bugün

finliler tarafindan da kullanilan bir kiz ismidir.
serkan altuniğne'nin karikatürlerinde sıklıkla kullandığı bayan ismi.
los angeles'ta bir cadde. ilk goruldugunde eger yaninizda yabanci bir arkadas varsa "anaaa burda selma yaziyo lan. bizim ulkede bi kiz ismi bu hahahaha" tepkisi verilir.
kemal sunal'ın oynadığı bir türk filmi:
-elma 's' koy?
-selma?
-k.çına koy!
-koymam ayıp olur...
şeklinde repliğe sebep vermiş güzide bir bayan ismi.
not: yanlış anlaşılmasın lütfen.
(bkz: selma ve gölgesi)
(bkz: peyami safa)
(bkz: selma hayek)
güzel kadın anlamına gelen bayan ismi.(#2782891)
"durursun öyle gözlerimin önünde gözleri yaşlı,
ömrümde bir mihenk taşı..." demiş şair.
(bkz: selma güneri)
SELAM YERiNE DE YAZILABiLEN iSiM. HIZLI YAZARKEN TELAŞTAN BAZEN SELAM NABER YERiNE, SELMA NABER DENiLEBiLiYOR. BU DURUMDA KARŞI TARAFIN TEPKiSi, 'SELMA KiM YAHU' OLABiLiYOR. *
simpsons'un sevilen karakterlerinden. 10 ayşen gruda gücündedir.
(bkz: aleykümselma)
şaban oğlu şaban filminde evin hizmetçisi karakteri.

"buyrun efendim." repliği meşhurdur bunun.
arap ülkeleriyle birlikte iskandinavya'da da kullanılabilen bir isim. finlandiya, isveç ve norveç'te kullanıldığını gördüm.

(bkz: selma lagerlöff)
araplara göre Salome´dir.
SELMA Türkiye'de en çok kullanılan 196. isim (... 194. fırat, 195. harun, 196. selma, 197. irfan, 198. sami, ...). Ülkemizde yaklaşık her 866 kişiden birinin adı SELMA ve ismin yaygınlık oranı binde 1.15.

SELMA adının yaygınlık oranının Türkiye'nin resmi nüfus sayımı sonuçları ve günlük ortalama nüfus artış hızına orantılarsak ülkemizde 13-02-2009 21:51 itibariyle yaklaşık 82,712 kişinin isminin SELMA olduğu ve SELMA isimli kişi sayısının her yıl ortalama 1367 kişi arttığı tahmini yapılabilir.

SELMA isminin Amerika Birleşik Devletindeki yaygınlık oranını hesaplarken bu isme elimizdeki Amerikan veritabanındaki 702,203 kişi arasında hiç rastlayamadık. Bu nedenle ismin Amerika Birleşik Devletindeki yaygınlık oranın bir milyonda 1.4'ten dahi az olduğunu ve Amerikada toplam 400'den az sayıda SELMA yaşadığını tahmin ediyoruz.

SELMA Türkiye'nin en yaygın 196. ismiyken, Amerika Birleşik Devletinde en yaygın 196. ad ise Angela ismi. SELMA adının yakın kullanım oranına sahip diğer Amerikalı isim kardeşleri arasında 194. Stephanie 195. Hugh 196. Angela 197. Neal 198. Debra isimleri de sayılabilir.

http://www.ismiDidikle.com'dan alınmıştır.
almanca bir bayan ismi.
kanada'nın nova scotia eyaletinin orta kısmında yer alan hants merkez şehrinde bir yerleşim birimi (community).

şehrin ve eyaletin tüm yerleşim birimleri için:

(bkz: hants/#8829218)
(bkz: nova scotia/#8803347)

(government of canada)
(travelingluck)
bijelo dugme'nin en güzel şarkılarından biridir, 1974 yılında kad bi bio bijelo dugme albümünde yer almıştır. şarkının sözleri yugoslav şair Vlado Dijak'ın bir şiirindendir ve gerçek bir hikayeye dayanmaktadır. şarkı ve şiir çok meşhur olur, tiyatroda bile oynanır ancak şiirin yazıldığı selma yıllar boyunca kendisinin o selma olduğunu bilmez. vlado'yla arada karşılaşıp selamlaşırlar o kadar, yaşadıkları zenica küçük bir yerdir. 20 yaşındayken zagreb'e okumaya gider ve vlado evlerine gelip valizlerini taşımayı teklif eder, istasyona beraber giderler. 1949'da Sarajevo tren istasyonundaki o andan sonra zagreb'de inşaat mühendisliği eğitimi görür ve yaşamına zagreb'de devam eder. vlado ona onu sevdiğini hiç söylemez.
vlado'yla bir kere daha görüşürler, hiç bir şey konuşmadan sadece bakışır ve ayrılırlar. vlado zagreb'e okumaya gelir ama parası olmadığı için geri döner. bu görüşmeden sonra uzun süre selma onu düşünür, onu sever ancak o esnada üniversiteden bir arkadaşıyla çıkmaktadır ve vlado'yla aralarında mesafe vardır, sevmemesine rağmen selma başkasıyla evlenir. arkadaşları vlado'yla beraber olmasını onaylamaz, vlado alkoliktir.
1962'de gazetede başlığı ve şiiri görünce kendisinin o selma olduğunu anlar. 1975'te bijelo dugme'nin bir konserinden sonra kulise gelip kendisini tanıtır. o andan sonra kendisi de çok ünlü olur.
1975'te vlado'yla ilk defa sarajevo'da bir kafede buluşurlar, yanlarında olan başka bir şair arkadaşı "vlado artık mutlu" der ve vlado ağlamaya başlar. daha sonra selma tekrar sarajevo'ya gelir ama vlado da evlidir ve eşi öğrenmiştir. aralarında bir kaç mektuplaşma olur ama ilişki biter.
kasım 1989'da vlado ölür, selma başka bir yerdedir, ablası cenazeye katılmak ister ama vlado'nun eşi ve çocukları bunu istemezler, cenazeye gidemez.
selma boric şu an çok pişman ancak aralarında olan şeyin büyük bir aşk olmadığını, aslında hayatında hiç aşık olmadığını söylüyor. şimdi olsa çok içki içmesinden çekinmez ona bir şans verirmiş.
bu şiir ona kendisini ölümsüz hissettiriyormuş, kendisi ölse de bu şiir onu ölümsüz kılıyormuş.
ayrıca o gün istasyonda vlado'nun kendisine (ne diyeceğini bilemediği için tek diyebildiği) "ne olur pencereden dışarıya eğilme" demesini hala hatırlıyormuş.
şarkının sözleri:

Selma
Putuje na fakultet
Ona putuje, ja kofer nosim
Molim
Tezak je al' posto njen je licno
Ja i taj kofer volim

Selma, Selma,
Zdravo, Selma
Putuj, Selma
I molim te, ne naginji se kroz prozor

Selma
Na ulasku u voz ti htjedoh rec'
Nesto njezno, sto izaziva
Pozor
Al' rekoh samo zdravo, Selma
I molim te ne naginji se kroz prozor

Selma, Selma,
Zdravo, Selma
Putuj, Selma
I molim te, ne naginji se kroz prozor

yapabildiğim kadarıyla türkçe çevirisi:

Selma
fakülteye gidiyor
o gidiyor, ben bavullarını taşıyorum
rica ile
ağır ama onun olduğu için
ben bavulunu da seviyorum.

selma, selma
güle güle selma
git, selma
ve ne olur, eğilme pencereyeden dışarıya

selma,
trene binerken sana tatlı bir şeyler, dikkatini çekecek şeyler
söylemek istedim
ama sadece güle güle dedim selma,
ve ne olur, eğilme pencereden dışarıya

selma, selma
güle güle selma
git, selma
ve ne olur, eğilme pencereden dışarıya.
iç parçalayan, dağıtan, insanı duygu karmaşasına sokan, hüzünlü bir hikayeye sahip leziz bijelo dugme şarkısı.

http://fizy.com/#s/1mh7af
babamın ortaokuldaki manitası.

la ilahe.
öyle bir geçer zaman ki adlı dizide merhum balıkçının eski karısı. safın önde gidenidir.
"işte bu hazin" denilecek mehmet akif ersoy şiirlerinden:

*Hemşirezâdemdir. 4 yaşında öldü.*

Bütün gün işte boğuştum, içim sıkıldı. Yeter!
Yarın da aynı mezâhimle uğraşıp duracak
Değil miyim? Bana öyleyse,şimdilik ister,
Ferağ içinde düşünmek, vücudu yormıyarak.
Hayat, ceng-i maişet ; cihansa ma’rekedir;
Zaman zaman bu sükunlar birer mütârekedir.
Dedim, zemine uzandım. Fakat huzur o ne zor!
Dakika sürmedi hatta benim bu yaslanmam…
Bir eski komşu gelip: "Validen selam ediyor,
Diyor ki : hasta ağırlaştı,durmasın, akşam
Hemen bizim eve gelsin." Deyince davrandım,
O aşiyân-ı perişana doğru yollandım.

Sarıldı boynuma annem, girince ben içeri.
Diyordu ağlayarak:
-Görme Akif’im çocuğu!
Senin değil yedi kat ellerin yanar ciğeri,
Ölüm döşekleri üstünde görse yavrucuğu.
Şükür, bugün azıcık farklıdır diyorduk dün…
O pembe pembe yanaklar kireç kesildi bugün!

"Filan hekim," dediler. Geldi, baktı, anlamadı.
"Hayır,filan daha bir anlayışlıdır." dediler;
Meğer yalan yere çıkmış o sersemin de adı!
Bırak ki anlasalar var mı çare hiç? Ne gezer!
Hekim ilaçları, oğlum, bütün tesellidir.
ilaç yiyip iyi olmak, o bir tecellidir.

Kesildi kardeşin artık yemekten, içmekten;
Lakırdı dinlemiyor, kendini helak ediyor.
O, hastadan daha şayan-ı merhamet, Görsen...
Dedikçe "Anne,çocuktan ümidi kes, Gidiyor!"
Telaş içinde kalıp büsbütün şaşırmadayım.
Eğer yetişmese imdada yok mu komşu hanım…

- Görünmüyor,hani hemşire nerededir? Gelsin.
Benim sözüm ne kadar olsa başkadır, belki
Biraz bulurdu teselli…
- Nasıl da söylersin!
Lakırdı kar edecek kim? Duyar mı hiç beriki?
Kolay bir iş mi? Senin anne olduğun var mı?
Çocuk o halde iken anne sözden anlar mı?

Bu hem kaçıncı felaket? Beşinci! Ya Rabbi,
Tamam beşinci seferdir ki kız ölüm görecek!
Bu son ümidi de şayet giderse dördü gibi,
Zavallı kendini vaktinden evvel öldürecek.
Çıkıp da gör hele bir kere şimdi Selma’yı…
Ne hale koydu felek, git de bak, o simayı!

Sabahleyin dili, baktım, biraz ağırlaşıyor…
Melil melil bakıyor şimdi bülbül evladım!
Ne zalim illet imiş: bir çocukla uğraşıyor…
O olmasaydı da ben keşke hasta olsaydım.
Şikayet olmasın amma tahammülüm bitti…
Günaha girmedeyim durmuşum da bak şimdi!

Ne manzaraydı ki bir kuş kadar uçan o melek
Dururdu bi-hareket, kol kanad kımıldamıyor!
Gözünde nur-u nazar titriyor,hemen sönecek…
Dudakta natıka donmuş; kulak söz anlamıyor!
Türab rengine girmiş cebin-i simini;
Ölüm merareti duydum, öpünce leblerini!

Başında annesi matem tecessüm etmiş de
Kadın kıyafeti almış gibi durur mebhut;
Yanında komşu kadınlar hurûşa âmâde,
Eğerçi ortada dönmekte bir mehib sükût.
Girince ben odadan hepsi kalktılar ayağa,
Kızıyla annesi mıhlıydılar fakat yatağa!

Dedim :
-Nedir bu senin yaptığın düşünsene bir…
Bırak şu hastayı biraz da kendisine.
Ne çare,hükm-ü kader akıbet zuhura gelir,
Cenaze şeklinde girmekte böyle faide nedir?
Senin bu yaptığın Allah’a karşı isyandır;
Asıl felakete sabreyleyenler insandır…

Şu yolda başlayan avare bir talakatle,
Devam edip gidiyordum ben ictihadımda…
Ne oldu,hastaya bir şey mi oldu? Anlamadım…
O beht içindeki kızdan kemal-i şiddetle,
Şu sayha koptu ki hala enini yâdımda:
^Ne taş yüreklisiniz…Ah gitti evladım!..^
an itibariyle bitirdiğim martin luther king ve african-american kardeşlerimizi anlatan harika film. Bu arada david oyelowo muhteşem oynamış muhteşem.
Komşumuzun kızıdır.