bugün

daha fazla isteyip sadece şikayet etmek.

bu 2 nedenden farklı olan her şey süs püstür. beni dinleyin.
kendini bilmezlik.
kendinle temassızlık.

hayallerin kurulduğuyla kalması.

neden sorusuna gömülüp engellerin çoğaltılması.

eylemsizlik.

isteklerle mecburiyetlerin çelişmesi çakışması.
her durumda mutlu olunabilse eyleme gerek kalmazdı. bir çok sebep olsa da en önemlisi budur.
en aptal, teknolojiden anlamayan, sosyalleşmeyen, kafasını o derste tuttuğu kokuşmuş defterdeki bilgileri ezberlemekle dolduran, dergi takip etmeyen, ya bir kitaplığım olsun benim demeyen bedava bedava kütüphanelerden otlanan, daha ucuz diye cemaat dershanelerine giden insanlar atandı. ben bekliyorum. kpss yaklaştı.
yani bende doyumsuzluk olduğunu düşünüyorum. hep bir sonraki aşamaya geçme isteği var ya insan oğlunda. ondan kaynaklanıyor herhal...
Kendine yetememek.
Kendisine güven eksikligi bas gösterir.
akıl karışıklığı.
ne olacağını,yapacağını kestiremeden plan yapmaya çalışıp içinden çıkamamak. bir de şey var,çaresizlik.
Bize öğretilen hayatı yaşamaya çalışmaktır. Özetleyim, toplumsal olarak oks öss kolej sınavlarından başarılı olmak, üniversiteyi bitirip askere gitmek, toplumun onayladığı bir kızla evlenmek, parası yüksek işe girip ev, araba alıp ölmek gibi bir rütine uymaya çalışıyoruz. Bunlardan birini yapamadığımızda mutsuz oluyoruz. Toplumun dayattıklarından kurtulduğumuzda Mutlu oluyoruz. Mutlu olun.
mutluluğu cisimlerde aramaktır..........
bir tane benim olsun bintane yedekte dursun zihniyeti yüzünden.
Yaşantıların beklentilerden uzak olması.
Çözüm için bkz. Allah
beklentiye girmektir.
Anı yaşamamak hep geleceğe yönelik kaygılanmak.
insanın kendine yetmeye çalışmak yerine kıyas yarışına girmesidir. sosyal mecraların yaygınlaşmasıyla çok kolay hale geldi bu.

eskiden komşunla veya birkaç mahalle ötendeki insanla kendini karşılaştırırdın. maksimum,akşam izlediğin magazin programlarındaki ünlüleri kendine idol edinirdin.

şimdi ise, belki de hayatta hiçbir ortak paydaya sahip olmadığın, tanımadığın, binlerce km ötedeki bir insanın tatil fotoğraflarına bakıp kendi yaşamına sinirleniyorsun.

her paylaşılan fotoğraftaki aşırı mutlu hallerin, gerçek olamayacak kadar yapay olduğunu düşünmek yerine, insanların bir harikalar diyarında yaşadığını düşünüyorsun.
sürekli mutlu olmaya çalışıp, aman mutsuz olmayayım diye kasmak.
sal babacım kendini sal biraz. kendini rahat bırak. düşünme hiç bişey.
kapat telefonunu kaybol ortalıktan. kimseyi tanımadığın bi yere git kafanı dağıt. 2 saat olur, 4 saat olur, 1-2 gün olur ama uzaklaş seni mutlu etmesini düşündüğün ama etmeyen insanlardan.
bir konuda sürekli istikrar isteyen insan, istikrar göstertmesi gereken hiçbir konuda aslında kendiside istikrar göstertmemiştir. çünki oda sıkılmıştır. tıpkı mutlu etmeyen insanların mutlu etmek vazifesinden sıkıldığı gibi.
o kayış atacak yani. sürekli beklenti içindesin, sürekli bir şeylere yada birilerine sahip olma derdindesin. az rahat bırak kendini. seni mutlu etmesi gereken insanları sende mutlu edemiyorsun zaten. zaten o sebepten mutsuzsun.
sorun beklentilerin. sürekli beklenti içinde olman. arayış içinde olman. görevlerin, vazifelerin, sorumlulukların nefes alıp vermek zorunda olman.
az rahat bırak kendini herkesden uzaklaş. kafan özgürleşince bedeninde özgürleşecek ve dinlendiğini hissedeceksin.
sonrasında ise yine mutlu olacaksın bunu başarmanın bi yolunu bulup.
sakin bir kafanın erişemeyeceği hiç bir mutluluk yoktur.
sakinleşmen gerek.
(bkz: bakış açısını değiştirememek)
(bkz: akp hükümeti)
Bardağın boş tarafına bakmayı huy edinmektir.
Calismak, hayatta eskisi gibi dikiş tutturamamak, guvensizlik, akıl karışıklığı...
Doyumsuzluk.
hayalkırıklığıdır.
gündelik yaşamın zorluğu karmaşıklığı sıkıntılarında sürekli mutlu muyum değil miyim diye sorarsan kendine alacağı cevap genellikle mutsuzum olur. o yüzden çok sorgulamadan, ama umutlu olmaya çalışarak yaşamak daha mantıklı gibi.
insanı yaşadıkları yıpratıyor. Bu nedenle insan artık eskisi gibi her şeye iyi niyetli yaklaşmıyor, güvenmiyor. O yüzden insanlar mutsuzluğa sürükleniyor.