bugün

"isterseniz uzun yolculuklara çıkmadan icinize bir bakın. Belki hep aradığımız fakat birtürlü bulamadığımız hazine oralarda biryerlerde saklıdır, kimbilir. " temalı kitap.
"Çünkü efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildigine inanır..."
bugün kitapçıda birnin "simyacı var mı" diye sorduğunu duyduğum zaman çok mutlu oldum,bir kişi daha okuyacak diye.
tekrar tekrar okuduğum ve bana katkısı olduğunu bildiğim kitap.
okunmasını herkese tavsiye ettiğim,bence mükemmel bir kitap.
Ölümsüzlük iksiri, değersiz madenlerden altın gibi değerli maden elde etmek gibi işlerle uğraşan kişi. Bu kişiler kimyanın ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Onlar sayesinde baba her hafta organik kimya laboratuvarında amonyak çekiyor sülfürik asit kokluyor benzoik asit soluyor. Evet.
Kitabı okudum, etkisinde kaldım, kaderime hüküm süreceğim; her şeyin güzel olacağı düşüncelerine o kadar kaptırdım ki kendimi, birkaç gün bu pozitif düşünceler içine girdim.
Sonra bişi değişmediğini farkettim arkadaşlar. Yemişim kişisel menkıbesini. Hadi eyv.
özet isteyenler: kişisel menkibe, bitti. azıcık tasviri genişletseydin be coelho...

lakin, övülmesini gereksiz buluyorum. hele hayatla bağdaşlaştıranlar var, gülünç duruyor. eğer hayat olsaydı o, o piramitlerin altında çaresizce gebermek kitabın sonu olurdu. hayat bu, hayat acı.
açıkçası bana kitap okumayı sevdiren kitaptır. daha önceden 2 kere okudum ve cidden ufkumu bayağı genişletti.

görsel

konusu kişisel menkıbeden ibaret de olsa bağlıyor. ders veriyor. her okuduğumda farklı bir ders.
yıllardır nedenini anlayamadığım şekilde evdeki her banyo-tuvalette bir tane bulunan kitap tuvalette herkes simyacı okur ben kendimi bildim bileli.
en çok da billuriyeciyi bırakması durumuna içerlendiğim, bazılarının aşırı abarttığı bazılarınınsa aşırı küçümsediği roman.
birini ortaokulda, diğerini lise ikide ve sonuncusunu da lise üçte olmak üzere; üç kez okumama rağmen, bir türlü beğenemediğim paulo coelho romanı. yakın çevremde bu romanı okumuş, oldukça da seven arkadaşlarım var diye "kaçırdığım bir şey mi var?" düşüncesiyle yeniden okumuştum lisedeyken. ama yine de sevemedim. sevemiyorum.

simyacı yüzünden de coelho'nun diğer romanlarına karşı da bir önyargım vardı ama bu önyargının büyük bir kısmını veronika ölmek istiyor ile aşmıştım. hâlâ diğer romanlarını okumak konusunda oldukça kararsızım.
gerek kurgu gerek olayların niteliği ve verdiği mesaj açısından okunabilir bir eser olmakla beraber fazla abartılmıştır. tabi orijinal dilinde daha farklı bir havası var mıdır bilinmez.
"Bir ömür boyu taşları üst üste yığsa da hiç kimse bahçesine piramit dikmeyi başaramaz."
"Düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum çünkü ozaman yaşamak için bir sebebim olmayacak" kitapta geçen etkileyici cümlelerden sadece biri. Okunası bir kitap ama öyle hemen bir anda değil 3 4 güne yayıp öyle okuyun.
Bütün günler birbirine benzediği zaman insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar.
Bu kafamla yine okumak istediğim kitap.
O halde okuyayım bari, tutan yok.
okumadan ölünmemesi gereken kitaplardan biridir. en sevdiklerim arasında . yine de nedense Paulo Coelho nun diğer kitapları o kadar da efsane değildir.

(bkz: veronika ölmek istiyor)
(bkz: aldatmak)
Simya yapan kişiye verilen addır.
Neden bu kadar en çok satılanlar listesinde bulunuyor anlamış değilim. Abartıldığını düşündüğüm bir kitap.
yaklaşık 3000 yıldır uğraşılan bir terim.
değersiz madenleri altına dönüştürmek için kimyayı kullanan ama aslında bir bilimci olmayan kişi.

belki biryerlerde bir yahudi demiri altına dönüştürmeyi başarmıştır he? kim bilir.
son satırlarını üniversiteye gittigim yıllarda Beşiktaş iskelesinde okuduğumu dün gibi hatırladığım büyük hayal kırıklığım.
gençler dostoyevski okuyun, albert camus okuyun, thomas hardy falan okuyun yaa. valla bu çok klişe.
Simyacıya göre “hayatta her şeyin olabilmesi mümkündür.
desene simyacı daha kimyayı bulamadan quantum evrenine zıplamış *
Okuduğum güzel romalardandı kendisi. Bir ispanyol çobanın kendi menkıbesini aramaya çalıştığı sırada başından geçen olayları anlatıyor. Az biraz bilim kurguda girmiş ama iyiydi gene. Sonunda enee essah mı dedirtti yani. Tavsiye ederim efendim.