bugün

öyle bir an yoktur ayrılık sonrası hatırlayıp sövdüğün anlardır.
sevdiğini gösterebildiği anlardır.
Durduk yere kızın da erkeğin de aynı anda aynı şarkıyı mirildanmaya başlaması. Göz göze gelip devam edilmesi. Ardindan dondurmanın eridiğini farkedip tekrar dondurmaya dadanilmasi..

Yazar notu: abi açmayın söyle başlıklar.. Çok özledim onu..
beraber uçurtma uçurmak...
göz göze gelinen andır.
"geçirilen anlar" bunlara dahildir.
verdiğiniz ufacık bir hediyeye bile çok sevindiği ve yüzündeki harika gülümseme eşliğinde yanağınıza bir öpücük konduruverdiği anı da içeren hoş anlardır.
--spoiler--
Ikimiz iki sap bugday olsak
Sen benim olsan, ben senin olsam
Bir gece vakti aklina gelsem
Uykunu tutsam birakmasam
Seni kucaklasam, kucaklasam
Birbirimizin kalbini dinlesek
Dünyanin kalbini dinlesek
Büyük atesler yaksalar
Iki güvercin uçursalar
Nerede oldugumuzu bilsek
--spoiler--

(bkz: rüzgar gülü)
(bkz: attila ilhan)
Güzel anlarimiz da oldu tabi.
Ama ne yalan söyliyeyim. Hepsi; ölmüş birinin "doğum günü" gibi.
onun omzuna yastanıp deniz kenarında sakince oturulmasıdır.
(bkz: sex)
dolu dolu geçirilen bir günün ardından da akşam yağan yağmur altında ıslanıp bir bara sığındıktan sonra kafaları çekip dudaklarını dudaklarında hissettiğin andır.
ben balkonda çello çalarken onun da yan flütle bana eşlik etmesi.
gece uykunun da verdiği sersemlikle ne dediğini bilmeden yapılan muhabbetler.
gözden kalbe bakıp '' o kalp sadece benim'' deyip sevdiceğinin elini de kendi kalbine koyup ''burası da sadece senin'' dediği andır...
aslında her andır...
ısınıp uyumak, sarılıp ağlamak. yalın abimiz özetlemiş.
gece uyurken nefesini kontrol etmek için uyanıp içini rahatlattıktan sonra beraber uyanacağınız sabah için uykuya devam ettiğiniz andır.
Arabada giderken Beraber haykırarak şarkı söylemek.
ilk öpüşmedir.

sevgili aşamasına geçilmemiştir henüz ve hisleri belli etmek, açılabilmek için içersin zurna gibi olursun da görüntü ikili üçlü gelmeye başlar ya o an bulunan ilk musluğun altına baş sokulur, kafa bir nebze toparlanır ve arkanı döndüğünde oradadır. elinde havluyla başını kurulamaya başlar. işte o an çekersin belinden ve yapışırsın dudaklara...
başbaşa geçirilen ilk gündür.

ben onun ilk sevgilisiyim ve beni gerçekten çok seviyor. kocaman gözlerinde o çiçeği kopardığı için küçücük suçlanmış ama bazı şelerin de farkına varmış bir çocuğun anlamış bakışları vardı. yanaklarımı avuçlarının içine aldı? "mustafa" dedi. sesinde kesinlikle benden herhangi bir cevap beklemeyen bir ton vardı. "işte bu mustafa. ve o benim yanımda" der gibi bir seslenmeydi bu. buna rağmen "efendim canım" dedim. gülümsedi, biraz düşündü. bir şey söylemeliyim diye düşündü galiba. "seni babamı öptüğüm gibi öpeceğim" dedi. kalp atışlarını duyabiliyordum. ta yüreğinden kopan bir öpücük kondurdu sol yanağıma.
ayrıldıktan sonra kıymete biner.
Ona inandıgınız her andır.
gül verdi. arkasından bi garson gül yapraklarını başımdan aşağı döktü sonra jelibon ve çikolata ile dolu kalp şeklinde bir kutu verdi için de benimle bir ömür beraber olmaya var mısın yazıyordu.
Nefesimiz kesilene kadar koşardik. Güzel günlerdi.