bugün

Bu üşengeçliğim yüzünden başıma gelmeyen kalmaz sözlük.
çocukluğumda vahşi güzel ve rosalinda izler, hiç bir bölümünü kaçırmazdım. Natalia Oreiro'ya aşıktım. ayrıca rosalinda'nın "ay amooor dıdırıdııı * rosalindaaa" şeklindeki jingle'ı hala kafamda yankılanır.
kedilere bayılıyorum ya. evde bir sokak düşkünümüz var sabah erkenden çıkar gece yarılarına kadar sitede gezer. gece vakti araba falan çarpar diye yatmadan eve alırım. aldığım an hırlamaya başlar diğer kedilere saldırır bana saldırır ama ipini gösterdiğim anda göz bebekleri büyür ve anında ipin peşinde koşturmaya başlar. öyle sakinleştiririz.
arkadaşlarımın gazına gelip de yapmayacağım bazı şeyleri yaptığım için pişmanım.
bu gece mala bağladık yine. kafamda kırk tilki gezdirip kırkının kuyruğunu birbirine değdirmemek mümkün mü?

yemiyo artık.
Bembeyaz işediğim her an içimden "vücudumun suya ihtiyacı var" diyorum. Ve bunu yapma sebebim lisedeki sıra arkadaşım olan utku adındaki piç(zafer amcayı tenzih ediyorum).

Ilk kez ondan duymuştum bunu.

Edit: utku adındaki kimselerin piç olduklarına inanıyorum(sözlükteki utku'ları tenzih ediyorum).

Edit2: tam tersiymiş ve nedense şaşırmadım buna.
online yazarlar listesinde "B" harfinin ilk sırasında benim nickim var. Bu beni çok mutlu ediyor sözlük.
Bakın biz köyde horoz da sikerdik.
horoz sikmenin de bir raconu var.
Kırmayacaksın horozu. O da can.
arkadaş ben bu sözlüğü anlamıyorum...

biri bana anlatsın allah aşkına ya. hatta herhangi bir moderatörden rica ediyorum anlat!

adam facebook profilinin linkini kendi nickaltında paylaşmış mı? paylaşmış...

e biz o profilden görüntü alıp sözlüğe koyunca nasıl kişisel bilgisini paylaştın diyebilirsiniz?

kendisi zaten nickaltında duyurmuş herkese.

harbi anlamıyorum bu ne saçmalık böyle...

topyekun recm edip bu sözlüğü baştan kurmak lazım. olmamış bu sözlük zall. hiç olmamış.

Gel baştan yapalım. moderatörleri filan komple değiştirmek lazım. hele yancı olanları tespit edip fırlatmak lazım.

moderatörlerin moderatörlükten anladıkları tek şey, türkçeye uygun resmi konuşmaksa ben buna gülerim arkadaş.

gülerim ama gülüp geçmem.

edit: modlar eksiliyor. *
bazen ne yaparsan yap, olmuyor bazen...
bu sene güneyde ve batıdaki tatil beldelerine tatil değil iş için giden nadir biriyim galiba. bu nasıl şanstır bilinmez.
birçok sorunum var. ama siktir edip yaşamama bakıyorum. dünyaya bir kere geliyoruz, tadını çıkarmadan ölmek istemem. gerçek sorun boş bir hayat yaşamak.
Şikeci fenere çok güldüm.
troll olmakla şerefsiz olmayı karıştıran insanlar var. hah, ben onların .mına koyim.
bugün sözlükçü arkadaşlara bir mini bilgi vermek istiyorum.

"Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz. Sultan Süleyman'a kalmadı böyle. Hiçbir kitap yazmaz." sözündeki Sultan Süleyman, Kanuni değil, Hz. Süleyman. Kız ortamında hava atmak için işinize yarar arkadaşlar. öptüm bye..
justin olsam konserime kimse gelmez, daha da bi şey demiyom.
bu intiharlar canimi sikiyor artik.
kimse kendine zarar vermese?
hayatimda iyi seyler duymak gormek yasamak istiyorum artik.
mutlu olmak.
huzunleri kapinin disina birakmak istiyorum.
butun belalar benden uzak olsun!
Bu aralar iyice elizabeth durumundayım. Abazalıktan ağlayasım geliyor bazen.
Bir kızdan hoşlanmaya başlamışsam, hemen gidiyorum kızın twitter hesabını açıyorum. Yazdıklarına bir göz gezdiyorum. Bütün hoşlantı gidiyor. Kendime geliyorum.
sana canım demek için canımdan bir parça ve ışıksız gecelerin sessiz özgürlüklerini verdim. *

ama diyemedim, diyemiycem.
Bir siiri unuttum diye sinir krizi gecirmek uzereyim. Arkadaslar lutfen yardimci olalim icinde bakkal ciragi gecen mahalledeki kadin icin yazilan bir siir vardi. Siirin sonunda cirak kadinin mezarinin bombos oldugunu bir tek ciraklik gunlerinin anisina onun bulundugunu soyluyor.
az önce buraya bir entry yazdım. sonra word'e atıp düzenlemek istedim. sonra fark ettim ki tam 4 a4 sayfa uzunluğunda yazmışım. zaten kimsenin umrunda olmayacak yüzlerce entrymden biriydi, ben de word'e kaydettim, buraya yazmıyorum. düşünce akışımı ve birkaç teorimi yazmıştım. ani düşüncelerimden, düşüncelerimin tutarsızlığından, arkadaşlarımdan, sadece kötü günlerde aranan bir tip olmamdan ve insanların cinsel, siyasi yönelimlerinin beni ilgilendirmediğinden, herkese karşı hoşgörülü olabileceğimden ama başkalarının görüşlerine karışan insanlara hoşgörülü olamayacağımdan falan bahsettim. aslında daha çok konu var da bahsettiğim, siz bu entryden bile sıkıldınız zaten. ne yapalım deyip duruyorsunuz içinizden, duymuyorum sanmayın. işte bu nedenden dolayı o dört a4 sayfalık entryi buraya eklemiyorum. aslında bu entrynin de kısa olmasını amaçlamıştım, cevaplamam gereken mesajlarım var falan ama yine tutamadım kendimi.
anlamsızlaşıyor her şey. oysa dedem hep derdi ki yapacak hiçbir şeyi kalmadığında insanın, hayat anlamsızlaşır anlarsın ki ölüm hemen oradadır.

kitaplarımı kolilere koydum.
her gün alkol almaktan, bağımlı olmuşum. öyle diyorlar.
odamdayım.
sonsuz adımlar atıyorum.
dedeme.
ölüme.
bugün hiç görmediğim birisine papatya aldım sözlük. bi insanı mutlu etmek, bir insanın mutluluğundan mutlu olmak çok güzel bi şeymiş.
ben iyi değilim..

nadiren yazdığım bu dönemlerde bir şeyler anlatmam gerekiyor gibi hissediyorum. sonra düşünüyorum ne anlatmam gerektiğini. şu kelimeleri bile bir şarkının gazıyla yazıyorum belkide. o enerji veriyor bana. odaklanmaya çalışıyorum. 6 saniyeden sonra dikkatim dağılıyor. hafızam yeterince iyi değil sanırım artık. alkol kafası var alkol almadan. ulan bi acı var içimde amınakoyim çözemiyorum. bi eksiklik var. bi dengesizlik var. wolverine filminin ikinci serisindeki gibi saçımı sakalımı birbirine karıştırasım var da mevsim engel oluyor. sahi ne sıcak istanbulda hava. nem nem o sıcak değil.

dedim ya. iyi değilim..