bugün

güldürdünüz piçler diyip sandalyeden düşmek isterdim ama zaten ilkinden baya çekiyoruz. üç deyince dağılalım beyler! üç!
Haklı çıkmak yada olmak kadar kötü birşey yok bazen. Keşke yanılsaydım keşke şaşırtsaydı beni dersiniz.
nays itiraflarin bed olan kısmıdır.
hayırlsı be sozluk..
hayat, bu sabahta şiş gözlerle uyandım ya yeni güne bunlar hep senin yüzünden. onun için senin ananı avradını sikeyim.
bugün sınavım var ve can yakmak istiyorum. hayda bre.
ishalken osurayim derken sictigim doğrudur.
Kadın dediğinin elleri güzel olacak.
salgından korunun abi
başım çatlıyor başım
vücudum hurdaya dönmüş gibi
salgından korunun abi.

çalar saatim çalıyor
sandalyenin arkasından
final sınavım yaklaşmış olmalı
salgından korunun abi.

yoktur böyle kafiye
görülmedi böyle uyak
gribal enfeksiyonlardan martılara selam olsun
salgından korunun abi.
öyle şeyler bir defa oluyormuş.
dün kaçmak isteyince gittiğim tek yere gittim.

bir gecekondumuz var. çok şükür ki imar..gibi problemleri olduğundan yıkılmadı. çevresi alışveriş merkezleriyle, apartmanlarla dolu. o ranta meydan okuyan bir kale, o birr asi. bazen;

- seni yenicem ulan kapitalizmmm!

diye sessiz ve derinden bağırdığını düşünüyorum. o derece sağlam bir duruşu var.

içinde eşyaları da bulunan bu ev benim sığınağım. dert ortağım...

eşim bu evi arkadaşlarıyla piizlenmek için kullanıyor. ben arada ablam ve bir iki arkadaşımla uğrayıp sohbet etmek, yazın bahçeyle uğraşmak, kafamı dağıtmak için. onun dışında boş. adına da ''kozmik oda'' diyorlar. ne gibi sırlar varsa artık içinde. *

neyse... dün ablamla bizim gecekonduya gittik. girdiğimizde içerisi leş gibiydi. önce havasızlık ve sigara kokusundan oluşmuş kesif kokudan kurtulmak için camları açıp, içeriyi havalandırdık. sonra sobayı yaktık. birikmiş bira şişelerini attık. kültablalarını, mutfakta kalan bulaşıkları temizlerken erkek milletinin kulaklarını çınlataraktan temizliği bitirdik.

sonra arka bahçeye çıktık. arka bahçe dediysem yarısı yol geçince uçmuş, herkesten gizliymiş görünümü veren bir bahçe burası.

içinde iki ayva, bir incir ağacı var. bir de asma. yazın tahta çardakta bize gölge etsin diye dikmiştik. hava nasıl soğuk anlatamam. it durmaz dedikleri cinsten. ama hiç aldırmadık. hapishaneden yeni çıkmış insanlar gibi gökyüzüne baktık. betonlar arasında yaşamayı unutmuşuz, üşümeyi bile özlemişim...dedim kendi kendime.

iki köpüklü kahve yapıp bahçede bir saate yakın lafladık. sigarayı bıraktığım için ilk defa üzüldüm. sohbet vardı, keyifliydim ama sigara yoktu. ablamdan fırça yiyeceğimi bilmesem sigarasından bir fırt çekicektim.

sonra sigara isteğimi bastırmak için yazın içerdeki hareketliliği farkedip bahçeye dalan çocukları , bahçedeki maydonoz, yeşil soğanla yapacağım kısırı hayal ettim. marula sarıp üzerine sıktığım limonun -foşurttt sesi bile geldi kulağıma.

donmaya ramak kala içeriye girdik. çözülmek için soba kenarındaki kanepelere yayıldık. iki kadın yanyana gelince yapacakları ilk şeyi (dedikodu) yaptıktan sonra evlerimize dağıldık. ne televizyon ne internet...

iyi geldi vallahi. açıldım.
yıldızlı bakınız vermeyi çok seviyorum.
Hukuk fakültesini bitireceğim şu sıralar görüyorum ki hakimlerin ortak paydası maklube sofrası. Ne yazık.
Bu sevinçli, akıllı uslu insan sesleri arasında yalnızım. Bütün bu adamlar; vakitlerini dertleşmekle, aynı düşüncede olduklarını anlayıp mutlululuk duymakla geçiriyorlar. Aynı şeyleri hep birlikte düşünmeye ne kadar da önem veriyorlar. Bakışı içe dönük, balık gözlü, kimsenin kendisiyle uyuşamadığı adamlardan biri aralarına karışmayagörsün, suratları hemen değişir!
iyi değilim sözlük bunu gelip buraya yazmakta en kötüsü.
Metenin babaannesi kaşar.
Üniversite üçüncü sınıfta evle çarşı arasında mesafe çok olduğundan ve spor yapmaya teşvik olsun diye bir bisiklet almıştım. henüz aldığım ilk günün akşamında çarşıya gidip alışverişimi tamamladım ve eve doğru gidiyordum. sokağın karşında o'nu gördüm be sözlük. yavaşladım ama bi' kez bile dönüp bakmadı. kalp atışlarım hızlandı, o bir kaç saniyede terlemeye başladım. dönüp baksın, gülümsesin istedim. olmadı... o'nu geçtikten sonra son kez arkamı dönüp bakmak üzereyken gelen arabayı göremedim. o sert fren sesini duyan insanlar başıma toplanmaya başlamıştı. bana ne olduğunu zerre düşünmedim. insanlar bir şeyim olup olmadığını sorarken bense arkam dönük hala onun gidişini seyrediyordum. sonra kendime geldim ve bisikletin o halini gördüm. ayaklarımda ufak birkaç çizik ve morluk vardı. hiç acı hissetmedim. sevdiğin insanın sana yokmuşsun gibi davranmasının acısı nasıldır bilir misin be sözlük? arabanın sahibi hastaneye götürmek istedi, önemli bir şeyim yok diye reddettim. sonra yürüyerek eve geldim. bunu ilk kez sana söylüyorum sözlük.
öğretmen olmadan önce daha çok matematik biliyordum sanki.köreldiğimi hissediyorum sözlük ve bu çok boktan bir hismiş.
hiç keyfim yok ve nedenini bilmiyorum.
bugün benim doğum günüm sözlük * .
her şeyin çok daha güzel olacağına olan inancım artıyor.
Sevgilimin sayesinde bu kadar optimistik olabiliyorum.
Bitanem benim.
Onu çok seviyorum.
Ya kankim canımın iÇi Çocuk bi tane lens bulmuş 70-300 herhalde yan sanayı falandır dedim 100-150 tl falan dedim, baktım ki orjinalmiş. 800-900 tl. Kankime söylemeyip 100tlye alma niyetindeyim sözlük :(
dinlemeden kaldım sözlük. Büte de girmeyeceğim seneye alttan alırım artık.
Bugün hiç tanımadığım birinden etkilendim ya da öyle olmasını istedim bilmiyorum, bian göz göze geldik ve onun hakkında hayaller kurmaya başladım. sanırım dikkatimi çekmek için bi kaç kere dolanıp durdu yüzüme baktı görmezden geldim şuan suratını bile hatırlayamıyorum belki tekrar görsem tanımayacağım ama hoştu.
yarın tekrar karşılaşmak üzere...
allah kimseyi sevdiği insanı facebook'ta ekledikten sonra kabul edip etmediğine her saniye bakacak kadar çaresiz etmesin.

edit: kabul etti beyler.
o böyle istedi. beni öldürmeyi seçti. göze aldı demek. umurunda değilim demek ki. öyle olsa bunu seçmezdi. beni o öldürdü, kendim değil, başkası değil, düşmanım hiç değil. pişman olacak mı bilmiyorum. göz göre göre yaptı...
bir boka yaramıyorum sözlük. kimi sevsem, kime değer versem mahvediyorum. üzerimde lanet var sözlük. kaybetmek hobim oldu yıllardır. kimse inanmaz oldu artık bana sözlük. seven böyle yapar mı? seven sevdiğini üzer mi? diye. ben bu huyumdan bıkmadım sözlük. canım yana yana, pişman ola ola geçti hayatımın en güzel yılları. bütün seçenekleri eledim artık sözlük. ben hayattan artık sadece 'o'nu istiyorum. insanın her istediği de olmuyor be sözlük. gerçekten senin elmayı sevmenin bir önemi yokmuş. o seni sevmek zorunda değilmiş sözlük. huylu huyundan ölünce vazgeçermiş ya. doğruymuş valla. ben 'o'nun gözünde öldükten sonra bu huyumdan vazgeçtim sözlük.