizim seçmediğimiz kişisel özelliklerimiz de imtihanımızdır.
bir an önce yarın şöyle akşam üzeri 4-5 olsun istiyorum. 11'deki seminerim hemen bitsin istiyorum. kimse bana soru sormasın istiyorum. paşa paşa anlatayım ve çıkayım istiyorum. çok şey mi istiyorum?
bazen diyorum inat etme fırsatın varken yap,konuş,yaz,sesini duy belki bulamazsın sonra ve bu canımı çok yakıyor inanılmaz yakıyor.

bir insani gelmeden senin olmadan nasıl kaybetme korkusu yaşarsın bilmiyorum ama bunu hissediyorum.

günlerim çok gergin geçiyor sürekli boğazım ağrıyor.
tuzlu kurabiye seviyorum.
Oldu mu o kadar ya?
Yatayım bari sabah iş var.
ne kadar doğrudur sevdiğinin değişmesini istemek? onu o olarak sevmek midir gerçek aşk yoksa her gün onun gelişmesini güzelleşmesini veya hareketlerinin değişmesini mi beklemek? onun değişmesini istersek tam anlamıyla sevmiş mişizdir onu? peki değişirse ya istediğimiz yönleri de yok olup giderse?

aklımda deli sorular...
sınıfta işemiştim.
Surekli hatalar yapiyorum. Insanlara degil kendime. Kendime hic deger vermeden bir suru tasin altina giriyorum. Hep pisman oluyorum hep. Kendime bunlari yaptigim icin. Bir kez olsun akillanmayacak miyim?