bugün

köyden şehre niye inlir ki.
yaylada melemiş kuzunun eti gibi et mi var.
dereden çıkardığın kırmızı pulu alabalık gibisi yok.
o taş fırından çıkan ekmeğin arasına gerçek tereyağını süreceksin. bigsef de kahvaltı yapsan o yavan ekmeğin yerini tutmaz
arıların balı....
çeşmesinden akan su içilir vede ücretsiz dir.
bahçenden kopardığın kokulu domates...
en önemlisinde köyde kışın çalışmıyon be abi.
bi sn sonra başımıza geleceklerden bihaber yaşamak büyük nimet belkide.
dün bursa mustafakemalpaşaya gitmek için şirketten ayrılıp libadiye caddesine girmiştik.
biz dönüş için beklerken bi araç geri gelip bize çarptı kardeşim ne oluyor falan derken adam inip şoför arkadaşa saldırdı.
ben hemen inip araya girmek için hareketlendim. meğer adamın dükkanının önüymüş hemen bağrışmaya iki kişi bi kişiye mi gireceksiniz demeye başladı içerden 5 kişi gelip bize saldırdı. ama ben tek yumruk vurmadım ısrarla oruçlu olduğumu ve durmaları gerektiğini söyledim.
ellerini tutuyordum 2 3 yumruk attılar ama güç yok yani. sonra 2 kişi bendeyken diğeri ufak bi avizeyle kafama vurdu.
biz vurmayıp ve kaçmayıp orda bekleyince ve tabi bakın yanlış yapıyorsunuz biz yanlız ve sahipsiz değiliz deyince durdular ama hala 6 ya 2 nin artisliğindelerdi . biz bekledik arabada dükkanlarının önünce . 2 kişi gelip bizimle konuşmaya başladı ki biri yine üste çıkmaya çalışıyordu.
kendimizi tanıttık ve olayın burda kapanmadığını az sonra neler olacağını anlattık ,ilk abi inin konuşalım lafını söyledi biri.
5 dk sonra en delikanlısından 4 arkadaşımız geldi ki bu adamları zaptetmek kolay olmadığından biz yapılan kahpeliği tam anlatmadık.
dükkana komşu esnaflardan biri gelip duruşunu takdir ettim kardeş dedi o kalabalık iti kakışta.
olayı provake eden ve sonrasında haince saldıranları tek tek gösterip siz gelip özür dileyeceksiniz dedim.
10 dk önce 2 kişiye 6 kişi saldıran asıp kesen adamlar abi büyüğümüzsünüz özür dileriz dediler ve görülmemiş bi geri dönüşe imza attılar.
kısa günü kar ı olarak ite bulaşmamanın faydasını bir daha anladık. orayı ve onları hercü merç etmeyide bilirdik ama bize yakışmazdı.
- son 35 gündür, geceleri tam 1'de ağlama krizine giriyorum. ama ne ağlamak, sanki gözlerimden fışkırıyorlar. sonra geçiyor, on dakika sürüyor.

-yeşil zeytin'i çok seviyorum. ve onu her yiyişimde çekirdeklerinden çiçek yapmaya bayılıyorum. evet itirafım bu. sırf tabağımda çiçek yapabilmek için deli gibi zeytin yiyorum.

-çocuk sesleri beni hiç rahatsız etmediği halde, üst katımıza yeni taşınan komşularımızın 7/24 zıplayan çocukları beni ciddi rahatsız etmeye başladı. bak benim sinirlenmişim çok kötü olur. onlardan bir kaçını ilk fırsatta bir köşeye sıkıştırıp göz dağı vermeyi düşünüyorum. çünkü annesini defalarca uyarmış olmamıza rağmen bizi pek iplemedi.

-gece sevdiğin birinin uykularını bölmek sevgisizliğe işaretmiş. kalbimi açıp içine mi baktınız? dünya sizin baktığınız pencereden gördüğünüz kadarıyla ibaret değil. beni bencil belleyip, böyle düşünen, yalnızca kendi fikirleri doğruymuşçasına insanları yargılayan insanlardan fena derecede sıkıldım. sıkıldım evet, sıkıldım!
oysa ben, uykudan uyanmış sevdiğimin sesini pek severim. bencillik ya da rahatsız etmek değildi ki amacım. her neyse. kime neyi anlatıyorsam.

-itiraf ediyorum! falım sakızlardan çıkan fallara hala inanıyorum.**
inanıyorum derken şöyle; o falaarın her birinin numarası var atıyorum 1568 gibi. oradaki sayıları topluyorum önce, kaç eder, 20. sonra o falın içindeki 20. harf hangisi diye bakıyorum. *

-sayı takıntım var. telefonuma gelen mesaj sayısı, sözlükteki hesabıma gelen mesaj sayısına takıntılıyım. atıyorum sözlükte 222. mesajımın sahibi kim olmuş, ya da 1000. mesajımın sahbi kim olmuş, benim için önemli.
benzer şekilde saatlere de takıntım var. saat 12:12 ya da 12:21 olduğunda mutlu oluyorum. ya da işte 20:20, 19:19, 13:31 vs vs.

-entry sonuna "ehi" yazan bir yazara istemsizce artı oy veriyorum. yapmayın öyle ama. ehi.*
-peltek s harfi çıkaran insanlara ve gamzeli insanlara zaafım var. ama böyle tarkan'ın ilk hallerindeki pelekliğini kastediyorum, o pelteklik çok güzel.
gamzeli insanların gamzelerinden öpmeyi çok seviyorum. neyse ki kuzenlerim içinde bol bol gamzeli var da yokluk çekmiyorum.*
-ağladığımda, "ağlama sakin ol" diye kendimi teselli ediyorum. acınacak haldeyim.
Sozluklerde falan coluguyla, cocuguyla veya ana/baba olma vasfiyla prim yapmaya calisan insanlardan enteresan bir bicimde tiksiniyorum.

Napiyor mesela hazret.. cocuklarla girilen komik diyaloglara bilmemkimcik annesiyle konusmaktadir, hedehodocuk babasinin burnunu yalamaktadir olaylar gelisir tarzi entryler...

Bakin bu kizi/cocugu ben dogurdum, cok tatli, cok egleniyoruz, hem ben cok da iyi bir anneyim, cocuklarima vakit ayiririm subliminal mesajlari...

Ne model sahtelikler yahu bunlar, ne gerek var ki bunlara?

Gecen bi arkadasimiz dogurdu. Cocuk dogdugu gun cocuga twitter, facebook ne varsa actilar; simdi agzindan paso salak salak mesajlar yaziyorlar...

Yok efendim uykum geldi, yok efendim annemi cok seviyorum...

Ulan hepsini anladim da "her yana sictim, babamlar kokudan duramiyor * " yazmak ne?

Teknoloji insanlari hakikaten manyaklastiriyor.

Ote yandan cocuklari hem sever, hem onemlerini bilirim. Zira cocuklar toplumun, ulkenin, tarihin devamidir. Ve ne kadar ustune duserseniz yarin o kadar guzel olacaktir.

Dolayisiyla iyi ana babaya da saygim sonsuzdur.

Ama yapmayin artik su isleri, harbiden hic sirin degil abi.

Siktiriboktan bi internet sozlugunde iki kisi daha yalakalik yapsin diye veya iki tane retweet fazla almak icin bu gorgusuzluklere girmeyin.

He insan tabi coluguyla cocuguyla ovunur, tabi ki anlatir, tabi ki bu onu mutlu eder.

Ama baska kimseyi hic ilgilendirmeyen detaylari degil iste.
bu zamana kadar yaşadığım hayattan bir b.k anlamış değilim. neden böyle oldu bilmiyorum. hayatı suçlamaktan da bıktım. hayat. ne ki? soyut bir kavram. sanki duvara konuşuyorum. sövsen ne olur sevsen ne olur? bunun hesabını tutmak bana mı kaldı? yeter artık! zihnimi beynimi bu sorulardan, salak düşüncelerden arındırmak istiyorum. mümkün mü? değil anasını satayım. değil işte.

sürekli kendimi yargılıyorum. ben insan mıyım? iyi miyim? kötü müyüm? bunu daha çözemedim. neden sürekli kendimi suçlayıcı ithamlarda bulunuyorum? daha yaşım çok genç. beni bu kadar sıkıntıya sokacak ne hata yapmış olabilirim ki?

bıraksalar sonsuza kadar uyurum. hayat benim için hiç bir şey ifade etmiyor. gün geçtikçe heyecanlarım da azalıyor, azalarak kayboluyor. kendimi çok yaşlı ve yorgun hissediyorum. ama bu bir süre böyle oluyor. sonra bir bakıyorsun çok mutlu, heyecanlıyım. çocuk gibi. peki bu neden böyle oluyor? her günüm aynıyken, belli bir rutine bağlı yaşayıp gidiyorken durduk yere neden birden mutlu olup sonra yine ruhen yerlerde sürünüyorum?

ulan sakın depresyonda olmayayım?

(bkz: vay anasını)
islamcı ev sahipleri varya işte onlar, içlerinde azı doğrudur geneli insanlıktan nasibini almamış insanlar. arkadaş eve pat diye gelinir mi!
gerginim sözlük, ne olacak bu atamalar?
Soyadim ile zamaninda cok kiz tavlamistim. cok marjinal geliyor insanlara . seviyorum soyadimi .
ev arkadasimla prison break izliyoruz, disarida da kar yagiyor bir bolum , bir bolum derken baktik saat gece 12 , disari baktik kar dozunu iyice artirmis... cok sevindik havalara uctuk neden mi ? bu kar sabaha kadar yerleri tutar ve belediye sabah anons yapar okul tatil diye biz de o zaman uyuruz bol bol olacakkar tatilini kutluyoruz, havalara ucuyoruz... ha bu arada ogretmeniz bir taraftan preason break bir taraf tan disari bakislar... kar nasil yagiyor... derken saat 5 ve kar yagisi durdu... cok uzulduk hem uykusuz hem yorgun hem saat 8 30 da ders baslayacak... uyusak yagmaya devam ederdi, sansimiza kufurler edip 1 iki saat uyuyup okula gittik pert olmus bir sekil de .... o gunde cocuklari yazili yapacak misim. cocuklara ok 1 . calisin 2.saat yaparim dedim ....1. saat sorulari hazirladim 2. saate sorular hazir dagittim sorulari ama nasil uykum var nasil ölsem falan uyurum diye sacmaliyorum icimden .. yazili basladi bu arada kafami ogretmen masasina koyuyorum kaldiriyorum cocuklara da uyuma taklidi yapiyorum falan derken 2. dakikada uyuyuver misim.... nasil bir uyuma dusunun... cocuklar basima toplanmis beni kaldirmaya calisiyorlar.. kalktim yazili bitti hocam dediler icimdn 5 dakika olmustu diyorum...cocuklar alninizda harita olusmus , sizi cok seviyoruz, en iyi hoca sizsiniz gibi firlama vari dalga gecmeler... uyurken ben yaxili yaparken sinifin halini dusunemiyorum. dusunmedim de !!! yaziliyi normal bir yazili gibi okudum ve normal bir sekilde puanlarini verdim biraz daha yuksek almislardi tabi ama alsinlar sevindiler cokca...bu arada olunan yazili matematik.... 1 ay falan gecti diger yaziliyi yapacagim... ogrenci: hocam uyuma taklidi yapacak misiniz ben gulumseyerek icimden siktir lan....
çok mesudum sözlük.
eve geliyorum diye sevdiğim her şey alınmış.
sevdiğim meyveler, sebzeler...
baklava malzemeleri yolda..
(bkz: bayram is here) * *
sikecem işinide gücünüde kurumsalınıda kariyerinide az kaldı ha.
çok stresli günler geçiriyorum sözlük umarım atamalar iyi olur yoksa tekrar kpss ye hazırlanmak çok zoruma gider. bide çevremdeki insanların üniversiten bitti e ne olacaksın gibi bakışlarına umarım maruz kalmam.
benden birkaç sınıf yukarıda ama başka bölümde. benden yakışıklı, benden karizmatik, benim aksime şeytan tüyüne sahip, ağzı benden iyi laf yapıyor. iki sene önce sevdiğim kadının ondan hoşlandığını öğrendim. gidip ona '' onunlayken yanında olmayacağım '' dedim. öyle öyle arkadaşlığımız normal bir seyre indi, doğru dürüst görmez oldum. geçen sene şamata, geyik yapmadığım için benden uzaklaşan bir arkadaşım ona gitti. kıskandım, gerçekten çok kıskandım. kıskançlık duygusunu hiç bu kadar yüksek hissetmemiştim. ama sandığım kadar olgun değilmiş sanırım. bana haksızlık yapan, kalbimi kıranlarla arkadaşlık yapıyor, beni görmezden geliyor. artık o da benim için herhangi biri olacak. ilk sohbetlerimizden sonraki '' iyi çocuk lan bu, akıllı uslu '' düşüncesine rağmen, yollarımız ayrıldı.
hayat böyle... herkes seninle aynı yolda yürümek zorunda değil... herkes benimle aynı yolda yürümek zorunda değil... o kendisine hayran arkadaşlarına gider ben de yalnızlığıma giderim. artık kafa yormak saçma geliyor. yaşayıp hayata anlam katmak öncelik olmalı, öncelikleri unutmamak... seni seven, sana değer veren zaten kalbini kırmak, seni yalnız bırakmak için uğraşmaz. artık hatalarımı tartıp, kendime çekidüzen verip unutma ve yola tekrar çıkma zamanı... hazır olmalıyım.
artık birileriyle takılmak, oturup diyalog kurmak, uzun geyik muhabbetleri yapmak için can atmıyorum. dizilerimi izlemek, uyuklamak, kahvemi kitabıma katık etmek yetiyor. insanları tanıdıkça daha çok kabuğuna çekilebiliyorsun. bazen çok fazla kırıyorlar çünkü.
hiçbir şeyden tiksinmedim beyaz çorap üstüne parmak arası terlik giyen insandan tiksindiğim kadar.
Tam şu an canım Tavuk döner çekti lan. Of şimdi oruç olmayacaktim da yiyecektim. Of...
bugun tam 4 ay oldu sözlük kardeş. 4 aydır meme görmüyorum. öyle bir haldeyim ki tek meme bile beni keser.
birini seviyorsun, bir dahakiler onun imitasyonu oluyor.
http://uludagsozluk.com/k...ana-yazd%C4%B1m/@persheid

ben susuyorum. entrylerim konuşsun. *
beşiktaşı çok seviyorum.
ufak bir çocuk olmak ve anneler akşam yemeği için kızartma yaparken gizli gizli köftelerden patateslerden 1er 2şer yürütmek.. yakalandığında sokağa kaçmak.. yetmeyip komşunun erik ağacına dadanmak..

benjamin button olası geliyor insanın..

şair ne güzel söylemiş di mi..

''biz büyüdük ve kirlendi dünya''
la tirkcell paranoyak yaptın şerefsizim beni. 150 tl güncel faturam oldugundan mütevellit dakikada bir siteye girip data kalanıma bakıyorum. her yüzdeye bakıyom. allahsızlar dicem diyemiyom. üçkağıtçılar desem hiç olmaz. gözü açık kardişlerim.
kafamı sikeyim. sikeyim ki duygularımı kullanarak olayları kontrol edebilme yeteneği geliştirebileyim. mantığı çok kullanınca mantıksızlığa kayıyorum, gerçi her zamanki halim.

kısaca...

kafamı sikeyim.
aile diye bir kavram yok bizde. başkasının yaşadığı aile tutkunlukları, sevecen tavırlar yok. kardeşlerin birbirlerinin sorunlarını dinlemesi gibi bir olay yok. her zaman ön yargılı bir aile söz konusu.

hayatta ne arkadaş, ne de ailemden beklentim var. sabret diyorum kendi kendime. sabret... bunlar da geçecek, bitecek elbet. üniversiteyi kazanıp gitmek istiyorum bu şehirden. bir daha dönmemek kaydıyla... bu hayatta her zaman teksin. varsan varsın, yoksan yoksun. bugün tok yatıp, yarın aç kalksan kimsenin umurunda olmaz. kimse seni düşünmez. ne arkadaş, ne aile. bu yazıyı okuyan kişi aynı şeyler senin için de geçerli. ailen diye birşey yok dostum. onlar sadece seninle biyolojik bağ kurmuş kişiler. onlara hiçbir zaman sevgi göstermedim, göstermem de.

biraz bencil olabilirim ama kendimi de düşünmek zorundayım. kimse benim yanımda değil. neyi başaracaksam tek başıma başaracağım. bu amına koduğumun bok kokulu şehrinden en kısa sürede ayrılıp, üniversitemi okumak istiyorum. gıcık olduğum ailemden, akrabalarımdan uzak, kendi ortamıma yakın. tavırlarımı normal karşılamayabilirsiniz ama yaşadıklarımı bir ben bir de allah bilir. evlatlar arası çifte standart uygulamalar, daha neler neler. nefret ettiriyorlar kendilerinden. bir tek babamı sevdim şu hayatta. ama o da... neyse bende kalsın.
Sozlukten soguyorum.