bugün

nuri pakdil

nuri pakdil, denildiğinde hiçbir başa geçmeyen, herkesin bir biçimde beğendiği ama kendi kafasına, bedenine uyduramadığı bir şapka imgesi uyanıyor zihnimde. sivriliğini karşısındakine batırmak istemeyen, ama yumuşaklığını bir tehlike haline getiren mizacı karşısında ikircikli bir tavrın oluşması doğaldır.

edebiyat dergisi'ni çıkarırken dergiyi karakteri haline getirmesi, etrafındaki farklı üsluptaki yazarların metinlerine müdahale etmesi kabul edilebilir midir? bir dergi/yayınevi yönetmeni olmanın ötesine geçip, yazılan kitapların, yazıların içini, biçimini, kelimelerini yönetmeye kalkması ise saplantılı karakterinin en belirgin işaretidir.

türk edebiyatı için bir kazanım olan düzyazıları, şiirleri karşısında susulması doğaldır.kimse bir-iki mısralık bir şiir üzerine konuşacak kadar cesur değildir.