bugün
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz17
- ibrahim reisi13
- siz türkler şerefsizsiniz müslüman değilsiniz13
- erecto'nun trafik kazası geçirmesi13
- gecenin şarkısı13
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl17
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası39
- yozgatlı sevgiliyle yapılacaklar8
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı9
- galatasaray8
- türkiye cumhuriyeti islam devleti olarak kuruldu14
- hakemsiz galatasaray8
- icardi190522
- fulya öztürk8
- fenerbahçe büyüklüğü9
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması11
- anın görüntüsü22
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı111
- panathinaikos'un atatürk düşmanlığı9
- fenerbahçe taraftarı26
- jayden oosterwolde9
- dursun özbek9
- dokunmaya kıyamadan sevmek21
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz22
- bik bikinize ne dikersiniz13
- mühendis erkeklerin genel özellikleri8
- bik bik'in cinsiyeti16
- ruh varsa neden görünmüyor13
- aşık olmadan sevişmek17
- en çok yaşamak istenilen şehir11
- bik bik için diktiğim keten pantolon10
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur11
- erkolar kapatılsın15
- galatasaray'ın yaşaması muhtemel facia15
- fred'in gs orta sahasını kucağa alması14
- nurcuların fetöcü olduğu gerçeği10
- fenerbahçe13
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur12
- mauro icardi11
- manitayla yapılacaklar16
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması11
- alex de souza13
- 19 mayıs atatürk ü anma gençlik ve spor bayramı11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor14
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi18
- karıya kıza doymuş erkek26
- travestilerin genelde kürt olması16
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz13
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek16
- çok üzgünüm sözlük9
olmuyordu 1 yıldır saçma sapan yapıyordum, beceremiyordum.. ses bile çıkmıyordu umudu kesmiştim bir anda uyumam gerekirken ney dinleyesim geldi.. dinledim bir şeylere şevk hissettim zira beni çağırıyordu sanki.. saygıyla neyimi aldım öptüm alnıma koydum ve üfledim sonunda ses çıkardım.
çok mutlu edebilen bir müzik aleti.
çok mutlu edebilen bir müzik aleti.
ne? sorusunun evrimleşmiş hali.
insan sesine en çok benzeyen enstrüman.
ne zaman dinlesem rahatlarım rahatlarız.
(bkz: mercan dede)
şey dendikten sonra sorulası değişim geçiren soru kelimesi : ney?
insanı alır uzaklara götürür.
(bkz: mar)
neyin nefesini dinlemek; sizi hüzünlendirebilir, ağlatabilir de, içinizde bir hoşluk oluşturabilir de... fakat ondan bir şey almamız lazım, ondan bir şey algılamamız lazım. hz. mevlana: ''dinle ney'den'' demiş...
ney nefesini duyduğunuz anda ben de üflemek istiyorum dersiniz; fakat göründüğü kadar kolay olmuyor üflemek. hisli olmanız gerekiyor, ney'e gerçekten değer vermeniz gerekiyor. içtenlik burada çok önemli... sabretmek burada çok önemli...
ney'e başlamadan önce üfleyip, nefesi çıkarmak istedim, ''eğer yapamazsam ney alıp da üflemeyeceğim; sadece o muazzam ney nefesini dinlemek ile yetineceğim.'' dedim. ve ırgandı köprüsü'ne doğru yola koyulduk sevgili tıpçıyla. ney'i alacağımız hocanın yanında başladım üflemeye. bir üfledim, iki üfledim, üç üfledim... ağladım, sinirlendim, bir ara ney'i bırakıp gitmek istedim; fakat dışarıda da yağmur yağıyordu... gidemedim, tekrar denedim: bir üfledim, iki üfledim, üç üfledim... yine sonuç yok... ibrahim benlioğlu'na dedim ki:''hocam, acaba ney'de mi bir sorun var?'' hoca güldü tabii, genelde üfleyip de sesi çıkaramayanlar bu bahaneyi uyduruyor... ''acaba ney'de mi sorun var?''
her neyse, fakat ben inatçıydım ve kesinlikle bunu başarmalıydım.
ney nefesini çıkarmıştım; fakat saat beşe geliyordu biz oraya gittiğimizde ise saat birdi. insanlar bir ay boyunca ney nefesini çıkarmak için uğraşıyorlarmış; bazen daha uzunda oluyormuş bu süre... bazı arkadaşlarım da üflemek istediler hatta gidip ney alıp kursa başlamak istediler, özendiler; fakat ben durumu onlara izah ettikten sonra sadece dinlemek ile yetinmek istediklerini dile getirdiler...
işte bir hevesle başladım ney'e sonrası geldi tabii, sadece öylesine bir heves değildi bu... onu özenle koruyup, saklıyorsunuz, değer veriyorsunuz. bir başkası ben de deneyeyim mi deyince yüreğinizde bir burukluk peydah oluyor, onu bir başkasının elinde görmek istemiyorsunuz, bir başkasının nefesinin onun duvarlarına çarpıpta bir başkasının nefesini çıkarmasını istemiyorsunuz... anlayacağınız o sizin en kıymetliniz oluyor.
ve üflerken niyetiniz çok önemli ne niyet ederseniz tecelliyatta o doğrultuda vuku bulacaktır.
ney bir sopa edasıyla tutulmamalı, tutulmaz; bu bir edepsizliktir.
ve ''en önemlisi de ney çalınmaz, üflenir.''
mesela mevleviler eüzü besmele çekip üç sefer öperler. ney'i kendi uzvundan bir uzuvmuş gibi görürler ve hz. ney derler zaten. hz. ney. tabii bunlar toplum içerinde sonradan yanlış anlaşılmaya başlanmış. yani ney'e hazret diyorlar falan demişler. ney'den kasıt mürşidi kamildir. allah'ın veli dostudur. ve her neyzen ney'i üflerken kendisinden üfleyenin üstadı olduğunu düşünür. kendisinden üfleyenin allah olduğunu düşünür. ve üflerken o edeple üfler.
bana göre bir de şu var, ney'i üfleyeceğimiz ortamda çok önemli, insana bir şeyler katmalı; üfleyen kişiyi etkilemeli, duygulandırmalı -ki ney'den çıkan nefeste insanları etkileyebilsin...
ney nefesini duyduğunuz anda ben de üflemek istiyorum dersiniz; fakat göründüğü kadar kolay olmuyor üflemek. hisli olmanız gerekiyor, ney'e gerçekten değer vermeniz gerekiyor. içtenlik burada çok önemli... sabretmek burada çok önemli...
ney'e başlamadan önce üfleyip, nefesi çıkarmak istedim, ''eğer yapamazsam ney alıp da üflemeyeceğim; sadece o muazzam ney nefesini dinlemek ile yetineceğim.'' dedim. ve ırgandı köprüsü'ne doğru yola koyulduk sevgili tıpçıyla. ney'i alacağımız hocanın yanında başladım üflemeye. bir üfledim, iki üfledim, üç üfledim... ağladım, sinirlendim, bir ara ney'i bırakıp gitmek istedim; fakat dışarıda da yağmur yağıyordu... gidemedim, tekrar denedim: bir üfledim, iki üfledim, üç üfledim... yine sonuç yok... ibrahim benlioğlu'na dedim ki:''hocam, acaba ney'de mi bir sorun var?'' hoca güldü tabii, genelde üfleyip de sesi çıkaramayanlar bu bahaneyi uyduruyor... ''acaba ney'de mi sorun var?''
her neyse, fakat ben inatçıydım ve kesinlikle bunu başarmalıydım.
ney nefesini çıkarmıştım; fakat saat beşe geliyordu biz oraya gittiğimizde ise saat birdi. insanlar bir ay boyunca ney nefesini çıkarmak için uğraşıyorlarmış; bazen daha uzunda oluyormuş bu süre... bazı arkadaşlarım da üflemek istediler hatta gidip ney alıp kursa başlamak istediler, özendiler; fakat ben durumu onlara izah ettikten sonra sadece dinlemek ile yetinmek istediklerini dile getirdiler...
işte bir hevesle başladım ney'e sonrası geldi tabii, sadece öylesine bir heves değildi bu... onu özenle koruyup, saklıyorsunuz, değer veriyorsunuz. bir başkası ben de deneyeyim mi deyince yüreğinizde bir burukluk peydah oluyor, onu bir başkasının elinde görmek istemiyorsunuz, bir başkasının nefesinin onun duvarlarına çarpıpta bir başkasının nefesini çıkarmasını istemiyorsunuz... anlayacağınız o sizin en kıymetliniz oluyor.
ve üflerken niyetiniz çok önemli ne niyet ederseniz tecelliyatta o doğrultuda vuku bulacaktır.
ney bir sopa edasıyla tutulmamalı, tutulmaz; bu bir edepsizliktir.
ve ''en önemlisi de ney çalınmaz, üflenir.''
mesela mevleviler eüzü besmele çekip üç sefer öperler. ney'i kendi uzvundan bir uzuvmuş gibi görürler ve hz. ney derler zaten. hz. ney. tabii bunlar toplum içerinde sonradan yanlış anlaşılmaya başlanmış. yani ney'e hazret diyorlar falan demişler. ney'den kasıt mürşidi kamildir. allah'ın veli dostudur. ve her neyzen ney'i üflerken kendisinden üfleyenin üstadı olduğunu düşünür. kendisinden üfleyenin allah olduğunu düşünür. ve üflerken o edeple üfler.
bana göre bir de şu var, ney'i üfleyeceğimiz ortamda çok önemli, insana bir şeyler katmalı; üfleyen kişiyi etkilemeli, duygulandırmalı -ki ney'den çıkan nefeste insanları etkileyebilsin...
kendine aşık edip saatlerce bir ses çıkarmak için peşinden sürükleyen acımasız müzik aleti.
çıkardığı sesle ruhunuzu doyuran muhteşem bir alet.
ilk başlarda ses çıkartmanın çok zor olduğu mucizevi alet.
adeta insanın ruhunu bu dünyadan çeken bir sesi olan tasavvufi bir enstrümandır. ayrıca bir kural olarak,
ney çalınmaz, üflenir.
ney çalınmaz, üflenir.
''benim neyim eksik, neyimi getirin bana'' gibi boş esprilerle anılan üflemeli müzik aleti.
alırsın eline ses çıkartmaya çalışırsın, bir süre sonra burnun karıncalanır, göz damarlarındaki zonklamayı hissedersin derken gözlerin kapanır. gözlerini açtığında anneni görürsün seni kendine getirtmiştir. yattığın yerden doğrulursun ve neyini eline alıp tekrar üflemeye başlarsın.
ney üflenirken gözler kapatıldığında, zamanda yolculuk bu olsa gerek dedirtebilen çalgı.
son bir kaç gündür beni etkisi altına alan enstrümanın adı, hatta bir enstrümandan çok daha fazlası sanki o aletten çıkan sadece bir ses değilde ruhunuza dokunan bir el gibi. bu zamana kadar nasıl mahrum kalmışım böyle bir güzellikten diyor ve bu harikulade enstrümana ve onu hakkıyla üfleyenlere saygılarımı gönderiyorum.
evimde her daim yankılanan dünyanın en güzel sesini çıkaran müzik aleti.. yeri gelir hüzünden hüngür hüngür ağlatır,yeri gelir içinizi huzurla kaplar,bayramda yeni kıyafetlerini giymiş çocuğa dönüştürür.. ney nefes, nefes ise hayattır...
benzersiz sesi ile insanları bırakın hayvanları bile etkilemiş bir müzik aletidir. diğer üflemeli çalgıların aksine sesi üst taraftan çıkar.
Okan Bayülgen'in programında Gürgen Öz'le geçen yaran diyaloğun çıkış noktasıdır.
http://www.youtube.com/watch?v=R1IW0lvJP38
http://www.youtube.com/watch?v=R1IW0lvJP38
(bkz: yok ebenin amı)<
ağlayan ve ağlatan müzik aletidir. insanı alır uzaklara götürür.
güncel Önemli Başlıklar