bugün

Uyumadan önce dış kapının kilitli olup olmadığını 3 kez kontrol etmek. Saçmalık sayıda. Birincide anlamadın, ikincide anlamadın da üçe niye bıraktın? Zekasız.
Yolda yürürken dikkatimi çeker ve bir sonra ki poligon noktasını ararım

görsel
sigarayı sol cebe çakmağı sağ cebe koymak.
evdeki herkes uyumadan uyumamak.
Bir şeyi ellerken iki ellinide dokundurmak ve dört ya da sekiz kez ellemek .
Aksini yaparsam çıldırıyorum .
Müziğin sesini açarken beş ve beşin katlarında açmak. 11 olunca deliriyorum illa 10 olacak.
Bir gün kapıyı kilitleyip kilitlemediğini kontrol ettikten sonra ertesi gün eve hırsızın girmesiyle mi başladı bilinmez bu karabasan. Kaldırım taşlarında aynı renklere basmak, ütü fişi, ışıkların açık kalıp kalmaması, gece vakti şehir aydınlatmasını sağlayan elektrik direklerinin simetrisi, binalardaki karo ve fanyasların uyumu, kapıyı, pencereyi kontrol etmekle devam eden süreç. Ey takıntı hayatımdan çıktığın için teşekkür ederim.
Copy Paste yaparken Ctrl+C kombosuna 20 kere basiyorum. Birakamadim su salak huyumu. Sanki kopyalayamayacakmis gibi geliyor.
çocukluğumda yaşadığım yoldaki çizgi sendromunun bir üst leveli, sol elimle soğuk biryere dokunduysam mutlaka sağ elimle de dokunmak.

bi ara atlatmıştım ama yine başladı. psikolojik deliyim galiba, simetri yapıyorum.
Onu çok takıyorum.saçma olduğunu bile bile zihnimden çıkaramıyorum...
geceleri ede dolaşmama takıntısı. iyi şeyler olmiycak gibi geliyo.
yarı açık hiç bişey olmamalı. iki elim kanda olsa kapatırım.
uyurken önce sağa sonra sola sonra sırtüstü ve en son sağa döner uyurum.
sigaramı sağ gözümü kapatıp soldan yakarım.
Ne zaman canım sıkılsa soğuk veya rüzgarlı bir yer ararım. Sanırım çatıya çıkmayı bu yüzden seviyorum.
Yatağımın sağ kenarı duvara dayalı olacak şekilde yerleştirmek. Bir şekilde duvara yakın olunca huzurlu uyuyorum.
Giysileri giymeden önce koklamak.
Gölgelerin içine basmaya dikkat etmek.kesinlikle ayağım tamamen gölgenin içinde kalmalı.
Açık mavi kareli defter. En afilli ajandadan evla benim için. Tüm not defterlerim kareli üstelik açık mavi.
Kapı, cadde, sıra...numara her ne olursa olsun mekana göre karakter yüklemek. 34.caddedeki 34 mutsuz bir gümrük memuru olabilir.
Düğün arabalarının arkasına yapıştırılan gelin damat baş harflerinden isim tahmin etmeye çalışmak.
Tuvalette olduğunu bildiğim insanın, su sesinden elini yıkayıp yıkamadığını takip etmek.
Yikamadiysa bir şekilde o el bana değecek diye endişe taşımak.
Telefonla konuşurken bir şeyleri düzeltmek. Karşımda düğmeleri açık bir gömlek asılıysa iliklerim, masada toz varsa silerim, sandalye yamuksa düzeltir, çiçek susuzsa sularim.
Yanımda uyuyan biri varsa kımıldadıkça üstünü örterim hep üşüdüğünü düşünürüm.
Yazarken muhakkak ince uçlu kalem kullanırım aksi halde mutsuz olurum yazmak istemem.
çay kaşığı çay bardağının içinde olmazsa o çayı içemeyenlerdenim..
çay içerken tam bitirmediğim bardağa yeni çay koyulmasina ayar oluyorum,
perde açıkken asla oturamam akşamları,
evden çıkmadan en az üç kez ceplerimi kontrol ederim.
Evden çıkınca bir kaç kez cüzdanımı aldım mı diye kontrol ederim. eğer aldığımdan eminsem üç kere falan içinde para var mı diye kontrol ederim. Parasız kalmak gibi bir fobim var.
Gittiğim yerlerde katı sabun varsa sabunu iyice yıkayıp tadına bakıyorum...
Cift sayıları seviyorum ama 3 sayısına bir takıntım var.
Bende de bir kaç tane olandır.
Örneğin;

Önce sağ sonra sol elin tırnaklarını keserim. Boyle daha kolay olduğu düşüncesini bir turlu atamadım kafamdan.

Puding muhallebi vs yi çay kaşığıyla yerim. Çok gibi olur. Evet o manyaklardan biri de benim.

Yemek yerken önümdeki yemeği beğendiysem bitiririm. Yemeğini bitirmeyen insanları dövesim gelir.

Satın aldığım birşeyin fiyatının ertesi gün veya sonraki hafta 1 lira dahi düştüğünü görürsem kahroluyorum. Kendimi kazıklanmış hissediyorum. Aksine ben aldıktan sonra fiyatı yükselince de içimi bi sevinç kaplıyor. Sevgi poturcukları saçıyorum etrafa.

Doğum günüm 7 temmuz olduğu için galiba, 7 dayısına karşı bir sempatim var. 77-777 gibi sayıları çok severim.

Eğer bir işi yapmanın çok pratik bir yolunu biliyorsam ve yanımda biri o işi çok uzun yolla yapmaya çalışıyorsa onu pratik yolla yapmaya zorlarım. O an zorlayamıyorsam veya zorlamışsam ve dinletememişsem içten içe yerim kendimi karpuz gibi.

Kullandığım cep telefonu bozulup kullanılmaz hale gelene kadar yeni telefon almam. Her arızasında tamir etmeye çalışırım. Çoğunlukla tamir ederim. Eğer o telefondan sıkıldıysam ve yenisini almak istiyorsam, once telefonu bozarım. Sonra tamir etmeye çalışıp dağıtır bırakır ve "zaten bozuktu" diye kendimi tatmin ederek yeni telefon alırım.

(bkz: yaz arkadaşım)
(bkz: 30 bin kadınla nasıl birlikte oldum)
Yatakta yatarken odanın kapısını göre bilecek şekilde uyurum aksi takdirde tedirgin oluyorum.
Obsesif dediğimiz insan davranışlarıdır. (bkz: obsession)
Kitaplarımın yerinin değiştirilmesi. Almayın toz falan ben alırım.
Çevremde tanıdığım veya tanımadığım biri varken uyuyamıyorum. Ve şu an askerde olduğumdan birçok insanla aynı yerde uyumak zorundayım.
cips yerken ses çıkması, sakız çiğnerken keza öyle. ağız şapırdatmak. çorapsız katiyen gezememek. kapalı ortamda kalamamak. vs..