bugün

--spoiler--
16 ekim'i 17 ekim'e bağlayan gece koşuyolu'nda bir halı sahada, öyle bir gol alttı ki, uçmalı kaleci hayat adamı bile olmayan şapkasını çıkarmak zorunda kaldı. 0.5 metre yükseklikten gelen topu önce düzeltip, sonra recep çetin edasıyla attığı rövaşatamsı şut öyle bir şamdel gitti ki tüm insanlık ağladı.

maç sonu saipsiz ile kanal 25'in yaptığı röportajda, sahipsiz şunları söyledi;

bu golümü tüm az gelişmiş toplumlara adıyorum! dağılın piçler!
--spoiler--
bir gece ansızın * yapılan halı saha maçında bendeniz uçmalı kaleci mahlaslı hayatadami'na fevkaladenin fevkinde bir gol atarak akıllara matthew le tissier'i getirmiştir.

(bkz: caps yok)
öncelikle;

(bkz: oradaydım)

pozisyon yaklaşık 15 metre kadar önümde gerçekleşti ki sıradan bir halı sahada ortasaha çizgisine en fazla o kadar uzak olabilirsiniz. * hassiktir, böylece golün ortasahadan atıldığı da ortaya çıkmış oldu. Hay allah! neyse, öhöm efsane bir goldü çünkü saipsiz-sapsız bizim takımdaydı. *
asıl değerlendirilmesi gereken, 20 m'den şandel giden bir rövaşatanın nasıl gol ile sonuçlandığı olması lazım. şimdi akıllara burak yılmaz'ın feneri şampiyonluktan eden vuruşu gelebilir, fakat hiç alakası yok. saipsiz kaleye vurmuştu. o zaman biz bu soruyu, büyük fizikçi, kuantum elektrodinamiği uzmanı richard feynman'a sorduk. *

ben: mr feynman, what a big goal, what a big okazyon, what a wonderful world? fuck you james, and what did you say about saipsiz's gol. *

mr feynman: it was incredible, i didn't explain it with quantum mechanic rules but there is big mistake!

bu röportajdan da anladığımız kadarıyla saipsiz'in golünü fizik de açıklayamadığı için koskoca nobel ödüllü bilim adamı "hata" kelimesini kullanma ihtiyacı duydu. o zaman;

(bkz: saipsiz in golündeki inanılmaz mantık hatası)
hayatadamı'nın hayatında yediği en güzel şeydir.

neden bu kadar şaşırıldığını anlamıyorum, çünkü ben bunu hep yapıyorum. *
--spoiler--
-valla amacımız 3 puan almaktı, çok çalıştık 5 puan aldık, 2 de bende var 7
--spoiler--
(bkz: halısahanın cafesinden sesler)
bütün fakirlere adanmıştır.
ne ibrahimoviç vardı o zamanlar, ne mexes ne de bekir, hey yavrum hey.