bugün

"...Rüzgarın özgürlüğünü kıskandı delikanlı ve onun gibi olabileceğini anladı. Kendisinden başka hiçbir şey engel değildi buna..."

(Simyacı - Paulo Coelho, s.44)
"...Bütün günler birbirine benzediği zaman insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar..."

(Simyacı - Paulo Coelho)
"...Bütün günler birbirine benzediği zaman insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar..."

(Simyacı - Paulo Coelho)
"Tek gerçek şudur ki, var olan bu dünya, bundan daha mükemmel bir dünyanın var olduğunun güvencesidir. Tanrı bu dünyayı, insanlar, görülen nesneler aracılığıyla manevi öğretileri ile bilgisinin mucizelerini anlayabilsinler diye yarattı."
Çok güzel bir kitaptı. Hem de okuması da çabuk.
"...Bir düşü gerçekleştirme olasılığı, yaşamı ilginçleştiriyor..."

(Simyacı - Paulo Coelho, s.27)
"...ister hayatımız, ister ekin tarlalarımız olsun, sahip olduğumuz şeyleri yitirmekten korkarız. Ama hayat hikayemiz ile dünya tarihinin, aynı el tarafından yazılmış olduğunu anlar anlamaz, bu korku uçup gider..."

(Simyacı, Paulo Coelho, s.97)
genco erkal ın youtube kanalında oyununu izleyebilirsiniz.
güzel bir paul kitabı.
tekrar okursam bıraktığı o ilk tadı bozacakmışım korkusundan tekrar okumaktan çekindiğim kitaptır.
80 milyon satış yapmış bir paulo coelho kitabı.

80 milyonu haketmiş midir? şahsımca hayır. maalesef.
En etkilendiğim kitaplardan biri. Küçükken okuyunca daha da büyüsüne kapılıyorsunuz.
3 kez okuduğum kitap. Okuyunca böyle bir huzurlu hissediyordum.
Güzel mesajlari olsa da fazlaca şişirilmiş balon. Lisedeyken okumuştum.
koca bir balon.
"Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?"
"Çünkü onu susturmayı başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır, göğsündedir..."

(Simyacı - Paulo Coelho)
Paulo Coelho'nun islamiyet'e aşırı sempati duyduğunun kanıtı bir kitap adeta. Bir yandan da o kadar sade anlatımı var ki ben neden kitap yazmıyorum? Şeklinde düşüncelere itiyor insanı. Çocukken okumuş pek anlamamıştım bu kitabı. Şimdi yeniden okuyorum.
yarım saat evvel biten paulo coelho kitabı. uzun uzun özet yazmaya gerek yok. ya da var, anlatırım ama şimdi değil. şu an diyeceğim tek şey: bu adam yazmayı biliyor abi.
- Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?
- Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o yine oradadır, göğsündendir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlamayı sürdürecektir.
-Bir hain olsa da mı?
-ihanet, senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen yüreğini dinleyecek olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. Bu nedenle en iyi onun söylediklerini dinlemek. Böylece, kendisinden beklemediğin bir darbe indirmeyecektir kesinlikle sana.
iyi kitaptır. ama şişirildiği kadar da iyi değildir.
çok uzun yıllar önce okuduğum ve bu hafta yeniden okumaya karar verdiğim harikulade kitap.
Düşümü gerçektirmekten korkuyorum, çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak.
bu edebiyata ayarım. yemin ediyorum bir bizim yenildik ama ezilmedik muhabbeti, bir de bu edebiyatçıların loserlığı övme muhabbeti beni bitiriyor.

neymiş hayalini gerçekleştirirse yaşamak için amacı kalmazmış, yapamıyorum demiyor da amına koyim bahane uyduruyor, bir de bahaneyi kes.

sen bi gerçekleştir de amk ölmeyi ondan sonra düşünürsün yarrrraaaam diyen kimsenin olmaması ise ilginç.
Seyahat ederken tekrar okunması daha bir keyifli olan kitaptır.

== insanlar bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır.
Çünkü efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır.
Ne var ki, hiç kimse kendisini kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez. ==
bu kitabı iyi ki yıllar önce okumamışım. o zamanlar beni çok etkilerdi böyle mistik ağızlar.

bunlar tasavvufta da olan şeyler. zaten o zamanlar da bunu bildiğim için iyiden iyiye hoşuma giderdi. her şey bir ve aynı şeydir falan filan. kum tanelerinden evrenin sırrını çözmek, parça-bütün ilişkisi. bütün bunlar sadelik ve basitlik iddası ile aslında karmaşıklık yaratan, insanı yoran şeyler. anlamsızlığa anlam yüklemekten ibaret.

bilirsiniz ya tasavvufta, yûnus un dört kitabın manası bir elifte gizliymiş muhabbetlerini.

ben nihilizmden devam ya. evet.