bugün

okula gelip o gün derse girmeyen öğrencidir.
arka kapıda durana eğlence, ön kapıda durana işkencedir.
bir anı.

lisedeyken hoşlandığım kız, bizim katın nöbetçi öğrencisi olmuştu. dersten çıkıp yanına gitmem gerekiyordu. sıra arkadaşım bana yardımcı olacaktı bu olay için. fikriyse "konuşalım ve dersten atılalım. hoca konuşanları böyle cezalandırıyor !" çok iyi fikir dedim ve zaten konuşurken abarttık ve hoca çok geçmeden bizi gerçekten dersten attı." kapının önünde bekleyin ders sonuna kadar!" dedi. tam da istediğim. (kız sınıf kapısının yanındaki sırada oturuyordu. mdr. yardımcısının kapısın önü) ben, arkadaşım ,nöbetçi öğrenci kız arkadaşım ve hoşlandığım kız olmak üzere dört kişiydik. ayaktayız biz. kız arkadaşım olan kişiye durumu kaş gözle işaret ettim. anladı ve ben biraz kalkayım dedi. sen otursana'ya geldi konu. oturdum kızla muhabbete başladım. merdivenden yukarıya ayak sesleri geldiğinde "hoca geliyor" espirisi oluyordu. ilkinde bizim arkadaşlar refleksle koşacak gibi oldular(kaçmak için) ikincisinde "hoca geliyor cidden" dedim ve bu tüydü koşarak koridorun sonuna kadar gitti. arkasından kahkaha atıyoruz kızlar ve ben. ama gülünecek durumdaki kişi bendim, çünkü hoca geldi. Müdür yardımcısı ve 2 hoca geldi yanımıza. neye gülüyorsunuz öyle dedi. durumu anlattım hoca geliyor falan derken arkadaş koştu siz geldiniz falan. -niye anlattıysam o da bir garip-. kim nöbetçi burada dedi. iki kız da ben dedi. "ya sen? " dedi mdr. yardımcısı ben hoca kapıda bekle dedi diye buradayım hocam dedim.(resmen kaşınıyorum) "atıldın yani dersten? belli şu kılığa bak kravat gevşek, gömlek dışarda" sinirli bir şekilde yanındaki hoca tuttu kolumdan gir içeri bakalım dedi. aldı beni hemen yandaki odaya daha bir şey demeden bir tokat yanağım kıpkırmızı oldu anında. hoca baktı fena kızardı ben de kötü kötü bakıyorum, kolonya verdi " oğlum ben tokat atmasam müdür seni daha kötü döverdi dedi(iyilik yaptığını söylüyor). neyse kıza rezil oldum kırmızı bir yanakla tuvalete giderken gördü beni. tam da açılmış kızla muhabbeti kurmuştum o günden sonra bir daha o kızla konuşamadım. nöbetçi öğrenci deyince hep aklıma gelir.

nöbetim bitti ben gidiyorum.
lisede zulüm çeken öğrencidir. derslere girmez, masa başında bekler. öğretmenlerin ayak işlerini yapmak ile yükümlüdür.
(bkz: liseli detected)
şu an olduğum şey.yanımdaki nöbetçi de yok.
lan hava sıcak,tenenfüsler gürültülü,daralıyorum.
şimdi burda panik atak geçirsem kimin haberi olacak!
(bkz: kaymakam havası)
vazifesini epey abartan tip.
Mal gibi akşama kadar oturan öğrenci.
Niye okullarda eleman almak yerine öğrenciyi bekçi gibi dikerler milli eğitime sesleniyorum.
en havalı öğrenci tipi.
okul hayatımın en kötü gününü yaşamama sebep olan iğrenç görev. giriş katı sakın seçmeyin.
nedendir bilinmez ben daha fiyakalı olan nöbetçi öğrenci başkanı olurdum hep. dünyanın en önemli sorunsalı olan zillerin vaktinde çalınması ve "kim nerede nöbetçi olursa daha verimli olur?" "yerleştirilen nöbetçiler görev yerlerinde mi?" gibi toplumsal sorunlara çözüm arardım.
ilk okuldan beri hep dış kapı nöbeti gelirdi lisede de bu şaşmadì. tesadüf her nöbette yagmur yagardı. dier nöbetçiler kral gibi yaşarken(beden dersi olanlarla futbol, icerideki kız nöbetciye yavsamak vs.) ben buz gibi havada 4 bir yanı açık tepeden su alan bir yerde. demir bir sandalyede oturur ıslanırdım. arada kantine iner bedava çay icerdim. zaten artık bıkmışım lisede müdüre trip atyorum. bir gün bu geldi okula saat 10 gibi felan oh lükse bak. bende oturdum bunun gelmesini izliyorum. yüzüne bakmyorum. geldi ve bir daha ben geldimde toplan kapıyı ac dedi. bende tamam oldu bin üzerime vur kırbacı dedim ama içimden. iste buda böyle sacma bir anım.
Zamanında olmuştum. Ulan hocanın biri zile bastı alet bozulmuş hangi odanın zili olduğu belli değil Allah'a emanet gidiyorum. Ne günlerdi be...
Ders dinlemeye gidilen yerde onun bunun uşaklığını yapmaktır.

Yasal mı bilmiyorum ama ilkokul ve lisede oldukça sinirimi bozardı bu nöbetçilik olayı. üç kuruşluk insanların fotokopi çektirmesi, şu kağıdı müdüre çıkar demesi vs. saçma sapan şeyler.
özellikle ortaokulda, genelkurmay başkanlığı yapmak gibi bir şey. öle bi hava, öle bi özgüven patlaması.
6. sınıfa geçtim, gün geldi. Nöbetçi öğrenci kartımı teslim aldım, imzamı attım. Görev yerime giderken bak şimdi duygulandım. neyse bi havalar falan olayın garip kısmı nöbetçi olduğum günler çanta götürmezdim. Anneme' de ben bugün nöbetçiyim öğretmenler bile bana bir şey diyemiyor derdim. Zaten diyemiyordu da; Dış kapıya geçiyordum kantinin hemen yanı kantin dışardaydı. Geleni gideni seyrediyordum vay be.
darbecilerin neden olduğu askeri vesayetin sivil milli eğitim kurumlarına yansımasının küçük bir örneğidir.
--spoiler--
Yolunuz herhangi bir ortaokul ve liseye düştüğünde, okul binasının girişinde, salaş bir masaya oturmuş, önünde eski bir kayıt defteri bulunan bir-iki öğrenciye rastlarsınız. Çekinerek, sizden kimlik sorarlar, kimle görüşmek istediğinizi, kısık bir sesle de olsa öğrenmeye ve sizi yönlendirmeye çalışırlar.

Bu öğrenciler, o gün okuldaki “Nöbetçi öğrenciler”dir.

Öğrenciler nöbet mi tutar, diye sormayın, tutar. Hem de yönetmelikle hüküm altına alınacak kadar sağlam bir altyapıyla nöbet tutar.

Ortaokul ve liselerde öğrenim gören öğrencilerin, okullarda tutmak zorunda oldukları nöbetlerle ilgili düzenlemeler şu şekildedir;
MEB ilköğretim Kurumları Yönetmeliğinin, “Öğrencilerin Nöbet Hizmetleri” bölümünde yer alan 138.maddede, “ Küçük yaşlardan itibaren görev ve sorumluluk duygularını geliştirmek, okulun yönetim işlerinde görev almalarını sağlamak amacıyla ortaokul ve imam-hatip ortaokulu öğrencileri, okul yerleşim alanı içinde nöbet görevlerini yürütürler. Yatılı/pansiyonlu okullarda yemekhane ve yatakhane nöbeti tutulur. Nöbetle ilgili görev ve sorumluluklar, okul yönetimince yazılı olarak belirlenir ve nöbetçi öğrencilere duyurulur.
Nöbetçi öğrenciler yazılı ve uygulamalı sınavlara katılırlar.” hükümleri yer alır.

MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin, “Öğrenci nöbetleri” başlıklı bölümünde yer alan 33.maddede de şu hükümler yer almaktadır; “(1) Öğrencilerin görev ve sorumluluk bilincini geliştirmek, okulun yönetim işlerine yardımcı olmalarını sağlamak amacıyla öğrencilere nöbet görevi verilir. Ancak öğrencilere personelin yapması gereken, bedeni çalışmayı gerektiren, eğitim ve öğretimle ilgisi bulunmayan görevler verilemez. Nöbet yerleri, nöbet günleri, nöbetin başlama ve bitiş saatleriyle nöbetçi öğrencilerin görevleri okul yönetimince belirlenerek duyurulur.
(2) Nöbetçi öğrenciler, nöbetçi öğretmene, nöbetçi müdür yardımcısına veya okul müdürüne bilgi vermek şartıyla yazılı ve uygulamalı sınava girerler. Öğrencilerin nöbet tuttuğu günler devamsızlıktan sayılmaz. Pansiyonlu okullarda yarıyıl ve yaz tatili dışındaki hafta sonu ve diğer tatil günlerinde de nöbet görevi verilebilir.”

Öncelikle, bu yönetmelikler çerçevesinde, öğrencilere sorumluluk duygusu kazandırmak ve okulun yönetim işlerine yardımcı olmak amacıyla, nöbet tutturmak gerekçesinin, pedagojik bir yönünün olmadığını ifade etmek gerekir. Öğrencilere sorumluluk duygusu ancak öğretimsel faaliyetler, grup çalışmaları, bireysel etkinlikler, sportif faaliyetlere katılım ve etkin görev alma şeklinde verilebilir.

Üstelik okulların güvenlik işlerinin hizmet satın alınması yoluyla özel güvenlik şirketlerine havale edildiği günümüzde, okullarda öğrencilere, güvenlik görevlisi ya da danışma görevlisinin görevlerinin benzerini yaptırmaya çalışmak, hem gereksiz, hem de öğrencileri duygusal açıdan yaralayıcı bir uygulama olacaktır.

Zaten uygulamada öğrencilere, nöbet tutma yerine çoğunlukla, getir-götür işleri, idarecilere çay-kahve servisi (Hassas ve duyarlı idarecileri tenzih ediyorum) gibi işler yaptırılmakta ve nöbet hizmetleri, uygun olmayan amacına da ulaşmamaktadır.

Konunun çok önemli bir başka yönü de, nöbet tutulan günde derslere giremeyen öğrencilerin, o günkü derslerde anlatılan konuları kavrayamaması sonucunun ortaya çıkmasıdır. Gerçekten konuyu abartmadan ifade etmek isterim ki; günde 7-8 saat ders yapan ortaokul ve liselerde bir dersin bile kaçırılması, öğrenci için telafisi zor durumlar yaratmaktadır.

Toplumun askeri vesayetten arındırılmaya, askeri uygulamaların izlerinin silinmeye ve sivil demokratik uygulamaların toplumda başat hale gelmeye başladığı bir süreçte; okullarımızda, askeri dönemi çağrıştıran nöbet uygulamalarının, öğrencilere herhangi bir yararı olmadığı gibi, onların derslerden geri kalmalarına da yol açtığı kabul edilmelidir, Bu nedenlerle, bu uygulamanın zaman geçirilmeden uygulamadan kaldırılması yerinde olacaktır.


Öğrencilere sorumluluk duygusu verilmesinin yolu, onları birer bekçi ya da güvenlik görevlisi gibi bina girişinde dikmekten değil; sosyal, sanatsal ve sportif faaliyetlere katmaktan geçer.
--spoiler--

http://www.ogretmendiyari...leri-kaldirilmalidir.html
Ilk ve ortaokulda fazlasiyla ciddiye alinan ancak daha sonra pek de siklenmeyen ogrenci.

Kucukken nasil bi imaji varsa artik, nobetci ogrenci kendini ulkeyi dis mihraklardan koruyor sanirdi, diger ogrenciler de mudurden cok bundan korkardi. Te allam...
okula gelir hiç bir derse girmez. okulda müdürün müdür yardımcısının verdiği görevler için koşturur durur. bi öğrencinin en sevdiği gündür. sınıfın içi sessizken bir anda kapı çalar ve hocam sınıf defterini alabilirmiyim diye bir ses gelir.
boş dersi olan sınıfa gidip kapısını açan ve içerideki arkadaşlarına anlamsız bir gülme gönderen idari görevli öğrencidir.
sınıf kapısından her içeri girişlerinde rehberlik servisinden çağrılma korkusuyla paçaları tutuşmuş haylaz öğrencilerin hop oturup hop kalkmasına sebep olan öğrencidir.
sıkıntıdan patlayan öğrencidir. kısa bir düre sonra tablolardaki yazıları ezberleyip parkelerde seksek oynamaya bile başlar.
adamı dersten alan adam.