bugün

Zamaninda deplasmana geldiigimizde ektorlugunun tam karsisinda bulunan super ucuz ve leziz kahvalticida kahvalti yaptigimiz, bizlere e sampiyonluk veren guzel sehrin, guzel insanlarla dolu sehrin guzel universitesi.
kampüste yıllardır süren inşaat çalışmalarının çoğu tamamlanmış ve güzel bir görünüme kavuşmuştur. yemekhanesindeki yemekler başarılıdır.
bahar şenlikleri bahanesi ile eğlence sektörüne adım atmış olan kampüs. oldu olacak kampüsü lunaparka ya da sirke çevirsinler.
yahu arkadaş bu kykda ne var da insanları bu kadar çekip çekip oturttuklarına ego pompalayabiliyor manzara yok rahatlık genişlik yok denizi sahili yok konfor sıfır huzur desen etrafta ölüm gibi gezinen akbabalardan fırsat yok. ama kokoşu bol, ibnesi var, apaçisi gerillası eksik olmaz.evet kykdaki kafelerden bahsediyorum.yurt odasında dolunayı devirmiş geğire geğire günlük favori dizilerini izliyor kız, odası leş, yastıklar sararmış, pijamalar pislikten çürümüş, at gibi kokuyor. sonra birden şimşekler çakıyor beynine beynine kızımızın, süper dahiden ultra megalomani bir fikir; kılıçları kuşanıp 100 metre ötedeki kafelerde yurt odasındaki hayattan bambaşka bir hayat sürmek 1 saatliğine de olsa. saçlar pressleniyor parfüm şişeleri boşaltılıyor ellerde french ojeler ayakları nasıl olsa kimse görmüyor 5 dakika hazırlanılıyor inan. sonuç olarak cafedeki tahta sandalyelerde marilyn monroelar türkan şoraylar, aman allaaam titiz mi titiz, temiz mi temiz, hijyenik desen üüff alası, bıçaklar çatallar, sex on the beach edasıyla içilen sade sodalar, mochalar filtre kahveler yarabbiiii. yurttaki yaratık, asloldugu komlepks oluşum... oldugun gibi görünsene be 'adam' size harun abiler diyesimiz geliyor inan. bu bir iş, pazarlama işi ,kendini satma, insanlara yedirme işi diyorsan ekmeğe saygımız sonsuz. işini iyi yapmak istiyorsan şayet bana bakıyorlar mı diye bakınmayacaksın etrafına, çaktırmayacaksın hani. neyse pamukkale üniversitesi'ne okumaya gelmiş kızlarımızın ortak ve değişmez kaderi, makus talihi; kykdaki kafelere gidip de hacı olmak. siz de haklısınız mekan vardı da siz mi gitmediniz, sahil vardı da siz mi yürümediniz. şimdi bana googledan searchı lisan edip bir bir mekan saydırmaya yeltenmeyin bile, ne dediğimi anladınız siz.
Türkiye nin en büyük kapali spor merkezine sahip üniversitesi, fiyatları da bir o kadar uygundur.
2011 yılında giriş yaptığım ve bitirmeme 3 sene kalan bölümümün bulunduğu üniversite. öğrencileri şu sıralar finallerle cebelleşiyor denilebilir.
Yaz okulu aÇması nedeni ile bu yaz gideceğim üni. Okulda öğrenci olup da küÇük bir bilgi paylaşımı yapmak isteyen varsa kapım aÇık, yazabilir.
burada okuyan ya da şehrinde yaşayan yazarların aydınlatmasını dilediğim, aklımdaki üniversite.
Bölümüne göre zorluk kolaylık derecesi değişecek üniversite.

Bir denizlili olarak siz sorun ben söyleyeyim kardeşler.
son yerleske durumunu bilmiyorum ama sosyal hayatin canli oldugu bi kampus cevresi vardi sehir biraz pahali ozellikle kira konusunda
egitim olarak gercekten zorlarlar hani hocalari kaliteli oldugundan degil ibneligine iyide yapiyorlar gerci ..ozellikle fen edebiyat okuyacaksan gencligine yazik edersin..
Spor ile ilgilenen fakülteli olacak arkadaşlar, spor merkezi harika.
içindeki inşaatların neredeyse hepsi bitmiştir. Kalan son 1 tanesi de insana kesinlikle rahatsızlık vermemektedir. Sorusu olanlara her türlü yardımcı olabileceğim harika üniversitemdir.
bu ara gidip görmeyi planladığım okulum. o kadar laf söyledim, bu başlık altına da yığınla yazmışım kötüler nitelikte olan şeyleri ama insan mezun olunca daha iyi anlıyor güzelliğini. inşaat çalışmalarını bile özledim ya la. mühendislik fakültesi kantininin dışındaki banklarda oturup sigara tüttürdüğüm günleri özledim, "dersin başlamasına daha 5 dakika var, bir çay içeriz" demeyi özledim. özledim lan baya baya.

dersleri sevmezdim gerçi ama ortamını özledim vallahi. gölbahçe ne durumda acaba? hala ördekler dolaşıyor mu ortalarda?
inşallah pdr sini kazanırım dediğim okul.
Allah sabır versindir kazananlara. fazlasıyla boşa para harcayan bir yönetime sahiptir. ihtiyaç olsa ara ki bulasın ama.
memleketimin okuludur. eğitimi orta hallidir. tıp tercih edilesidir.
denizlide bir üniversite. 2 gün önce pdrsini kazandım. bilerek başlara yazdım. Çanakkalenin ikinci öğretimi uşağın birinci öğretimi daha yüksek olmasına rağmen ben bu üniversiteyi yazdım. umarım güzel günler geçiririm.
ders kayıt, ekle-sil dönemlerinde sıkça serveri çöken öğrenci bilgi sistemine sahip üniversitedir.
28 haziran 2014 sabahına kadar kazanacağımın aklımın ucundan bile geçmediği üniversite. geçen yıl ilk kez girdim sınava. tm -2 92, tm-3 73 bindi. hukuk istiyorum ben tercih yapmıcam diye tutturmuştum. evdekiler de sağ olsunlar benim yerime tercihleri yapmışlardı. sınıf öğretmenliğini yaz, zaten tutmaz diye benim başımın etini yediler. 2012 de sınıf öğretmenlikleri en kötü 60 binlerde falandı. ben de nasıl olsa tutmucak hem kendi istediğim hem de evdekilerin gönlü olur diye dokuz eylül sınıfı yazdım. ablam afyonda öğretmen diye kocatepenin sınıfını da yazdım. benim afyon nefretim burda başladı heralde. kütüğüm de afyon ya bide. afyonu kazanmam bizim evde bir bayram havasına sebep olucaktı. ama olur mu benim gibi burnu havada, istanbulları isteyen düz lise mezunu mitokontri35 hiç afyonu yazar mıydı. evdekiler zaten burnumdan getirdiler. okula tercihleri onaylatmaya gittik. müdür yardımcısıyla konuştuk ettik. ve ben orada çok ani bir kararla afyonu bilgisayardan sildirip odadan çıkıp gitmiştim. sonra ne mi oldu? ben zaten mezuna kaldığımı bildiğim için yavaştan ders çalışmaya başlamıştım. hatta en yakın arkadaşımla dershaneye mi gitsek yoksa belediyenin kursuna mı onu tartışıyorduk. arkadaşım gitti yazıldı o kursa. yazıldığı günün gecesi yerleştirme sonuçları açıklandı o arkadaşım sınıf öğretmenliğini kazandı. ben yakın arkadaşlarımın hiç biri de kazanamaz beraber hazırlanırız diye rahat rahat dolanırken o gece sadece benim izmirde kaldığımı neredeyse bütün arkadaşlarımın kazanıp başka şehirlere gittiğini öğrendim. evde de kıyametler koptu tabi

o gece tavana bakıp durmuştum sadece. ulan tamam kazanamayacağımı biliyordum da şimdi yapayalnız kalmıştım. sadece bir tane yakın arkadaşım kalmıştı izmirde. o da benim gibi bunalımlarda olduğu için ikimizin de birbirine hayrı yoktu. neyse efendim yaz bir şekilde geçip gitti. ben dershaneye başladım. günde 10 saat falan çalışınca evdekilerde biraz bana inanmaya başlamıştı heralde. ama benim ödüm patlıyordu. ya yine kazanamazsam diye. ygs de 167 bin olan başarı sıralamamı görünce 2 gün gene kendime gelemedim. dedim heralde hukuk olmayacak. o zaman tek bir seçenek kalıyor sınıf öğretmenliği. burda amacım sınıf öğretmenliğini kötülemek değil. ben hala çok iyi ve güzel bir bölüm olduğu düşünüyorum. zaten puanları yükseldi. ama geçen yıl tuttuğu halde gitmedim ve şimdi gidersem 1 yılım boşa gidecekti. pdr desen zaten hukukla aynı puandı. ben hukuku kazanamazsam pdryide kazanamazdım.

neyse efendim ben bu göt korkusuyla hazırlanmaya devam ettim lys'ye. sözel sınavına da girdim. türev integral çözmek için çektiğim çilenin haddi hesabı olmadı ama ben integral sorularını göremedim lys 1 de. edebiyat sınavım da tam istediğim gibi geçmemişti. ama üzgün de değildim. sonuçta çalışmıştım gerisi kaderdi.

28 haziran'ın ilk saatlerinde ve sahura az kala pat diye sonuçlar açıklandı. tm-2 46, tm-3 34 bin. hiç çalışmadan girdiğim sözel ise 4 bin. ulan ben gece gündüz matematik çalıştım ama olaya bak. hukuk olmucağını o an anladım. direk sözele yöneldim. gittim baktım türkçe öğretmenliklerine. bi de ne göreyim. istanbul, marmara, ankara, ege her yer tutuyor. ben bi sevindim istanbulu görünce. hukuk mukuk umrumda bile olmadı. o gece öyle mutlu mutlu yattım. sabah ablamda geldi afyondan. biz baktık puanlara. meğer benim puanım pdr,'yi de tutuyormuş. benim ayarlar biraz bozuldu. şimdi pdr dururken türkçe öğretmenliğini yazmak biraz salaklık olurdu. ama ben istanbulda okumak istiyordum. pdr yazarsam denizli, aydın, balıkesirde falan okuyacaktım. hatta onların başarı sıralaması benden daha iyiydi bu yüzen kesin tutan yerler daha uzaktaydı.

başa tutmayacağını bile bile 4 tane falan hukuk yazdım. ondan sonra pdrleri yazdım. pamukkale'nin başarı sıralaması 33.800 dü benim 34 .800. biraz ufak araştırmadan sonra puanı buradan daha yüksek yerleri pamukkalenin arkasına yazdım. pdrler bitince de türkçeleri yazdım. pdr olsun istiyordum ama diğer yandan da marmarada okumak vardı. ben pdr için dua etmeye karar kıldım. dedim allahım bari pamukkale olsun yazdığım pdrlerden en iyisi o.

23 temmuz 2014 kadir gecesi günü. kandil olması sebebiyle ikindi namazını kıldım ve son duam şu oldu 'pamukkale pdryi kazanayım'. ben namazlığı topladım. bilgisayarı açtım ve ösym de sonuçları açıkladı. şifreyi girdim bir baktım karşımda 10. tercihim pamukkale pdr duruyor. çığlık mığlık attım ablama sarıldım. sonra arkadaşım geldi onunla falan sarıldık.

bir ay sonra başlayacağım. o kadar çile çektim. güzel olduğu söyleniyor. inşallah öyledir ve beni güzel insanlarla karşılaştır.

6 ağustos 2014, izmir.
bir kamil koç meslek yüksekokulu değildir.
Zamanında deli gibi istediğim, araştırdığım, hatta duvara fotoğraflarını astığım, sonradan neyine tutulduğumu anlamadığım denizlide bir üniversite.
şöyle büfe gibi bir şey olaydı iyiydi gazete sigara falan alırdık.
aa denizlideymiş yeni öğrendik amk. lan başlık açılalı 10 yıl olacak neredeyse denizlide olduğunu bir tek sen belirtmişsin çok şaşırdık vallahi kafa zehir gibi maşallah.

edit: mal girdiği entry sildi.
bir gün bu okuldan mezun olacağım, ve günlerce ağlayacağım.halbuki 3-5 sayfa önce okulu gömmüşüm,insan alışıyormuş,seviyorum lan bu şehri.
Hazırlıkta Geçme notu 70'dir. Çan falan yok, en son midterm (vize gibi bişi) sonucuna göre konuşayım. Her sınıftan en fazla ikişer kişi geçmiştir sınavı.Bizim sınıfta geçer not alabilen 2 kişi var. Sınıf ortalaması 45-50'lerde. son iki senede hazırlıkta o kadar çok kalan olmuş ki 2015-2016 sezonunda bazı ingilizce bölümlere alım yapılamayacak.