bugün

harika bir amerikan futbolu filmi icinde bahsettigi konularda dikkat ceken en onemli ozellik zenci beyaz kayiriminin ne kadarda igrenc birsey oldugudur
denzel washington un yine mükemmel bir performans gösterdiği gerçek yaşam uyarlaması film..amerikan futbolu koçu olan denzel'in takımdaki siyah ve beyaz öğrencileri kaynaştırma adına verdiği mücadeleyi anlatır..klasik konusuna rağmen özellikle hırsı bize iyi verebilmiş ve tüylerimizi diken diken eden bir finalle noktalanmıştır..

(bkz: denzel washington)*
--spoiler--
ben sadece sakatlandım, olmedim..
--spoiler--

soundtrack i dinlenesidir. filmle butunlesmıstır.

(bkz: ain t no mountain high enough)
(bkz: na na hey hey good bye)
izlenmese olmazlar arasına girmemiş olmasına şaşırdığım filmdir. bir lise futbol takımına, zenci bir koç (denzel washington), devletin yalandan "bakın işte zencileri ezmiyoruz biz" sinyalini vermek istemesiyle atanır. kurduğu takımda zenci ve beyazları bir araya getirir ve büyük uğraşlarla tüm oyuncuların kaynaşmasını sağlar. takım son derece başarılıdır ve beyaz ve zencilerin kardeşliğini herkese kanıtlar.
filmin adı ilk başta anlamsız gelse de, filmin sonunda isim konusundaki gizemi çözülen, izlerken insanı sıkmayan eğlenceli film. o yıllarda jerry bruckheimer'dan beklenemeyecek kadar iyi bir yapım, trevor rabin'den beklenemeyecek kadar da iyi müzikler. sıkı cnbc-e izeyicileri için de yüzleri gülümsetecek bir kaç sürpriz.
şimdiye kadar izlediğim en mükemmel filmler arasında olup, tabiri caizse ırkçılığın içine attıran filmdir. filmde cnbce nin meşhur dizilerinden, scrubsta turkelton olarak tanıdığımız donald faison, my name is earlden randy rolündeki ethan suplee de oynamaktadır. müzikleri şahanedir, denmiş zaten...
ilk izlediğim zaman beni çok etkilemişti... dostluğu, takım arkadaşlığını çok güzel anlatıyor gerçekten, oyuncularının birbirleriyle olan ilişkileri, denzel washington un oyunculuğu herşey mükemmel bi de film müziklerini unutmamak lazım... şimdiye kadar 3 kere izledim hiçbirinde de sıkılmadım...
güzel filmdir. Ethan suplee'nin fil gibi olduğu zamanlardır hatta, oha dersiniz. Ayrıca cnbc-e 3 ayda bir gösterir bunu.
iki kez izleyip ikisinde de bayıldığım manyak bir filmdir. özellikle filmde bir sahne yerlere yatırmıştır beni:

--spoiler--
eyalet şampiyonası yarı final ya da çeyrek final maçından önce rakip takımın ırkçı koçu, televizyonda röportaj sırasında denzel washington* için "maymun" ifadesini kullanmış ve bi kaç kez de tekrarlamıştır. titanların galip bitirdiği maç sonunda siyah koç* ırkçı beyaz koçun yanına gider tokalaşmak için ama adam elini çekip bi kaç adım uzaklaşır. bunun üzerine siyah koç adama seslenir ve beyaz koç döndüğü anda bildiğin çikita muzu adama atar.
--spoiler--
ırkçılık üzerine gerçekten çok iyi filmler çıkaran jerry bruckheimer'ın, yaşanmış bir olayı gerçekten çok etkileyici bir şekilde işlediği müthiş film.

aynı konu üzerinden* fakat basketbol versiyonu için glory road da izlenebilir.
--spoiler--
çok etkileyici bir filmdir. bu filmi yıllar önce tv.'de görüp izlemiştim ve çok etkilenmiştim. film'De beyazlara ait takımın başına siyah bir koçun getirilmesi ve bu koçun takıma siyahları da katıp, siyah-beyaz düşmanlığını yıkıp, başarıdan başarıya koşmasını anlatmakta. sanırım film gerçek bir hikayeye dayanıyor.
özellikle en etkilendiğim sahne emma (çok güzel bir kız - Kate Bosworth) ve big jolies'in final maçından önce yaptığı konuşmaydı (kız özür dilercesine elini uzattı ve tokalaştılar. kız daha öncesinden julies'in elini zenci olduğu için tutmamış yani tokalaşmamıştı.) müthişti, çok duygusal bir sahneydi. film'de aklımda kalan en güzel sahne buydu!
--spoiler--
sporda birliktelik ve mücadelenin önemini vurgulayan, amerika birleşik devletlerinin gerilimli yıllarında takım olmak için savaşmış gencecik çocukların hikayesini anlatan, gerçek bir hikayeden yola çıkmış film.
galatasaray kadrosunda yer alan futbolcuların bir araya gelip bu filmi izlemesini çok isterdim.
ırkçılık hakkında yapılmış en iz bırakan filmlerden sadece bir tanesi.filmi eğlencesine sıradan bir spor filmi olarak izlemeye başlayan ben final sahnesinde ağlıyordum.özetle izleyin izlettirin.
ırkçılığın ne kadar geri kafalı bir düşünce olduğunu ayan beyan gösteren güzel film. denzel washington'un en iyi işi çıkardığı filmi olarak görmesemde, gerçekten takdir edilesi bir oyunculuğu vardır.
Filmde dikkatimi çeken en önemli şeylerden birisi denzel'in(herman mıydı neydi ismi) tepeden inmeyle bir takımın başına koç olarak getirilme vakasıdır. bu durum benim kafamı karıştırdı daha doğrusu şaşırtı. Bizim toplumuzda halk devletten daha hoşgörülüdür ve bu hemen hemen bütün toplumlar için de geçerlidir; ama bu filmde devlet halka alttan alta sahiden yön veriyor ve halkın önünde ondan daha ilerici bir tavırla hareket ediyor. Abd'nin çok uluslu yapısı belki devleti bu hale getirdi bilemiyorum fakat sonuç itibariyle "obama!" diyebiliriz. Bu filmden bizim toplumumuzun bir çok kesiminin alacağı ırkçılık dersleri olduğunu düşünüyorum.
müzikal ağırlıklı finaliyle gözlerin dolmasına yol açan kaliteli bir spor filmidir.
ırkçılık karşıtı birlik beraberlik temalı harika bir film. o değil de yıllardır şu amerikan futbolunu bir anlayamadık ama film o kadar güzelki bu detay önemsiz kalıyor.

https://www.imdb.com/title/tt0210945/