bugün

kendini tanımlamak için ukala kelimesi yeten populer tarihçi.
Hayranlıkla izlenen tarihçidir.
yahu bu adam mı megoloman, yoksa biz mi geri zekalıyız diye düşünmeden edemiyor insan.
bu aralar biraderlere takmıştır. Köşesinden ve programından sürekli Nuru Ziya'daki biraderleri eleştirmektedir. * *
son zamanlarda kadir mısıroğlu'na çatmakta olan gazeteci.
kendisinin entelektüel birikimine ve kariyerine sonsuz saygı duymakla birlikte kadir mısıroğlu'na yönelttiği eleştirilerin altını dolduramadığına inanıyorum.

http://www.haberturk.com/...e-lozanin-gizli-maddeleri

kendisi bu yazısında "lozan'ın gizli maddeleri" iddialarından bahsediyor. yazının sonların
a doğru ise "zafer" ve "hezimeti" kullanarak, kadir mısıroğlu'nun "lozan zafer mi hezimet mi" adlı 3 ciltlik kitabına gönderme yapıyor.
oysa kadir mısıroğlu'nun lozan'a ilişkin kitaplarında "lozan'da gizli maddeler var" anlamına gelecek tek bir cümle bulunmamakta. hatta aksi istikamette cümleler mevcut.

http://www.haberturk.com/...t-bardakci/730218-tukurun

burada da büyük bir hataya düşüyor bardakçı. mısıroğlu, Âkif'e saldırmıyor.öyle ki, kadir mısıroğlu millî şairimizi tenkid etmekle birlikte "davamıza hizmet etmiş bir kimsedir" demekte ve sahiplenmekte zaten. aynı şey necip fazıl kısakürek meselesinde de söz konusudur. kadir mısıroğlu kısakürek'in kimi davranışlarını eleştirmekle birlikte kendisine sempati duyduğunu belirtmiş durumda. yani bir saldırma söz konusu değil. mısıroğlu âkif'e nefret duyuyor olsaydı "saldırma" sözcüğünü kullanabilirdik ama öyle bir durum söz konusu değil.

bununla birlikte, mustafa armağan'ın hatalarını sayfa sayfa gösteren bardakçı'nın lozan konusunda elle tutulur bir şey ortaya sunmadığını, işi mısıroğlu'nun kafasındaki "püsküllü fese" ve elindeki "bastona" getirdiğini görüyoruz.
yakışmadığını belirtelim.

ek: murat bardakçı yazılarını takip etmeye değer bulduğum, yazılarından faydalandığım, bana kalırsa "köşe sahibi" olan nadir entelektüellerden birisi. iddiaları kıyafet üzerinden değil de, bilgi üzerinden ispat yoluna girerse çok daha faydalı olacaktır.
bir röportajında festival filmlerini sevmediğini söylemiştir.

buraya kadar normal... sevmeyebilir...

ama nedeni gayet ilginçtir... ona göre bu tür filmlerde "perdeden köylünün ayak kokusu" gelmektedir...

köylüsünü aşağılayacak kadar bir şey zanneder kendisini... aydın olmak, entelektüel olmak böyle bir şey değildir...
şu an elinde müzelerde dahi kopyası bulunan kimi belgelerin orijinalinin bulunduğu tarihcimizdir.
itici, antipatik, borozan sesi rahatsız edici, sürekli boğazında gıcık varmış gibi konuşan ton ton amca. birde tarih megolomanlığı yapar.
ben herşeyi bilirim, kimse benim lafımın üstüne laf söyleyemez tavırlarındaki, ukala, itici ve bir çok konuda da cahil kişi..

2 hafta önceki programında, balkanlardan gelen türklerin %90'ı sarışın, hem anadolu türklerine de benzemiyorlar mealinde birkaç zırvada bulunmuş ve beni televizyonun karşısında çıldırtmıştır.

yahu kendimi bildim bileli bulgaristan türk'üyüm sık sık da gider köyümü, memleketimi gezerim, gördüğüm sarışın türk'lerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez, hatta bilakis çevremdeki insanların çoğu da esmer, hafif çekik gözlü ve elmacık kemikleri belirgin insanlar.
bir yandan konuğuna laf yetiştirmeye çalışırken diğer yandan gelen maillere çemkirebiliyor. çok zeki.
bardak gibi adam.
ahmet tabakçı. ehuehu.
kendini tarihçi zanneden zamazingo.
zamanında popüler olayları yalan yanlış bilgiler de katarak pazarlamış ve bu sayede ünlü olmuş kişidir.

kendisi hakkında şu açıklamayı yapmak isterim . dikkat edildi mi bilmem , programlarında sürekli keliemeler,adlar,terimer üzerine ben bilirim havası yaratmaktadır. tarihte muallakta kalmış , gizli isim ve terimleri biraz da osmanlıca ,arapça bilgisiyle koftiden adlandırmalarla insanlara bakın bu böyle , ismi de şudur , ben biliyorum havasındadır.gazeteci olmasaymış dolandırıcı olurmuş . öyle bie tip.
son yazısında isim vermeden "yenilikçi" ilahiyatçılara güzel dokundurmuştur.

http://www.haberturk.com/...ilahiyatcilar-resmigecidi

yazısının sonunda türkiye'de bir kısım "vehhabileşiyor" derken zannediyorum ki abdülaziz bayındır'ın başını çektiği, şefaati reddeden ilahiyatçılara bir gönderme yapmış kendisi.
dinlerken uykumu getirebilen nadir insanlardan.
araştırmacı gazeteci. çok bilgili birisi ama aşırı enaniyetli ve itici. kendisi gibi düşünmeyenlere saygı duymayan ve bununla övünen birisi. hoşgörü ve diyalog karşıtı.
Geçen hafta ki programında özellikle kendi arşivinde bulunan resimleri gösterirken ;
bunlar sakın göstermeyin ülke yerinden oynar aman, şeklinde acayip hareketleriyle gecenin bir yarısı sinir etmiş kişidir. Madem göstermeyeceksin, sen gazeteci sıfatını kullanmayacaksın. Gazeteciyim demeyeceksin her hafta.
Bir çok kez; yorumladığı tarihi olaylara kendi mantığından da yanlış bilgiler koyarak abartı katan ve alakasız sonuçlar ortaya çıkardığını düşündüğüm bana göre ego sorunu olan Araştırmacı ve Tarih yazarıdır.
tarih bilgisine ve köşe yazılarına hayran olduğum fakat bazı davranışlarını tasvip etmediğim köşe yazarı, tv programı sunucusu, tamburi.
düzeltme: yanlış yazım.
memleket ve insanlık için devasa kayıp.
ne kadar bilgili olursa olsun yine de sevemeceğim bir karakter. bi kere o konuşmaları çok itici.
ne kadar kültürlü, bilgili olursa olsun

çiğ insan hep çiğdir lafının vücut bulmuş halidir kendisi..
ilk yayınlandığı günden beri izlediğim tarihin arka odası programını yapan insan .

popüler tarihi yapmasıyla türk televiziyon tarihinde ilki başaran yazar.
r leri söyleyemeyen, sürekli dudaklarını yalayıp duran tarihçi(!).
(bkz: itici)