bugün

biliyor musun sözlük. senin eski zamnalarını hatırladım da. eskiden daha sıcaktın be * sonra bir şeyler oldu sana, eskiden sıcak aile yuvasıydın *, şimdi sıcak bile değilsin. nerede o eski yazarlar, nerede o eski şukelalar, nerede o eski zirveler, nerede o eski sıcak aile yuvası olan sözlük?
ben kocaman bir çılgınım sözlük, evet öyleyim.
tırsıyorum sözlük. bugün doktora gideceğim. ya 15 gün ömrün kalmış derse. ne yaparım ben.
itiraf edeyim, sevdiğim yazarı bayan sanıyordum meğer değilmiş...
itiraf ediyim ki; hayat her şeye rağmen yaşamaya değer sanıyorum fakat şu an gözlerimde bant var göremiyorum pembeleri sadece siyahlar mevcut.
itiraf edeyim ki sevdiğim sözlüğe inancım pek kalmadı, fakat eminim ki aslında çok güzel olacak fakat şu an kendimi aşmam gereken problemler yüzünden haksızlık yapıyorum. kendime zaman vermeliyim biliyorum... içimdeki poliyannayı geri istiyorum.. kaybettim hükümsüzdür..

itiraf edeyim ki; sütlü nescafe içmeyi çok özledim...
ramazanın 15'i ve daha teravih siftahım yok. üstelik beş vakit namaz kılıyorum.
sözlük yazarlarının itirafları başlığını düzenli olarak takip ediyorum. okumadığım kalmış mı diye bakıp duruyorum. hepsini oyluyorum. çok gülüyorum, çok eğleniyorum. ama hiç yazacak itiraf bulamıyorum.
evet sözlük, ne zaman açık seçik, dikkat çekici giyinmiş bir bayanın yanında bir erkek görsem, ister kardeşi olsun, ister babası, ister eşi, ister sevgilisi, ister bilmemnesi, o erkek hakkında kötü düşünceler geçiyor aklımdan. hayatımda ilk defa görüyor olmama rağmen, bu tip kadınların yanında gezen erkeklerin godoş olduğunu düşünüyorum. niye bilmiyorum, hayır anti-sosyal bir toplum düşmanı da değilim. ama bazı insanları tanımadan yaftalamak gibi kötü bir huyum var.
mik kafalı
kendini holding patronu sanan, özellikle sen siyah dişli sana sesleniyorum! nefret ediyorum! kursagınızdan geçen her lokma(üstümüzden kazandığınız) bogazınızda kalsın midenizde pizza hamuru gibi hazımsızlık yapsın, kabız olun ardından ıshal!
kusmuk beyınlıler sizi!
siz beni atamazsınız, size o zevki yaratmam; ben istifa ediyorum! aptal metinlerinizle, çirkef hatun elemanlarınızla, kandırdıgınız velilerle size mutluluklar dileyip kusmaya gidiyorum! international eğitim kurumuymuş, allahın belası!
ilkokuldan orta 2'ye kadar olan süre zarfında çamasır makinesinden korktum. Çamasır makinesinin içinden Jaws çıkıcak sanardım.Ne zaman ki sevgilim oldu o zaman bu korkumu yendim.
sanırım obsesifim. zaman zaman beynimde zuhur eden garip düşünceler oluyor sözlük. mesela bir günüm iyi geçtiyse ertesi gün "ya ben dün ne yapmıştım? hımm bunu giymiştim. elimi 2 kere yıkamıştım." gibin. ya da ne bilim evde tekken falan aniden kileri açıp * içeriyi kontol ediyorum lan. hem de 2 kere falan. ayh.
çaylaklığıma sebebiyet veren ukteyi tekrar verebilirim. olmadı açarım başlığı uçarım falan. böyle canım sıkılıyor, intihar eylemcisi gibi sözlüğün ortasına bir başlık bırakıp sonra kendimi de imha etmek istiyorum sözlük.
msn iletilerine yazılan, anormal görünümlü şeyler çok havalı geliyor ama bi türlü cesaret edemiyorum.

"hayat bir sınavsa adımı yazar çıkarım" havaya baksanıza olum, biz de ancak ya boş bırakalım iletileri yada cins cins aforizmalar, sözler yazalım. yada şey vardı bi tane de "her kızda resmim, her karakolda sicilim vardır" falan. güzel şeyler bunlar aslında, özgüven meselesi zira.

bu arada bu son dediğimi geçenlerde kral tv'de altyazı olarak verilen mesajlarda biri yazmıştı "her karakolda sicilim, her kızda resmimiz vardır, bu arada bilmem ne ilköğretim okulu 8b sınıfına selamlar" diye. adam da bile var o özgüven.

al ikinci itirafta kendiliğinden geldi, boş zamanlarında kral tv'yi açan biriyim. ama televizyonda başka bişey yoksa, valla.
ehi bütün patronlar kötü değilmiş. sevindirici olanları da varmış! ayrıca cevahir avm gerçekten o kadar büyük değilmiş. neden o salak zenginler 2 duvar arasındaki kafelerde oturup zengin olduklarını bas bas bağırırlar! oh canıma degsin evde yaptıgım sandvicimi bahcenızın banklarında afiyetle yedim bir de izmir üzümü. ohş!
atv de robinson crusoe u görüp bir an için robinson olmak yalnız kalmak istedim yav.

ne bileyim koskoca adada tek başınasın (cuma yı salla), kafana göre takılmak serbest, ekmek ağaçtan su yerden * ..

düşünmesi bile güzelmiş..
hani sözlüğe giriş yaptığınızda çıkan yazı var ya, adını da bilmiyorum öyle çaresizim işte. işte orada son girişimde, selam can sikacagi keyifsizsin, yazıyordu. öylece kalakaldım. amk sözlük veya moderasyon bugün keyifsiz olduğumu nasıl anladı, yoksa bilmediğim bi güç parmak uçlarımdan halimi sözlüğe mi yansıtıyor diye afalladım. mal gibi baktım ekrana bir süre. ekran değişti ama benim mallığım gitmedi. bugün sebebini bilmediğim bi hal var. keyifsizim lan, üstüme gelmenize!
sözlük derin üzüntülerdeyim sözlük. babam beni zorla evlendirmeye çalışıyor sözlük. bana burs veren adamın kızını bana beğenmiş, adama söyleyecekmiş sözlük. inşallah kız beni beğenmez. **
eskiden tren sesi çıkarmak için salakça bir hareket yapılırdı. eller sırayla iki bacağa ve göğüs kısmına her seferinde dahada hızlandırılarak vurularak pataküte-pataküte sesi çıkarılır tren taklidi yapılırdı. çok gerizekalı bişeydi ama bende yaptım.
eve bunalım takılmak için geldim ama senin yüzünden takılamıyorum bir türlü. güldürüyorsun beni başlıklarınla. *
yıllar önceydi. ev arkadaşımla sıkılan canımızı nasıl eğlendireceğimizi düşünürken, içimizdeki en parlak zekalı(!)insan olan benim aklıma dahiyane bir fikir geldi. süper bir aşk mesajı döşeyip herhangi bir numaraya yollayacaktık. nitekim yaptık ama ne mesaj..aşkım pazar günü buluşuyoruz değil mi, bak zor izin aldım, seni çok özledim, çıldırıyorum seni görmek için..ve daha buraya yazamadığım ne müstehcen cümleler. mesaja cevap gelmedi fakat 10 dk. kadar sonra sabit bir numaradan arandım. yaşlı bir amcanın sesiydi karşıdaki. bana, kim olduğumu sordu ve akabinde mesaj yolladığım numaranın sahibinin, oğlu olduğunu ve mesajı gelininin okuduğunu söyledi. kadını ikna edemediklerini, kendini odaya kapatıp ağladığını söyledi. o andaki pişmanlığımı anlatamam sözlük. şu an duyduğumu da anlatamam. akıbetleri konusunda hiçbir fikrim yok ama dünya gözüyle bir helallik istemeyi ne çok isterdim o insanlardan. tek tesellim, o yıllarda çocuk olmam, aklım ermiyormuş demek ki. allah affetsin beni be sözlük.
amcam öldü bugün son kez göremedim o kadar zaman geçti. ne kadar uzak kaldım ben ailemden. hep iş güç yüzünden. tekrar seçme şansım olsa sikmişim okulunu işini, istanbul unu. ama olmuyor.
ölen kaçıncı amcam bu. ağlayamadım bile.
itiraf ediyorum, tüm iyi not aldığım sınavlarda hep kopya çektim. Fakat herkez çok çalıştığımı zannediyordu. (bkz: ben Suçsuzum hakim bey)
bir de birkaç ay önce "sözlük yazarlarının itirafları" adlı bir yazar vardı. uludağ sözlük yazarlarının konuşacak kimsesi olmayıp, bütün anlatması gerekenleri hep içine attığını tahmin edemedi zavallı. edemezdi zaten. düşünsenize, her gün nickaltına en az 30 entry giriliyor. adam lan hangisini bana yazdılar acaba derken itiraf manyağı oldu. geçen zall'a mesaj attım ne iş hacı bu eleman diye, nicki falan her birşeyi silinmiş veritabanından hayırdır dedim, itiraf.com u satın aldı dedi bana. vay amına koyim paraya bak dedim. he valla amına koyim dedi zall da. bu kadar yalın ve seviyesiz bir karşılık beklememiştim açıkcası zall'dan. sanırım bunu itiraf edeceğim size.

evet ettim bile.
el öperken aslında el öpmüyorum. çene dokunduruyorum. çok kasarsam kendi baş parmağımı öptüğüm de oluyor.
bu başlığa yazılan 6862 entry nin en iyilerini derleyip bir kitap oluşturucam ve paranın amına koyucam. evet, uludağ sözlük bence tam olarak böyle bir şey.
kırıldığımda karşımdakini kırıyorum. üzülüyorum ama beni kırdığı için özrü hak etmediğini düşünüyorum. insanlar hata yapar. ama bilinçsizce hareket etmek bir özür değildir. kimse kusura bakmasın.