bugün

bir umay umay kitabı.
umay umay'ın kendine has kısa yazılarından oluşan kitabıdır. imgesel olarak çok zengindir.
kırmızı..sana yalnızca kırmızı demeliyim.ben başaramıyorum kırmızı..hatırlamak dışında mucizem yok..bir şeye inandım..bir şeye ve sadece bir kere ağlayarak dansettim..oysa hayata bağlanmak icin ayağa kalkmıştım...
günahlarım var şehvetime boyun eğmiş; ondan boy boy çocuklarım, kışkırtılmış hisler adı verilen.

tenim süt beyaz, hayallerimin kirliliğine inat; gözlerim yemyeşil kin, doğanın barışına karşıt; mavilerim var içimde kızgınlıklarımla, bulut bulut beyaz beneklerini hayaller diye taşıyan gökyüzüne dair; ve aslında 'orospu kırmızılarım' var, seni insanlığa davete çağıran.

elini sokmaya korkma taşın altına, en çok da sen memnun kalacaksın bu hülyada. söylesene, ne kadar ömür biçmiş tanrı denen aldatmaca?
ve düşünsene, ne istersin sana biçilen bu kadarcık zamanda?
doğruluk nedir ki hayatta?
hepimizin yaşadığı ihtiraslar değil mi ikiyüzlü? bastırılanlar en çok işe yarayanlar değil mi sevgi sunaklarımıza?
tanrı'ya adanacak en temiz hayaller üstelik bunlar, farkında o'da;

gel, sana sunuyorum 'orospu kırmızılarımın' ateşini!
boğun eğmeyelim biz hayatın genel geçer kurallarına.
kaybolalım yaşamın gizinde, kollarını açan şehvetinde, meyve veren hayatın ilânihayesinde, şarkıların dize geldiği o mistik kelimelerde, yap-boz oyuncakların saklı kentlerinde, isyankâr ruhun sapa evcimenliğinde, sessiz çığlığın biçareliğinde, hayatın argümanı ile donatılmış ne var ne yok beşerinde; dedim ya işte, günahın bağışlanmaz evriminde;

günahlarım var şehvetime boyun eğmiş; ondan boy boy çocuklarım, kışkırtılmış hisler adı verilen;
orospu kırmızı var sevgimde, benimle oynayacağın oyun bahçesinde!
atalarımızdan kalıntılar; (bkz: kırmızı olsun beş kuruş fazla olsun)
--spoiler--
bana muhallebiciden tavuk gögsü alirsin.
belki, bana bir adres bile satin alirsin, cok paran vardir senin.
belki ameliyat ettirirsin; gitsin diye yüzümün diger yarisi da.
nerem varsa insan kalan... iste orasi acitiyor.
--spoiler--
(bkz: orospu kırmızı sever)
(bkz: alizarin kirmizi)
(bkz: bob ross) *
--spoiler--
kırmızı...
sana sadece kırmızı demeliyim. ben başaramıyorum kırmızı. hatırlamak dışında bir mucizem yok. birşeye inandım. birşeye ve sadece bir kere ağlayarak dansettim. oysa hayata bağlanmak için ayağa kalkmıştım.

artık özgürüm, öyle yalnızım ki......

dogrum yok benim. her yarim $ey gibi.
ne kederli, ne de mutlu.
peki ya sen! hiç hikayen yok mu senin?

"biraz daha uyu, biraz daha hayatta kal diye tutundugum
ruyalar beynimden yollara fı$kırıyor!"

"bir nefes daha...
geleceği gördüm. kayip duruyordu avucumdan. belirsizliği, igrencligini örtmüyordu.
kırmızı bir senfoni yazmak istedim, yalnız ışıkta duyulan.
cünkü beni, sadece babamin aldigi pabuclar sevindirdi, bayram kiyafetleri, annemin saclarima dokunmasi sevindirdi.
...........

şiimdi herşey hazir. bir tek eksigim var kirmizi.
bir türlü tamamlanamayan tamamlandikca eksik kalan kirmizi...

pirinc işlemeli bir aynada kirildi yüzümün diger yarisi.
herkes uyuyordu. yüzümün yarisi benim, yüzümün yarisiyla hep yarim öyküler anlatirim.
peki sen, yarim dudakli bir kadini öpmek ister misin?

bir dilenci gibi yalvariyorum yine de yanit vermiyor aynalar...
dur bir nefes alayim... ve senin sevdigin kadin olayim.

inan biktim bu sözcüklerden; karanlik, gece, cocuklugum, korku, yeni sevgilim. afrika, cilek tanricalar ve calan telefon zillerinden biktim. bir de kirmizi rujumdan... kendi fotografina gülümseyen, kendi ickisinde bogulan, kendi annesinin celladıyım. buyum i$te, ba$ka türlü nefes alamam. cocuk da doguramam. hadi nefes al!
...........

ben hep sokak orospularina, ibnelere, travestilere.... aşık olacagim..
hep masumuz işte kalmadi gözyaşımiz diye bagiracagim senin için akvaryumlar calacagim.
sen büyük evler gibi yikildigimda sanma ki acimi öptügünü unutacagim. cünkü, ne mucize, hep güzel bir kadin olacagim. hayatim boyunca yagmura rastladim, hep yagmura... sana... pis yağmur, pis yağmur.

bir,iki,üç,dört,beş.....altı değil!hayat, benden gizlediğin ellerini hangi cebinde saklıyorsun?

her aşk bir orospu yaratıyor.bense beyaz duvaklar ,dokunduğumda irkilen sırtlar çiziyorum.bende oluyorum senin o kendin için korktuğun yerde.....

--spoiler--
orhan pamuğun "benim adım kırmızı" kitabında yazarın anlatmaya çalıştığı ve en sevdiği rengin orospu kırmızısı olduğunu doğrulayan rehber kitapdır ki orhan pambuk bu rengi kişiliğiylede özdeşleştirmiştir. okan bayülgen eşdeğer ruh renklerine sahip oldukları için orhan pambuğu sevmektedir.
(bkz: kıpkırmızı)
Hayat hiçte istediğimiz gibi gitmedi. Kendi yasalarımızı oluşturmaya çalıştık hep... Biz ( kimiz) bile diyemeden kendisiyle yüzleşemeye korkan birer sokak kedisiydik...Seni ilk gördüğümde, kim bu diye sordum etrafa Kısacık saçların, rengi mavi, kalbin KIRMIZIydı Kalbi KIRMIZI olmayanlardan bende nefret ediyordum ...
--spoiler--
ben kendimi yakarak öğrenirim,
sarı ve sıcak öğrenirim,
yalayarak, tükürerek
durup kusarak öğrenirim!
--spoiler--
--spoiler--
Peki ben senin nereni gözlerimle satıyorum... bu kadar yenik bir şeyi neden itiraf ediyorum. Sen kumbaraların içinde yüzen küçük siyah dudaklı " küçük bir balıkken..."
--spoiler--
umay umay yaratısı.

(ama bunlar sır.)

Ben hep sokak orospularına, ibnelere, travestilere aşık olacağım.
hep masumuz işte, kalmadı gözyaşımız diye bağıracağım, senin için akvaryumlar çalacağım. Sen büyük evler gibi yıkıldığımda sanma ki acımı öptüğünü unutacağım.
Hayatım boyunca yağmura rastladım, hep yağmura. Sana.
Pis yağmur! pis yağmur.

-

ölüyorum, annem bana hiç kızmıyor.

-

yanlış bu sözcükler yanlış! Çok ağladım, çok erkek oldum çok da kadın.
Kimseyle, kendimle bile yaşayamazdım.
Hep yarım kaldım, hep!

-

Ben kendimi yakarak öğrenirim, sarı ve sıcak öğrenirim.
yalayarak,
tükürerek,
durup kusarak öğrenirim.

(ama bunlar sır.)
hiç bulamadığım umay umay kitabıdır. okumayı en çok istediğim kitap.
--spoiler--
işte..; al beni ve kirlet. sonra su kentlerinde yıka. boğ sonra beni; "bir ihanet daha yetim kalıyor" diye tam bağıracakken...
--spoiler--
bazı kadınlar sabaha karşı çok umay umay.

(ama bunlar sır.)

pirinç işlemeli bir aynada kırıldı yüzümün diğer yarısı.
herkes uyuyordu. yüzümün yarısı benim, yüzümün yarısıyla hep yarım öyküler anlatırım.
peki sen, yarım dudaklı bir kadını öpmek ister misin?

-

aşk daima eksik kalıyor. offf bunu bana niye yaptın, bunu bana niye yaptın?
dur bir nefes alayım ve senin sevdiğin kadın olayım.

-

biraz daha uyu, biraz daha hayatta kal diye tutunduğum
rüyalar beynimden yollara fışkırıyor!

-

yine aramamışsın beni.
biraz daha geç kal ki, bir şey daha bulayım.
bir gerçek daha.

-

kendimle yalancıktan arkadaş oldum.

-

beni de böyle sevmişlerdi ama teypte başka şarkılar çalıyordu.

(ama bunlar sır.)
bulunamayan kitaptır.
olası selçuk şahin repliği. kırmızı kart gördükten sonra bu tepkiyi verebilir.
ikimiz de biliyoruz, kaçarken çıkardığımız topuk sesleri hayatı kırabilir. Külotlarımızdaki ter; senin çarşafındaki kan, benim yastığımdaki dudak izleri.
-

bu, insanın zihninde bir monolog olabiliyor hatta.
umay hep ben, ben hiç umay değil.
--spoiler--
artık özgürüm, öyle yalnızım ki...
--spoiler--

sadece bu cümlesi için bile okunmaya dğer kitap.
kitaptan alıntılar için; http://aylakmadame.blogsp...z-umay-umay.html?spref=tw
umay umay'ın diğer kitaplarını aratmayan güzellikteki bir diğer kitabı.

internet üzerinden yapacağınız araştırmalarda bu kitabı bulmak güç olabilir.

-
ölüyorum, annem bana hiç kızmıyor.
-
"beni çok seveceksin...ah ne kadar çok seveceksin. seni kendimle aldatacağım, sana anlattıracağım. anlatma lan...anlat da bir yarın daha yok olsun. herkesten gözün gibi saklayıp bacaklarının arasında uyuttuğun bebeği görsünler. hadi anlat.., biraz daha ağzına sıçsınlar. rüyalarına tükürsünler, kollarını kessinler, ayaklarının koktuğunu söylesinler. yanmaya başla, seviştiğin geceleri unuttursunlar...yatagının yanına park ettirsinler kalbini. acı yarısına cık, benimki daha buyuk diye kıçını yırt. yırt ki kıçına şarap döksünler. hemen uysallaş; 'yaaa, zaten ben....' diye uysallaş. uysallaş uysallaş. beni çok seveceksin, kalbimdeki ağrıyı seveceksin, kavgayı vereceğim sana, kavgayı seveceksin. sana hep; 8. doğumgünümü kutlarken, tüm mumları söndürürken, beyaz elbisem ve at kuyruğu saçlarım çikolataya bulaşırken, 'orada duran çocuktun' diyeceğim. atma lan, atma kendini. o'sun, pastamın tam ortasındaki mumsun ve seni otuzdört (otuz?) dilime böldüm. şimdi bütün parçalarını toplamışsın...kutlarım..., beni aldattın. vazgeçtim. seni ısırdığım elmayla aldatacağım. gelmeyeceğim."

umay umay.