bugün

birçok seri katilin gençliğinde görülen psikolojik bozukluk. boston canisi albert de salvo, ilk gençliğinde yatağını sık sık ıslatmış, yavru kedi ve köpeklere işkence etmişti. düsseldorf vampiri peter kürten ise erken yaşlarda çok sayıda yapı ve mal kundaklamıştır.
günümüzde başarıya ulaşmanın yegane yolu budur bence.
düzenleme: empati besleyememekten kaynaklı psikolojik bozukluk.
diğer adı (bkz: antisosyal kişilik bozukluğu) dur.
toplumda görülme sıklığı %4 civarındadır. vicdani yönleri gelişmemiştir.
r. Stout’a göre bir sosyopatı ele veren 10 işaret şöyle:

1) Genellikle karizmatiktirler; çevrelerinde çoğunlukla bir hayran kitlesi bulunur. Cinsel açıdan da çekici oldukları söylenebilir.

2) Sosyopatlar kararlarında ve davranışlarında spontandırlar; planlı, programlı yaşadıkları söylenemez. Sıradan insanlardan farklı olarak tuhaf karşılanabilecek davranışlarda bulunurlar. Normal sosyal ilişkileri kopuktur. Tehlikeli ve mantıksız eylemlerde bulunmaktan çekinmezler.

3) Utanma, suçluluk veya pişmanlık duymazlar. Aslında beyinlerinde bu duyguları işleyebilecek bir merkez yoktur; varsa bile bozuktur. Dolayısıyla en ufak bir vicdan azabı duymadan insanları kolayca kandırabilir, tehdit edebilir veya zarar verebilirler. Kendi çıkarları için başkalarına zarar vermekten çekinmezler. “Başarılı” bir sosyopatın bir ülkede üst düzey mevkilere rahatça yükselmesi bu yüzdendir.

4) Deneyimleri ile ilgili beklenmedik yalanlar icat etmekte çok ustadırlar. Olayları o kadar abartırlar ki bir noktadan sonra saçmalamaları kaçınılmaz hale gelir. Ancak çarpıtılmış gerçekleri bir öykünün arasına ustaca gizleyerek, saf ve iyi niyetli insanları yalanlarına kolayca kandırırlar.

5) insanlara hükmetmeye bayılırlar. Bedeli ne olursa olsun her tartışmada ve kavgada kazanan taraf olmak isterler.

6) Çoğu zekidir, ancak zekâlarını diğer insanları kandırmak için kullanırlar. Yüksek IQ’lu olanlar toplum için gerçek bir tehdit unsuru olabilirler. işte bu nedenle yasalara yakalanmadan cinayet işleyebilen seri katillerin çoğu sosyopattır.

7) Sevme ve âşık olma yeteneğinden yoksundurlar. istediklerini elde etmek için severmiş, empati duyarmış gibi yaparlar. Gerçek yaşamlarında kimseyi sevmezler.

8) Şiirsel bir dilleri vardır. Sözcükleri çok ustaca kullanırlar. insanları konuşmalarıyla kendilerine hayran bırakacak kadar iyi hatiptirler. Öykü anlatma ve şiir okumada ustadırlar.

9) Hiçbir zaman özür dilemezler. Yanlışlık yapmış olduklarına inanmazlar; suçluluk hissi duymazlar. Hatalı oldukları kanıtlanmış olsa bile özür dilemezler ve saldırılarına devam ederler.

10) Derin bir hayal âleminde yaşarlar. Bütün bu özellikleri nedeniyle bir sosyopatla mantık çerçevesinde tartışılmaz. Tartışmaya girmek yalnızca zaman kaybına neden olur.