bugün

dere kenarındaki meşe ağacından yapılmış evine kış için yakacak hazırlamakla meşgul olan kızdır. iyi de orada ne işi vardır ki? neyse. sonuçta konumuz odun kesmesi. hmm... o halde hemen yanında belirip baltayı elinden alıp kendisine, "sen dereye inip su getir, ben odunları keserim" demek farzdır. kız bir an "sen de kimsin ki" der. "boşver, haydi git şimdi" dersiniz umursamaz bir tavırla. "ay ne kadar güçlü bir erkek, tıpkı hayallerimdeki gibi" diyerek bu otoriter tavrınızdan hoşlanıp dediğinizi kabul eden kız o akşam pişecek yemek için dereden su getirirken siz de seksi vücudunuzla "allahım ne kadar güçlüyüm" diye düşünerek odunları ortadan ikiye ayırıp onları kulübenin yanındaki odunluğa taşımak üzere hazır hale getirirsiniz. işiniz bitince de kızı orada bırakıp gidersiniz. dur bir dakika ya bu böyle değildi ama. neyse konu dağıldı burada şey yapalım bunu biz. zira odun kesen kız ne kadar normal ise bu hikaye de o kadar saçma.