bugün

küçükken gece gündüz oynamaktan evin yolunu unuttuğumuz , futbolcunun , boyu , kilosu , değeri , takımı hakkında bilgi veren kartlardır. genelde 1000 kadar kağıdı olan mahallenin en çok kartı olan abisi akşamüstü bu kağıtları yüksek bi duvardan mahalleye dağıtırdı. (bkz: 90 larda çocuk olmak)
Kızların poster biriktirmesini anlamadıklarını iddia eden erkek soyunun biriktirip, türlü kombinasyonlarla oyun haline getirdiği kartlar.
efsane kartlardır. gözlerim dolmuştur. her sene belli bir dönem bu kartlarla geçerdi dönemi bitince kapış adı verilen kağıtları bi yerlerden atma eylemi başlardı.

(bkz: vay be büyüdük mü ne)
her çocuğun çift kale maç yapmaya başlamasından sonra başlayan bir sevdadır. *
beş kart borç alınıp oyuna başlanır ve iş yavaş yavaş ilerletilir.
oynama şekli; her kartın farklı bir sayısı vardır ve her oyuncu kartların arka yüzleri görünecek şekilde elinde altalta tutar. yere ters çevirip sırayla atılır ve son rakamı aynı kart atan yerdeki kağıtları toplar. bir nevi futbolcu kartlarıyla oynanan pişti dir
değişik versiyonları bulunan oyun. takıma göre vardı, mesela en çok tercih edileni... kilo, boy, sayı falan diye de giderdi bu.
birde, kağıtların dizilişinde bir anlam ifade ettiğini düşünenler olurdu. yok en alta galatasaray'lı falan.
unutmadan, 4-5 kişi 20'şerden oynayınca daha da uzun ve çok daha zevkli olurdu.
oyuncunun değerlerinin tamamen atmasyondan ibaret olduğu oyun kartları. zamanında en boktan adama 10 milyon dolar değer biçildiğine şahit oldum.
Sporcu adı altında futbolcuların resimlerinin bulunduğu köşesinde sayılar olan kartlardır. Oynama şekli oyuncular sırayla kartları açar sayıların birler basamağı tutan oyuncu tüm kartları alır. Kolunu bacağının altından geçirerek kartları attığında kazanma ihtimali yüksek olduğuna inanılan ve ufak yaşta kumar oynamayı öğrenilen türk icadı oyun.
oyuna başlarken "basbasmam" denir ve bu sayede rakip oyuncu başlar oyuna. en az 2 iki kişilik oyundur ve mahallede ne kadar sporcu kağıdı olan cocuk varsa oyuna dahil olabilir. hava kararıp, anne tarafından içeri çağrıldığı zaman oyun biter ve eldeki kazanılmış kağıtları saya saya evin yolu tutulur. bu tekrarlama evdede devam eder ve anne bunun üzerine "yetti bee, kafayı yicen" deyip elde avuçta ne kadar sporcu kağıdı varsa sobaya atabilir. dikkat edilmelidir.
içlerinde lemi, semih, uğur, tanju, feyyaz, ulvi, prekazi, simoviç, selçuk, gökhan gibi efsanevi futbolcular vardı

peeeeeeeeeeeeeeeee...!!!

cidden yaşlanmışız lan...
(bkz: lek)
her kağıdın arkasında öğrencilere derslerinde başarılar dileyen, 90'ların vazgeçilmez çocukluk aktivitesi.
içinden çıkan futbolcu fotoğraflarıyla albüm tamamlandığında top, forma, şapka gibi hediyeler de cabası.
http://3.bp.blogspot.com/.../sporcu+kartlar%C4%B1.JPG
yapıştırmalarından bir tek fenerbahçeli ilker yağcıoğlu çıkmazdı. mütemadiyen deli ederdi herkesi.
çocukluğumuzun katili olan kartlardır.

o zamanlar sorsanız o kartların hepsi bir ton paradan daha değerliydi. anne baba anlamazdı o kartlardaki ruhu ama başkaydı onlar. hatta onlarla maç yapanlar bile vardı lan. artık her kimse..
futbolcuların yapıştırmalarını tamamladığında bisiklet falan vaat ederlerdi ama bir futbolcunun yapıştırması zaten çıkmazdı kartlardan. her defasında bu sefer tamamlayacağım ümidiyle toplardım ama çıkmazdı vesselam.
takımına sayısına yada adamına göre aynarlardı kazanca kartı en alta çeşitli varyasyonlarla koyardı mahallenin gençleri. bir türla anmaladım o varyasyonları !
kibrit kutusu şeklinde satılırdı. içinden 5 tane kart, bir adet sakız ve bir de ufak yapıştırma çıkardı.

çıkan yapıştırmalarla 4 büyük takımın ilk 11 i tamamlanıp, her takıma özel verilen hediyeler alınırdı. Kiminde forma, kiminde top, kiminde de bisiklet vardı. Ama 4 takımın da 11 inden 1 er tane futbolcu hiç çıkmazdı neredeyse o kutudan.

bu yüzden farklı mahallelere, semtlere gider şansımızı bir de orada denerdik ama sonuç yine aynı. 11 i koskoca mahalleden bir bilemedin iki kişi ancak tamamlardı. O da şansına.

1500-2000 civarı biriktirmiştim sanırım o kartlardan. modası geçince de sağa sola saçmıştım.
bizim artiz dediğimiz kartlardır. numaralara veya takıma göre oyun oynanır aynı renk veya aynı sayı geldiğinde kazanılırdı.
balkona çıkıp "kapıııış" diye bağırmanın ardından aşağı fırlatılan kartlardır. çocukların orada curcuna yapması nasıl bir zevk verirse artık mutlu ederdi beni. manyak mıyım sözlük sence? yoksa polyanna misali bir çocukluğum mu geçmiş?
elimde zamanında 8000 tane olan kartlardı. parayla aldığım 500'ü geçmez. el çarpıştırarak keyerdik mahallenin ufaklarını. sonrasında balkondan dağıtma merasimi yaptım bütün piçler toplanmıştı balkonun oraya. yırtıp yırtıp atıyordum amelelerde havada kapmaya çalışıyorlardı.
Zamanında biriktirmek için çok uğraştığım, kavga ettiğim ve 'köktüğüm' kartlarımı bulunca duygulandım ve ölümsüzleştirerek paylaşmak istedim. Hatırlayanlar doya doya yad etsin. iyi ki muhafaza etmişim bunca yıldır.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
Düz ter muhabbeti vardı, kartları avcumuza alıp çak yapardık karşılıklı yere düşenler düz ise düz diyenin ters ise ters diyenin olurdu.
Anılarımı canlandıran kartlardır. La hatta milleti ütmek için kartları sıralı dizerdik vay be.
aga be dedirtmiştir.

ronaldo çıkarttığımda sevinçten havalara uçardım.

11 yıl önce idi...