bugün

feministleri götüm götüm kaçıran tarihi realite.
Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır safsatasını da çürütelim.
(bkz: nikola tesla)
tarihte bir toplumda genel olarak özgürlüğü elinden alınan erkek topluluğu var mı?
tarihte hiç okula gönderilmeyen, çalıştırılmayan, eve kapatılan, hele hele bekaret kemeri takılan erkek çoğunluğu olmuş mu?
diğer cinsin aksine her türlü imkana sahip olup icat yapmakla övünmek. tam geri zekalı işi.
Ev işlerinden bir şey icat etmeye vakit mi kalıyor.
Dünya tarihinde kadınlara bakış açısı kısacası "her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır" olmuştur, kadınlar ikinci planda tutulmuştur. Siyasi ve sosyal yaşamlara katılmaları hep engellenmiştir. Aslında bu durum antik yunanla başlayan bir olgu. Antik yunandan önce göçebe ve ilkel toplumların geneli anaerkildir. Antik yunan filozofları kadının "caydırıcı" bir unsur olduğunu ve tamamıyla toplumun siyasi ve sosyal hayatından uzak durması gerektiğini söylediler ve eserlerinde buna yer verdiler. Dünya yüzyıllarca antik yunan eserlerini okudu ve dünyada genel bir algı oluştu.

18. yüzyıla kadar üniversitelerde eğitim almasına izin verilen kadın sayısı bildiğim kadarıyla ikiyi geçmiyor. Düşünün ilk modern üniversite 11. yüzyılda Bologna'da kuruluyor. Kadın zekasının erkek zekasından çok daha aşağıda olduğu düşünülüyor yıllar boyunca. En ileri düşünürler bile bu görüşü savunuyor yüzyıllar boyunca.

20. yüzyıla kadar kadın kıasacası her zaman erkeğine destekçi olmalı, caydırıcı olmaktan uzak olmalı ve topluma katılmamalıdır.

Son olarak kadınlara doğru düzgün fırsat verilmiş ki bir şeyler bulsunlar. Hayatın her alanından bin yıllar boyunca soyutlanmışlar. Günümüzde bir sürü bilim dalında başarılara imza atan binlerce kadın var.
Her başarılı erkeğin arkasında avm gezen bir kadın vardır.
yüzyıllar boyunca kadının görevinin evde yemek temizlik yapmak, çocuk büyütmek olarak algılanmasının doğurduğu doğal bir sonuç.
akıllara marie curieden başka, geçmiş yüzyıllarda ünlenmiş bir bilim kadını gelmiyor. bulaşık makinesinin mucidi de bir kadındır, icatlar bizzat kişisel ihtiyaçların çocuklarıdır.
şeyhleri, badelenmeyi falan da yani.
Doroty Levitt siz, kim bu kadın diyerek ? küfür etmeden önce tanıtayım:
şu çok iyi kullanırım diyerek övündüğümüz, gözümüz gibi baktığımız arabalarımız var ya! işte o arabalarda ki dikiz aynası nı icat eden kadın...

görsel
Insanoglunuda biz kadinlar icat ediyoruz. Dokuz ayda bir. Sonra icat ettitimiz icat cikariyor mal mal konusmayin.
Zamanın Hristiyanlığı ile alakalı bir durum, evlendikten sonra kadın herşeyden gizli tutulan bir varlıktır, hatta evlendikten sonra kocasının adı ve soyadını alır, etrafa bu şekilde tanıtılır, adamın adı "bay con sınov" ise kadında öyledir, birisi ile tanıştırılacağı zaman" bayan con sınov" olarak tanıtılır, ismi anılmaz. Bu sebeple olacak ki Nobele layık görülen ilk kadın marrie currie nin ödülü, kocasına verilmiştir. Osmanlı'da durum biraz farklı, kadınlar genellikle vakıf işleri ile meşgul, icatlarla değil ama topluma faydalı işlerle öne çıkıyor, vakıf yapılarının hangisini gezseniz onu yaptıran kişi çoğunlukla bir kadın olarak karşınıza çıkıyor.
Öyle demeyin, dedikoduyu biz bulmuş olamayız.
Kadına basit bir oy kullanma hakkı verileli 100 sene bile olmamış, var sen düşün...

Bi de icat mı bekliyorsun?
radyoaktiviteyi bulan mucidimizi es geçmek olan önermedir.
(bkz: marie curie)
James brown söyluyor.

It s a mans world.

https://youtu.be/ak3bmuR7Kmo