bugün

doguyla ugrasan akademik sey. ney oldugu pek belli degildir. oryantalizm bence, sosyal bilim* cercevesine giremez. ancak, isin ilginc yani beseri bilimler* cercevesine sokmak da cok zorlama olur. bu sebeple siyasi arastirma kategorisine** sokuyorum ben oryantalizmi.
bi dogulu, oryantalizm yapamaz yalniz. yani oryantalist batilidir, kafa ve dusunce yapisi olarak batilidir. onyargilarla doludur bu alan.
(bkz: oksidentalizm)
dansözLerin oLuşturduğu düşünce akımı...kurucusu nesrin topkapıdır...daha sonradan bu düşünce akımına köçekLerde katıLmıştır...
dünyaya aslında kendisi de bir oryantalist olan filistin asıllı yazar edward said tarafından anlatılmış doğuya kadın,tütsü ve binbir gece masalları olarak bakmanın akademik adı..
cemil meric'in tabiriyle "somurgeciligin kesif kolu"dur. bu tabire edward said'in oryantalizm kitabinin cevirileri uzerinde de rastlanabilir.
edward said'in akademik dunyada buyuk ses getirmis kitabinin adidir.
doğunun gizemini, sahip olduğu mistik ve otantik havayı batılı gözüyle inceleme dalı.
(bkz: oryantalist)
sürekli reforma tabii tutulan doğulunun batılı gözünden yorumu.
sanatta ve mimaride romantizm in bir koludur. 1840-1880 arası en parlak dönemini yaşamıştır.
batının doğuyu tanıma değil tanımlama aracıdır. kendi değer yargılarına göre doğuyu sömürmesinin vicdani "doğrulaması"nı yapmak için icat olunmuştur. acı olan şudur ki batının yetiştirdiği onlarca oryantaliste rağmen bizden batıyı tanımlamaya bile tenezzül edilmemiştir.
batının kendi kimliğini ifade etmesinin, kendisini tanımlayıp eylemini meşrulaştırmasının, dolayımlı, ideolojik ve kültürel yolu. batının kendini özne, doğuyu nesne olarak görme çabasının sonucudur.
oryantalizm, doğulu ama özellikle yakın doğu(orta doğu)lu kültürel, sosyolojik değerlere batılı bir gözle bakmayı ifade eder.
yıllarca, "abi bizi fes ilen peştemal ilen göstertiyorlar, şerefsiz avrupalılar" diyerek bu bakışı olan tepkimizi çocukça da olsa ortaya koymuştuk. amacımız elbette kendimizi diğer yakın doğudan farklı görmemizde gizliydi, ki bu noktada haklıyız da. ancak oryantalizme basit anlamda kızdığımız bir notka da bizi bir 'öteki' olarak görmelerinden kaynaklanıyordu. bizse yıllarca onlardan(batıdan) ayrı olmadığımızı idia ettik durduk, böyle bir çatışma içinde gelişti oryantalizm fikirleri.
misal, bir filmde türkleri anlatırken illa ki hamam, dansöz, nargile üçgeninde anlatmalarından rahatsız oluyorduk. "biz de sizin gibi moderniz olum" desek de anlatamadık yıllarca. ancak iddia ediyorum bunun altında türk-düşmanlığından çok daha basit bir sebep var, yani adamlar bizim devrimlerimizi görmezden gelerek yapmıyorlar bunu, aynısını uzak doğuluya da, latin amerikalıya da yapıyorlar lakin biz bizi ilgilendiren boyutta haberdar oluyoruz gidişattan. sanıyormusunuz ki çinde herkes -bize filmlerde anlatıldığı gibi- yalın ayak, felsefi bakışlarla geziyor. bir çinli de en az bir amerikalı kadar denyo ve bir amerikalı kadar ulvi olabilir.
yani olay bizi ilgilendiren boyutta olayları farketmemizden kaynaklanıyor.
hemen bu noktada bir arkadaşımın dedikleri geliyor aklıma: "abi türkleri anlatan doğru düzgün bir film yok hepsi abartılı, biz o danzsözlü, nargileli adamlar değiliz ki"
evet yok! ama bilelim ki çinlileri anlatan düzgün bir çin filmi de yok(batıda). aynı şekilde batı için öteki olan ne varsa hep abartı vardır. kızılderilileri çok ulvi sanıyoruz oysa bize öyle pazarlanıyorlar, bir kızılderili bira içip maç izlemiyor mu sanıyorsunuz? yahut bir kızılderili hemingway kitapları okuyup öğleden sonra parkta karı kız kesmiyor mu? olay tamamen pazarlama amaçlıdır. yani gavuroğlu da farkında bizim fesle gezmediğimizin sadece kendi pazarında bunu izletebilmesinin yolu abartıdan geçiyor.
hilmi yavuz'a göre oryantalizmin büyük bir kısmını 3 h kuralı kapsamaktadır: hamam, harem, haliç.
şimdi.. anladığım kadarıyla oryantalizmin temelinde kesinlikle önyargı var. yani kendi kültürü ve yaşam tarzı dışında kalan insanları ilkel kabul etmek! çok saçma. yukarda da bahsedildiği üzere bu akım tamamen stratejik, ekonomik çıkarlar için yaratılmış olsa gerek. bize "fesle dolaşıyolar" bilmem ne gibi laflar ederek batıdan soyutlamaya çalışıyorlar ama medeniyeti bizden öğrendiklerinin okadar çok farkıdalarkii!
http://www.oryantalizm.org/tr/
(bkz: everyway that ı can).
ışığı doğudan yükseltip, batıya satmaktır. doğuda kendiliğinden yükselen bu ışık batıda ambalajlanarak kültürel çeşitlilik ve ''ferrari sini satan bilge'' olarak rafa sunulmaktadır. feste, dansözde bir enteresanlık görüp bunu kültür olarak satmak ve sonra avrupalı ''sakallı bıyıklı türkler geliyor kaçın'' deyince de ''yok biz öyle değiliz bir saniye açıklayabiliriz'' demektir. modernizm altında yalnızlaşmış ötekileşmiş bireye kuşe kağıda baskılı ''ruhunuzu arındırma metodları'' kitabı satmaktır. ruh doğuyla değil, özüyle arınır oysa.
sömürgeciliğin keşif kolu.
(bkz: fazla batıya açılma yoksa doğuya düşersin)
(bkz: batı medeniyetinin doğulu kökenleri)
edward said'e göre (bkz: doğunun batı fikri).
(bkz: white man s burden)
batının doğuyu inşası. osmanlının gerilemsi ve yıkılmasıyla birlikte doğuyu yeniden inşa etmek için yorumlaması.
at gözlüğü takmış bir batılının doğuya bakışı. şark köşesi fetişizmi.
batı'nın doğu'yu tanıma,anlama arzusu sonucu sanatta,edebiyatta,sosyal bilimlerde ve tabii ki siyasette görülen doğu'yu yeniden,batı gözüyle şekillendirme,tanım(lam)a durumu. "cahil,gelişimini tamamlayamamış,demokrasi,insan hakları yoksunu batı" ve ona demokrasi,insan hakları,sosyal refah,gelişmişlik gibi olguları sunan batı. tıpkı abd'nin ırak'a vaadettiği ve gerçekleştirdiği gibi. *