bugün

(bkz: serbest radikal) *
-eehhhm. ayar vermek yada güldürmek istiyorum ama tanım yapamadım, sizce ne yapmalıyım ?
+bkz vermeyi denedinmi ?
-vericem ama silinir bu ya..
+serbest çağrışım yaz bkz ardından yıldızlı bakınıza.
-süper fikir !
(bkz: serbest meslek)**
fırat akyıldız ın level daki köşesinin adı. şimdilerde yazıyor mu bilmiyorum ama vosviddin in hikayeleri ayrı bi tat katardı levela.
öyle şeyler yazdımki sen benim dediklerimi nasıl anlayacaksın orası beni ilgilendirmez demektir. ucu açık bir ifadedir, içinden çıkılması güç anlamsız cümleler için birebirdir. Yırtma payı vardır çünkü bu sayede.
(bkz: serkeş çağrışım)*
bireysel özgürlüğün yaşanmadığı topraklarda bulunmayan çağrışım.
- evet çocuklar, çıkarın kalem kağıtlarınızı.
- bugün 'serbest çağrışım' dan sınav yapıcam.
....
< hocam? sınavda istediğimiz sorudan başlamak serbest mi?
- kazım?
< efendim hocam?
- getir kağıdını.
< buyrun hocam.
- kazım?, ayrıca senin akıllanman lazım!?
< nasıl yani hocam.
- sıfır! yani evladım, geç yerine.

> hocam?
- söyle hasan.
> sınavda 'serbest çağrıştırmak' serbestmi?
- neyrıştırmak?£!? ... hasan?
> efendim hocam?
- numaranı söyle yavrum?
> 100 hocam?.
- yüz hasan, oturabilirsin.
serbest çağrışım konusu moderatörün dünya görüşüne ters veya kişisel rahatsızlık nedeni olacak bir ifadeyse silinmesine moderatör kişisel olarak hoşlanırsa gülünmesine neden olan ifade türüdür.

(bkz: silinmeden kalan yüzlerce serbest çağrışım)
kurt cobain ca kopegin maskarasi olurmus.*
doğru kullanıldığında bahse konu başlığa farklı bir hava kazandıran durumdur. yapılan çağrışımın gerçekten o hissi vermesiyle de ilgili durum, bu yüzden doğru şekilde verilince başlık zenginleşiyor, güzelleşiyor.
daldan dala atlamanın teknik adıdır.
kanadı suya değen kırlangıcın sebep olduğu dalgalanmalardır.
sözlük formatında, son girilmiş yazı ile, yazı girilmesi için açılmış boşluk hizasında aval aval ekrana bakma durumunun kurtarılmış halidir.
kurulacak bir cümle vardır. ancak merhaba diyecek bir özne, ve son sözü söyleyecek yüklem bir araya getirilemez. anımsama jeneratörü çalıştırılır. çağrışmış ilk cümle, kelime süratle eklenir. vaziyet toparlanmıştır.
okuyucuya nasıl anlamak istiyorsan öyle anla demenin 2 heceli yolu.
tanım:S.Freud'un hastanın bastırılmış düşünceleri anımsamasını sağlamak için uyguladığı psikanaliz yöntemi.
kişisel not: bu konu hakkında modlara özel bir seminer düzenlenmelidir.
(bkz: mickey rourke)
(bkz: piçirik)
hayatın herhangi bir anında olan bir olaydan dolayı ünlü kişilerin ve çevresinde ünlü kişilerin üzerine bazı cümlelerin lakap olarak yapışması durumu vardır,

one minute diyince tayyip erdogan of aman diyince nalan gelir akla, bundan kelli herkim ki hassiktir çeker akla osman baydemir gelir, hatta seçim meydanlarında pkk lılar onun şarkısını söylerler,

hassiktir osman baydemir hassiktir,

zaman geçer lakaplarda da kısalmalar yaşanır, seçim meydanlarında kısa süre sonra,

"siktir osman baydemir, siktir" e dönüşür merak etmesin baydemir, bu onu başbakanlıga bile taşıyacak bir slogan olabilir, malum reklamın iyisi kötüsü yoktur.
(bkz: cum as you are)
-saol bu iyiliğin için
-sende sağol
-dostlar sağolsun
gibi.
şöyle bir şeydir:

kafalı çağrışım serbest dediler,geldik. Akıl başta ya da sonda değilmiş. Kırmızı planktonun da başı var, sonu yok ama. Kafası var. Baştaki kafası kırmızı, sonda kafası yok. Atın da kafası var, başında. Kırmızı değil ama onunki. Kımız var bir de o kafası olabilecek bir şey değil sanırım. Kızımızın da başı var. Ağzı, burnu, gözü, kulağı da var. Kafası kocaman değil ama bunların hepsi sığıyor. Hatta kolları bile kafasında. Kızımız ucube. Ucubelerin kolları kafalarından çıkarmış, bir filmde görmüştüm. Ulufe alan yeniçerilerin arsızlık yapmasını anlamıyorum. Anarşist bir ruhun para menşeili işlerde ziyan olmasını ise ziyadesiyle ahlaksız buluyorum. Oysa anarşist kafası en güzel kafalardan, kırmızı ya da mor olmasının bir önemi yok. Benim kafam siyah mesela, içi de dışı da öyle ama bu kırmızı kafalı planktonlarla anlaşamayacağım anlamına gelmiyor. Onların kafasının içi de mavi, böyle bulut mavisi. Planktonlar platonik olunca ölüyormuş, o yüzden biraz asosyaller ama anladılar bana karşılıksız aşk besleyemeyeceklerini. Zor durumda bırakmam sizi dedim, hemen bir kayısı aromalı çay demlediler. Suyun tuzu kayısı tadını bastıramadığı için midem bulandı ama çaktırmadım. Üzülünce mavi kafalı kısımları siyaha dönüyor çünkü. iki siyah kafa bir araya gelince olabilecekleri tahmin etmekse hiç zor değil. Turşulardan bahsettim ben de hemen onlara. Kayısı turşusu hediye edeceğim yakında, çok merak ettiler. Biri bir zamanlar karpuz turşusu görmüş, ona ondan yola çıkabileceğini söyledim. Nasıl olsa bütün turşular aynı. Neşeden de bahsedecektim, öyle bir şeyi daha önce hiç duymadıklarını söyledikleri için sustum. Bir gün film izleyelim dedim, olur dediler. En kocaman kafalıya baktım, gözü açılmıyordu. Film lafını duyunca hep böyle olurmuş. Zamanın birinde bir film izlemiş oradan kalan bir alışkanlık ya da tik gibi bir şeymiş. O filmin "eyes wide shut" olabileceğini düşündüm, panzehirliğe de "open your eyes"ı layık gördüm. Bilekleri olsa ya da rüya görebilseler keşke diye düşündüm ama olsun kafaları içten dışa mavi-kırmızı bu bile yeter onları öpmek için. Plankton öpmek çok eğlenceli bir şey.
aptalca bi benzetme.
teoride mümkün ama mantıksız.
çelişkili sözler ve devamı olmayan cümleler kadar anlamsız.
belirsizlik tepetaklak.
çoğa varmadan değişir dengeler.
akılda kalıcılığı yüksek ama riskli.
kolayı seçmenin çok yolu var.
amma da karışıksın be akıl...
düz yollara hiç denk gelmedim.
bahsedilen sarı sayfalara yazı yazanlardan değilim.
sonbaharı hiç sizin gibi yaşamadım.
dedim ya aptalca bir benzetme.
yürürken sakız çiğneyelim bence, hali hazırda beceremeyenler varken.
anlattıkları kadar mutsuz değilsin palyaço.
balıklar çıkar elbet su yüzüne.
kanatlı karıncalar! ne garipsiniz lan siz...
tek düze bir hayatın karmaşası.
paranoyaların kurduğu denge, dengesizlik.
kaçarken hep düşmek.
acelen varken geç kalmak kadar sinir bozucu.
süslenme boşuna kader! aynı bokun lacivertini oynuyoruz her oyunda.
şimdi sıraya binmeye başladı teker teker kelimeler.
yine de bir arada anlamsız.
söylediklerin kadar boş ve önemi yok.
3 kuruşluk keyfimiz iflaslarda.
nefes kadar ritmik gidişlerin.
kül rengi elvedalar.
kayıplar sonuçsuz.
düşerken ağırdan gözlerin.
ve pişmanlık!
seyir defterine bir yenisine ekle.
kulaklarındaki gürültünün sessizliği.
tutarsızca algı sorunu.
yanılgılar, tecrübe oldu ne hikmetse.
sistematik yanılgılar ve dirençsizlik.
hayatı önsözle yaşayana şahit olmadım henüz.
kısmetten öteye hayali olmayanlar var.
uykusuz bir gecenin hediyesi.
ve bir o kadar sade.
aslında aptalca bir benzetmeden ibaret her şey...
bir zamanlar, kaan ve mete'nin kullandıkları yöntem programda muhabbet ederken. *
amaç kişinin bilinaltında tuttuklarını ortaya çıkarmaktır. kişiye bir anahtar kelime verilir ve bu kelimeyle aklına ilk gelenin söylenmesi istenir.

Örnek : Meme diyince aklıma ilk gelen pamela anderson'dur.
ahmet ümit ve ahmet hakan isimlerinden ne zaman birini görsem yaşadığım durum.