bugün

ne kadar sabırlı olursanız olun, bir süre sonra asabiyet yaratacak "ulan ben duvara mı konuşuyorum, dediklerimi duymuyor bile" dedirtecek durumdur. bırakın kendi sabit fikirleriyle görebildiği ve algılayabildiği kadarıyla yaşasın hayatını.

bir milyon parçalı puzzleı bir araya getirmeye çalışmak bile insana bundan daha fazla aşama kaydettirir.
cahille yapılan sohbet gibidir.
zaten her şeyi bildiği için, söylecekleriniz de hemen uçar.
çabalarınız hiç sonuç vermeyecektir. çünkü bu at gözlüğü takmış insan, ne latifeden anlar, ne başka fikirlerin de olabileceğini düşünür. tek haklı kendisidir, onun dediği doğrudur. boşuna nefes tüketmiş olursunuz. ayrıca çok emek vermek maalesef ömrünüzü de tüketir.
kendi fikrini anlatırsın da anlatırsın ama çocuğun veya adamın, ne bileyim kızın -neyse orayı geç- umurunda bile değildir. ağzına bir laf takılmıştır sana hep aynı şeyi söyler. sen ona ne dersen de söylediğinden dönmez. olay en sonunda sizin içinizde biriken öfkenin patlamasıyla biter.
(bkz: işte hendek işte deve)
deveye hendek atlatsak daha iyidir.
(bkz: imkansızı istemek)
(bkz: boşa kürek çekmek)

yok yere nefesinizi tükettiğinizle kalırsınız. sabit fikirli insan karşısındakini dinlemez, dinlese de anlamak istemez.
Deveye hendek atlatmaktan zordur.

Tüm enerjinizi hunharca harcasanız da, belgeler, kanıtlar, iletişim teknikleri, gerçekler, hiç ama hiçbir şey işe yaramaz.
Lakin saplanmıştır ve çıkmaya niyeti yoktur.

Înadım inat, kıçım iki kanat insanıdır, ömür törpüler.
Nefesinizi tüketmeyin, yazık!