bugün

iç dünyaya yapılan yolculukların yolcusu saygın yazar.
Hakkında eksi sözlükte 17 itüsözlükte 2 tane yazı yazılabilmiş* tanım girilebilinmiş yazar. Aşkı; iki insanın sarıldığında dağları yerinden oynatabilecek kuvvete ulaşması olarak tarif eder ki bu buzamana kadar ki en güzel tariflerden biridir. Kitaplarından birini "Bu kitabı da namluya sürün ! " * bitirmiş bir yazarın, memlekette az tanınması trajiktir.
emek diyor, direniş diyor, yeni bir düzen diyor birde Allah demese başımızın üstünde taşıyacağız ama serde çağdaşlık var.
nuri pakdil, denildiğinde hiçbir başa geçmeyen, herkesin bir biçimde beğendiği ama kendi kafasına, bedenine uyduramadığı bir şapka imgesi uyanıyor zihnimde. sivriliğini karşısındakine batırmak istemeyen, ama yumuşaklığını bir tehlike haline getiren mizacı karşısında ikircikli bir tavrın oluşması doğaldır.

edebiyat dergisi'ni çıkarırken dergiyi karakteri haline getirmesi, etrafındaki farklı üsluptaki yazarların metinlerine müdahale etmesi kabul edilebilir midir? bir dergi/yayınevi yönetmeni olmanın ötesine geçip, yazılan kitapların, yazıların içini, biçimini, kelimelerini yönetmeye kalkması ise saplantılı karakterinin en belirgin işaretidir.

türk edebiyatı için bir kazanım olan düzyazıları, şiirleri karşısında susulması doğaldır.kimse bir-iki mısralık bir şiir üzerine konuşacak kadar cesur değildir.
"ben bir şeyi hiç mi hiç az sevemedim. hele orta hiç sevemedim:hep çok sevdim. arkadaşlarımı da çok severim. yeryüzüne biterim. eveportakal aldığımda kasayla alırım, dayanamayanlar çürür." diyerek noktayı koyan yazardır.
"her insan kendi çağından sorumludur." diyor.. "hayatın içağacı: Umut." diyen Pakdil, yazan, yaşayan, sıcak biri. Genel geçer ölçüleriyle edebiyatçı kimliği içine sığmıyor da..gördüğü sıkıntılar yıldırmamış koca çınarı..bazı konulardan dolayı yollarımız ayrı olsa da eli öpülesi,saygı duyduğum büyük insan..edebiyat yolculuğuna çıkan herkesin, onun eserlerine uğraması gerektiğini düşünüyorum..Ankara için yazdıklarında kendimden çok şey buldum..
Ayrıca Nejdet Pakdil'in kardeşi, Muhsin Yazıcıoğlu'nun kayınbiraderiymiş kendisi duyduğum kadarıyla.
Dün itibari ile TRT1 kanalında 'Nuri PAKDiL asla ve daima'' diye belgeselini izlediğim (ilk başta sırf ibrahim sadri seslendiriyor diye izliyordum) ve bende merak uyandıran aykırı, ilk bakışta tuhaf ve bunca eserine rağmen yinede yeterince tanınmamış olduğunu düşündüğüm yazar..
--spoiler--
Sevmek fiili tüm zamanlarda çekilmeli.
--spoiler--
"Ben bir şeyi hiç mi hiç az sevemedim,
hele orta hiç sevemedim:
Hep çok sevdim. Arkadaşlarımı da çok severim.
Yeryüzüne biterim.
Eve portakal aldığımda kasayla alırım,
dayanamayanlar çürür..."
der; ne güzel der. azı olur mu sevginin, ortası olur mu hiç?
"kişiliksizliği yaygınlaştırmak gibi bir işlevi de oldu yirminci yüzyılın. çünkü insanoğlu en çok bu yüzyılda aşşağılandı, savunmasız bırakıldı" der, doğru der.
"Sorumlusunuz, bütün yaptıklarınızdan, olanlardan ülkenizde ve ülkeniz olmayan yerlerde, ilginiz ve bilginiz oranında."
yedi güzel adamdan biridir.
dik dimdik bir hayata sahip olan dava adamı, devrimci...
Rasim özdenören in övgüyle bahsettiği yazardır. Rasim baba övmüşse okunması gerektir.
duruşuyla gönlümde taht kurmuş bi dava adamıdır. imanı kalbinde, devrimi şiirlerinde saklı büyük bi devrimcidir. ben müslümanım deyip şiirlerinden filistini eksik etmeyen yazar. çağdaş ancak batıcı olmayan yazar. çıkardığı edebiyat dergisini dağıtırken olan uzun kuyruk akıllarda kalmıştır..
cumhurbaşkanını konuşması esnasında dakikalarca ayakta bekleterek, devrimciliğini resmi otoritenin tam merkezinde sergilemiş adam.
Devrimci duruşuna hayran olduğum yaşadıklarına inanan değil inandığı gibi yaşayan bir insan.
-dı benim içi taa ki yetim hakkı haram saltanatı üzerine inşa edilmiş saraylarda bir haramzadeye methiyeler düzene kadar.
Gerçekten çok üzdü bizleri.
çok tatlı bir röportajı var buyurun faydalanın:
http://www.haberturk.com/...fazakar-degil-devrimciyim
Kendisini görme fırsatı bulduğum bir panelde, gençlerden sabırla bir yabancı dil öğrenmelerini ve çok okumalarını isteyerek yolumu aydınlatan güzel insan.
“insanı kalbinden tutamadınız mı, görün, nasıl kayıp gidecek elinizden.”

Nuri Pakdil
Yaşasın şeriat
Yaşasın islamin evrensel mesajı diyen büyük usta.
2. necip fazıl kısakürek ödül gecesinde cumhurbaşkanı r.t.e 'nin ricasını kırmayarak o meşhur selamlamasını yapmıştır.

sonrasında ise;

'ne mutlu müslümanım diyene' diye bitirmiştir konuşmasını.

bundan solcuların haberi var mı?

yoksa pakdil ustaya laf söyleyebilecek kadar cesareti ve kapasitesi olan bir solcu daha yok mu?

anti-emperyalist selamlamasını sevdiğim üstad!
Az önce "ne mutlu Müslümanım diyene" diyerek andimizi bu şekilde değiştirdiğini öğrendiğim ve bunu daha önce de yapmış olduğunu bu kez de rte'nin isteği ile söylediğini öğrendiğim yalayici.
Kendisiyle ilgili iki cümle bilmeyenler tarafından yalakalıkla itham edilmiş büyük usta. Şimdi aptala anlatır gibi anlatıyorum nuri pakdil bundan seneler önce de ne mutlu müslümanım diyene ilkesini dile getirmiş bir yazardır. Akp hükümetinden çok çok önceleri de.
Kitapları beş para etmez diyenler kaç kitabını okudu acaba ya da okuduklarından iki kelime anlayabilecek kapasiteye sahipler mi?
Bakın bi yazarın ideolojisi fikirleri kitapları eleştirilebilir olumsuz birçok laf sarf edilebilir. Ama böyle mesnedsiz, uyduruk duyduğunuz iki kelimeyle koskoca insanları eleştirmek ahmaklığınıza ahmaklık katıyo.
T: geçen seneki necip fazıl kısakürek saygı ödülüne layık görülmüş düşünce adamı yazar ve şair.
Kendisine laf uzatabilecek tek bir entellektuel bulunmamaktadir bu ulkede.

Zira ustad;
Simdiki butun solculardan daha solcu
Halkcilardan daha halkcidir.

Islamiyet cizgisini avcunun elinde tutan adam gibi adamdir.

Solculuk ve halkcilik ogrenmek isteyenler simdiki cahiliyetlerini kirmak isterler ise ustayi okusunlar.

Oyle gotunden tukaka demekle olmaz goclar. Komik oluyorsunuz.