bugün

“Tüm insanların uyum içinde birlikte yaşadıkları ve eşit haklara sahip oldukları demokratik ve özgür bir toplum hayali hiç aklımdan çıkmıyor. Bu ideal uğrunda yaşıyorum ama gerekirse bunun için ölmeye de hazırım.”

Rahmetle anıyorum.
Nobel ödüllüdür.Güney Afrika'nın seçimle başa gelen ilk devlet başkanıdır.Güney Afrika'da 27 yıl hapiste kaldıktan sonra 1980'li yıllarda,ırkçılığa karşı mücadelenin bütün dünyada yoğunlaşması üzerine adı duyuldu.1990 yılında devlet başkanı De Klerk tarafından şartsız olarak serbest bırakıldı.
1990'da hapisten çıkınca Demokratik bir Güney Afrika kurulması için çalışmıştır ve kurmuştur.Afrikalılar,Mandela olmadan bunun gerçekleşemeyeceğine inanır.Bugün Mandela,bir özgürlük savaşçısı olarak kabul edilmektedir.40 yıl içinde 100'den fazla ödül almıştır.Modern politikacılar içinde en takdir edilenleden biridir.
Ancak tüm bu anlatılan birer seneryodan ibarettir.Kendisi tüm yaşam serüvende dış güçlerin birer kuklası durumundadır.Aldığı ödüler ve siyasi başarısı tamamen dış güçlerin desteğiyle gerçekleşmiştir.
Kendisi Güney Afrika'yı ve tüm zenginliklerini(Elmas ve diğer değerli madenlar) sahip olduğu makama ve şöhrete borçlu olduğu efendilerine çok güzel peşkeş çekmiştir.
ifşa ediyorum. Şu anda antonio banderas olan emekçi özgürlükçü yazardır. Ey gidi Nelson eyyy dedirtir.
" aaa cambaza bak." yapmak isteyen batının semirttiği şişirilmiş bir balondur.

afrika'nın anasını sikmiş sulamış, sömürmüş, dilini bile unutturmuş emperyalist ülkelerin başkanlarıyla görüşürken, şen şakrak fotoğraf çektirirken demokrasiyi unutan bu torinolu şaban türkiye'ye akıl vermeye kalkmış, demokrasi öğütleri vermeye çalışmıştır.

bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlara aşağıya alıntıladım yazıyı okumalarını öneriyorum.

--spoiler--
Güney Afrika’nın Aposu öldü!

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk siyahî cumhurbaşkanı Nelson Mandela 93 yaşında öldü ve çoğu Türkler onun bir kahraman olduğunu düşünüyor. Peki ne için böyle düşünüyorlar biz anlam verebilmiş değiliz. Evet, belki kendi ülkesindeki siyahîler için bir kahraman olabilir fakat Türkler için pekte sevilecek bir yanı olduğu söylenemez. Hatta ona kin duymamızda bile sakınca yoktur.

Bir haber sitesinde “Mandela için Güney Afrika’nın Aposu öldü!” başlığı mevcuttu. ingiliz The Guardian gazetesinin başyazısında Mandela’nın hayatı kaleme alınmış ve ona benzer kişiliklerle kıyaslanması üzerine böyle bir başlık atılmış olsa gerek. Yazıda Mandela’ya benzetilen bir kişide Türkiye Cumhuriyeti’nde 40 bin kişinin katili olan Kürt terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan.

Gazete Mandela ile Apo arasındaki benzerliği şöyle belirtiyor:

“Uzaktan bir benzerlik de, kendi ada hapishanesinden de destekçileri üzerindeki olağanüstü bağını koruyan ve hatta şimdi Türkiye hükümetiyle bir anlamda eşit şartlar için müzakereler yürüten Kürt lider Abdullah Öcalan’la kurulabilir.”

Evet, gazete bir noktada haklı. Aralarında bir bağ mevcut. Her ikiside Türk ve Atatürk düşmanıdır.

90’lı yıllar terörün Türkiye’de doruğa ulaştığı yıllardandır. Bu dönemde Türk ordusu Doğu ve Güneydoğu Anadolu coğrafyalarında özel operasyonlar düzenliyor ve Kürt terör örgütü PKK ile mücadele ediyordu. Aynı zamanda bu dönemde 40 yıl içinde aralarında Nobel Barış Ödülü’nün de bulunduğu yüzü aşkın ödül almış olan Nelson Mandela’ya bir ödülde Türkiye Cumhuriyeti devleti vermek istemiş ve Mandela’ya Atatürk Barış Ödülü’nü vermeyi teklif etmişti.

Peki, Mandela ne yaptı?

Ödülü reddetti!

Gerekçesi ise açıktı; Türkiye’de Kürtlere yapılan ayrımcılıklar.

Başkanı olduğu ANC’nin sözcüsü Gill Marcus 12 Nisan’da Johannesburg’da yaptığı açıklamada Mandela’nın ödülü, “Türk hükümetinin insan hakları ihlâlinde bulunduğunu, Türklerin Kürtlerin topraklarını işgal ettiğini ve Atatürk’ün Kürtlere soykırım yaptığını belirterek, Atatürk’ün adını taşıyan ödülü” kabul etmediğini ve Türkiye’yi ziyaret etmeyi düşünmediğini açıkladı. Bununla da yetinmeyen Mandela, Türkiye Cumhuriyeti’ne silah ambargosu koydu. Bu ambargo süresi tam 2 yıl sürmüştür.

Peki hepsi bu kadar mı?

Nelson Mandela’nın kurucusu ve onursal başkan olduğu “The Elders” komisyonu, Türkiye’de “Barış Danışmanları” olarak bilinen bu komisyon Birleşmiş Milletler tarafından maddi ve manevî yönden desteklenmektedir. Bu komisyon zamanında Yugoslavya’nın parçalanma sürecini yürütmüştü. Üyeleri arasında akîl adam olarak Martti Athisaari, Kofi Annan, Jimmy Carter gibi isimler de var.

Bu komisyonun bizimle olan alâkası 40 bin kişinin katili olan Kürt terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan için hukuk komisyonu kurulması gerektiği fikrini önerenlerden olmasıdır. The Elders Komisyonu’nun başkanı Nelson Mandela’da Apo için kurulacak hukuk komisyonunda temsilci olmayı düşündüğünü, ancak sağlığının giderek daha da kötüleşmesi üzerine vazgeçtiğini belirtmişti. ( The Elders’in resmi internet sitesi: http://theelders.org/ )
--spoiler--
Doğum günün kutlu olsun siyahi lider.
görsel
Özgürlük için hayaller için uğraşan bir yazardir. Terörist ve benzeri ifadeleri kabul etmiyorum.
Eski Uludağ sözlük hesabımın nicki.
güney afrika'yı devraldığından çok daha kötü hale getiren "made in america" siyasi figür. allah sevenlerine sabır versin ancak ırkçı beyaz rejim diye ağza sakız edilen dönemde bile onun başkanlığında olduğu kadar insan ölmedi.
Nelson mandela : fotoğraflarına bakıyorsun . Bush , teatcher , elizabeth , clintonla çekilmiş fotoğrafları var . Sonra türkiyenin ödülünü kabul etmemiş . Ülkende ayrılık yasalarını getiren binlerce renkdaşının ölümüne neden olan kişinin büstü bile var .
Bu adam tamamen batı kültürünün güney afrikalıları uyutmak için ortaya çıkartmış oldukları bir maşa . Irak için ABD ve ingiltereye bir şey söyleyemeyen adamın sözü ne kadar ciddiye alınır .
bir gandhi değil .
bir che hiç değil .
5 yıl sonra unutulur .
mandela üzerinden duyar kasan ulusalcılara hatırlatma kendisi atatürk ödülünü reddetmiştir.
Ezik bir aptal yazar yüzünden caylaga dusurulen yazar. Ulan valla üzülüyorum şöyle vasatlar yüzünden 15 gün sözlükten uzak kalmaya. Emegi gecen modlarada selam olsun.
Ayrıca kendisi bizim zorla vermek istediğimiz Atatürk Barış Ödülü'nü reddetmiştir.*
aslında hiç bir başarısı yoktur. ne zaman ki uluslararası dev şirketlere ülkeyi tamamen açtı o zaman yönetimi kabul gördü. halk o'nun döneminde daha da fakirleşti. arkadaşlar belirtmiş işçiler yine grev yaptılar diye öldürüldü. yine halk eziliyor zenginler daha zengin. devlet başkanı bilmem kaç karısıyla yaşadığı dev bir çiftlik yapmış etrafını duvarla çevirmiş.
kendisiyle benzer bir mücadeleye girişmiş patrice lumumba'nın önce parçalara ayrılıp sonra bir varilde yakılıp yok edildiğini düşündüğümüzde; lumumba'yı yok eden avrupalılardan aldığı onlarca ödülle, sağ salim çıktığı mücadelesiyle ve 90 küsür yıllık yaşamıyla şaşırtan elemandır. tabi mandela lumumba'dan farklı olarak nezih güney afrika'ya karşı batının tüm desteğini alıp, ülkenin bilumum elmas yataklarını onlara vermek gibi bir hamle yapmıştı.
bugün hakkında paul walkerın öldüğü günden daha az entry girilecektir. çünkü yakışıklı değildi.