bugün

dibimizde (yani türkiye sınırına çok çok yakın) ermenistan' ın çernobil' den daha eski bakımsız ve güvenlik eksikliği bulunan nükleer santrali olduğunu ve onda bir kaza olduğunda ermenistan' dan çok türkiye' nin etkileneceğini, bu enerjiyi ise ermenistan' ın kullanıp enerji sorununu daha az rusya bağıntılı olarak çözebildiğini hatırladıkça ineklerin uçamayacağını da kavramış durumdayım.
iyidir, hoştur ama ülkemizi aklıevvellerin yönettiği akla gelince oldukça boştur.

bkz: http://www.hurriyet.com.t...ndem/14161053.asp?gid=373

alın size nükleer enerjiden uzak durmamız için güncel sayılabilecek bir sebep. yukarıya ilişim hâlinde verilmiş habere göre rize üniversitesi, eskiden çay fabrikası bulunan bir bölgeye halı saha yapmak için kazı yaparken toprağa gömülü çay dolu çuvallara rastlamış. sonra bu çuvallarda çernobil faciası sonrasının radyasyonlu çayları olduğu anlaşılmış. daha sonra da radyasyon yayılmasın diye önlem(!) olarak çuvalları granit kullanarak tekrar toprağa gömmüşler. ancak alanda yapılan ikinci bir ölçümde radyasyon oranının iki katına çıktığı görülmüş. bunun sebebi de radyasyonlu çuvalları örtmek için kullanılan granitlerin de radyasyonlu çıkmasıymış... tabiî alan tekrar açılmış ve bu kez çuvallar betonla kapatılmış... bu arada kazı yapılırken ne gibi önlemler alındı, radyasyonlu granitleri kim getirdi, granitler nereye gitti, çevredeki halk bundan ne derece etkilendi gibi onlarca yanıtsız sorumuz var.

e ne diyorduk? nükleer enerji iyidir, güvenlidir...

(bkz: burası türkiye)
(bkz: uranyum icat oldu mertlik bozuldu)

ayrıca türkiye'de kesin patlama* yapacak olan enerji çeşidi.
(bkz: #8176094)
http://sphotos.ak.fbcdn.n...2049_350045_6416947_n.jpg
(bkz: greenpeace)
görsel
madem bu kadar güvenli neden ankaraya yapılmıyor da türkiyenin son bakir doğal koylarını barındıran mersine yapılıyor.santralin yanına en lüksünden konutlar da yapalım vekillerimiz orada otursun.
neredeyse dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinin kullandığı *, lakin bizim sahip olamadığımız enerji türü. işin ilginç yanı, sürekli tehlikelidir diye yaygara koparılır ama alternatif enerji kaynaklarına da yatırım yapılmaz.

http://www.trt.net.tr/hab...28-4e1a-9a74-3bbd26967c54
Dünyanın gelişmesi için ve Türkiye'nin bağımsızlığı için "Nükleer enerji" gereklidir. Siyasi koşullar, tayyip denen adam güvensizlik falan filan ayrı konu.

Elektrik üretimini de geçtim hadi dalgadan, rüzgardan müzgardan ürettik ki imkansızdır böyle bir şeyin ihtiyacın tamamını özellikle de Fosil yakıtların bitiminden sonra karşılaması Basit bir örnek olarak Uss Nimitz gibi büyük askeri gemiler, denizlatılar yani stratejik araçlar Nükleer enerji tabanlı çalışır. Yani sen nükleer enerjiyi üretmede usta değilsen sana tam bağımsızlığı sağlayacak büyük gemileri de üretemezsin. Üretemezsen de Kalan son fosil yakıtları da kontrol altına alamazsın, dünya siyasetinde de dikkate alınmazsın vs vs.

uzun lafın kısası kaçınılmaz enerji türüdür. beğensek de beğenmesek de. Ve Bilim er ya da geç dünyevi olaylarda herşeye kadirdir her sorunun cevabıdır.

ek: Dünyadaki Fosil yakıtlar bitince de teknolojide çooook büyük bir atılım olmazsa bütün gemiler nükleer reactörle çalışıyor olacaktır. bu bir zorunluluktur, yok yeavvv diyenlerle de birgün buluşalım orta boyutlu bir kuru yük gemisinin makine dairesini gezdireyim ne boyutta makineler olduğunu görsünler ondan sonra tekrar düşünsünler. gerçi benzine zam gelince arabam yok ki bana ne zihniyetin bir farklısı gemiye mi biniyorum bana ne diye de yaklaşabilir o da başka cahillik.
japonya'da meydana gelen felaketten sonra tüm dünyada tartışılmaya başlanan enerji üretim yöntemi. yeni teknolojilere rağmen yüzde yüz güvenliğe sahip değil ve sorun oluştuğunda çok büyük zararlar oluşturabilecek bir yöntem. risk, maliyet-fayda dengesi giderek daha tartışmalı hale gelmiştir.

felaketin ardından nükleer enerji santrallerinin çalışma sürelerini uzatmış olan almanya bile santrallerinin bir kısmını 3 ay süre ile kapatma kararı alarak tartışmaların boyutunu gözler önüne sermiş durumda. tartışmalar, nükleer enerjinin güvenliğinden tutun da hala aslında bir çözüm bulunamamış olan nükleer atıkların bertaraf edilmesi konusuna kadar uzanıyor. terörist eylemlere karşı göreceli olarak yüksek güvenlikle korunan tesisler olmalarına rağmen teröristlerin de teknolojiyi takip ediyor olmalarından hareketle bu açıdan bile riskin sıfıra indirilemediğine dikkat etmek lazım. kurulum maliyetinin yüksekliği, çevreye etkilerinin getirdiği maliyetler gibi maliyet kalemleri ve enerji fiyatlarının bağımsız belirlenmesinin realitede mümkün olmaması aslında maliyetinin de görünen ve söylenenden yüksek olduğu gerçeğini karşımıza çıkarıyor. örneğin dünyanın nükleer çöplüğü rusya'ya atıklarını göndermeyen finlandiya atıkları yerin 700 metre altında saklıyor. ama uranyumun önce sızdırmaz varillerle özel havuzlarda 40 yıl soğutulması gerkiyor. yerin altında da atıkların yok olmadığı, orada kaldığı ortada.

artık rusya'da bile konunun tartışılıyor olması da durumun vahametini bize gösteriyor.

nükleer enerji kullanan ve bunu hararetli bir şekilde tartışan bizden daha gelişmiş teknolojiye sahip almanya ile ülkemizi karşılaştırırsak;

1-Sanayii Almanya kadar gelişmemiş, gecesi gündüzünden daha kısa olan Türkiye’nin enerji ihtiyacı Almanya’nınkinden çok daha az.

2- Türkiye’nin risksiz, çevre dostu, güneş, rüzgar ve hidroenerji kaynakları Almanya’dakinden çok daha fazla.

3- Türkiye’nin konumu itibarı ile doğal gaza erişimi Almanya’dan daha kolay.

4- Almanya çok pahalı bir yatırım olan nükleer santrallerin yapımı için Türkiye’den hem daha fazla sermayeye hem de teknolojiye sahip.

4- Türkiye deprem bölgesi, Almanya değil.

5- Türkiye hem etnik yapısı hem de jeostratejik açıdan Almanya’dan daha fazla terör tehlikesi içerisinde

not: entry'de ntvmsnbc'de yayınlanan "Türkiye’nin nükleer aşkı Avrupa’yı şaşırtıyor" başlıklı yazıdan faydalanılmıştır.
diğer enerji kaynakları ile kıyaslandığında çevre dostu bir enerji kaynağı olarak öne çıkar. nükleer enerjinin n'sini bilmeyen insanlar karşı çıkar ve petrol-doğalgaz-kömür lobisinin ekmeğine yağ sürerler.

nükleer enerji için bugüne kadar yeterince kurban verilmiş olup, insanoğlu bu enerjiyi nasıl kullanması gerektiğini öğrenmiştir. bu bilginin bedelsiz olması zaten beklenemezdi.
yarım çay kaşığı uranyumun açığa çıktığı anda dünyayı 7,5 tur attırması olayıdır.
az miktada kaynak kullanılarak çok miktarda enerji üretilir. ancak bu enerji üretim süresince cok tehlikeli radyasyon yayan atıklar meydana gelir.
ihmaller ülkesi türkiye'de asla ve asla kullanılmaması gereken enerji türüdür. öyle sanıyorum ki kurulan yeni santraller büyük sorunlara yol açacaktır. insanlar çocuk aklıyla işin adına bakıp bunu desteklemekteler. ancak, dönüştürülebilir kaynaklar varken bu tür bir üretim ilkel ve gereksiz kalmaktadır. parayı, enerjiyi, yiyeceği, içeceği ve hatta neredeyse gün ışığını paylaşamadığımız şu günlerde para mı insan mı sorusunu kendimize sormamız gerekmektedir.
millet kullandı kullandı sattı sattı oooooo zararlı ooo yapasın kimse.
biz de yapak, bizimki de tehlikeli olsun.
görsel

http://info.kopp-verlag.d...e_Japan_Katastrophe_1.jpg
http://www.nuclearbanks.org/#/nuclear%20projects
Türkiye'nin mutlaka edinmesi gereken enerji türü.

Ancak devlet zirvesinin olaya "tüpte zararlı, ne yani tüpte kullanmayalım mı?" mantığıyla bakması; nükleer ile tüpü kıyaslaması, biraz tırsıtmıyorda değil.
türkiye de hangi enerji kaynağı kullanılsın, hangisi daha tehlikeli gibi tartışmalar yaşanırken evrim güvenç'in bir tweetini paylaşmak isterim;

koşun alternatif enerji kaynağı buldum; sürekli spekülatif olay yaratp gündemi fırıldak gibi döndüren akp ye bir dinamo bağladık mı olur bu iş! *
ya tamam iyi güzelde bildiğim kadarıyla çevreyi en az kirleten en az atık bırakan enerji nükleer enerji tek sıkıntısı patlarsa çıkıcak... ama gel görki çernobil seneler evvel patladı o zamanki teknoloji ve yapılar çok değişti. yani patlama riskide bence çok az... ve biz şuanda enerji de dışa bağımlıyız... herhangi bi tehlikede veya savaş ortamında vanalar kapanma tehtidiyle ciddi yaptırımlara mağruz kalıyoruz. bunlara boyun eğmeyide düşününce nükleer enerji çekici geliyo ama bi yandanda bu kadar insan tepki veriyo diye düşünüyorum , şuanda nükleer daha çekici gibi duruyo ve eğer nükleere geçersek elimizde ekstra bi güç olur ve dışarıdan aldığımız enerji için verdiğimiz paraları sosyal projelerde harcayabilir ve daha iyi bi Türkiyeye doğru gidebiliriz ... her ikisininde bi iyi bi kötü tarafı var... iki arada bi derede kaldım iyi mi
kesin olan bişi varki o da gerekli önlemler alındığında nükleer enerji çok güvenilir olduğudur. zehirli gazlar aksine sadece su buharı oluşur. çoğunlukla zenginleştirilmiş uranyum elementi kullanılır.
kesin olan şey nükleer enerjinin gerekli önlem alınsa da alınmasa da güvenli olmadığıdır. kimse atıkların nereye gideceğini siklemiyor. kimyasal atık sorunlarının bile doğaya zarar vermeyecek şekilde bir çözümü yokken nükleer atığı ne yaparız bilmem. roketle uzaya fırlatırız herhalde.
bu konuda, türkiye'de devleti ve "mutlaka olmalı" diyenleri anlamadığım enerji tipidir.

zaten türkiye imzaladığı npı anlaşması uyarınca nükleer teknolojiyi geliştirmeme yükümlülüğü altına girmiştir, yani dışardan gelecekler santrali yapacaklar, enerjiyi biz elde edicez, kısacası teknoloji bizim teknoloji olmayacak.

ayrıca gelelim çevreye, destekleyen arkadaşlar bir nükleer enerji atığı olan plütonyum'un yarılanma süresinin 24.000 yıl olduğunu biliyorlar mı acaba.

ayrıca hadi diyelim çevreye de duyarsızsınız, maliyeti düşük mü sanıyorsunuz nükleer enerjinin maliyeti, yani cent/kws oranı 10-15 arası değişmekte kıyas için söylüyorum bu oran rüzgar enerjisinde 4-5 arası gaz enerjisinde ise 3-5 arası değişmektedir.

yani hem çevre için hem de ekonomi için tam anlamıyla endüstriyel kazık olan bu enerjinin arkasında duranların devlete akkuyu olayında destek olmadan önce iyice bir araştırmalarını öneririm.
yeni bir dışa bağımlılık kapısı daha aralanmaya çalışılıyor, projede rusya ya bağımlı hale geleceğiz, yakıtını bile rusyadan almak zorunda olduğumuz bir nükleer enerji istemiyorum.
Hem stratejik bir tehdit noktası oluşturulmakta, hemde çok büyük bir hata yapılmakta.
türkiye de hali hazırda kullanılan c sınıfı buzdolaplarını a sınıfını yükseltmek aynı potansiyelde bir geri kazanım ve tasarruf sağlayacak.
bu perspektifi de değerlendirmek gerekli.