bugün

her ne kadar takımı, savunma futbolu tarzında oynattığı için eleştirilse de oldukça başarılı bir teknik direktördür. en azından bir istikrar söz konusudur ve kayıp en azdır. tabi ki bu koşan bir takım isteyen arkadaşlar için monoton ev sıkıcı gelebilir. ama unutulmamalıdır ki yunanistan, 2004'teki kupayı bu yolla almıştır. önemli olan netice ise, ki öyle, lucescu sonuna kadar haklıdır. kaldi ki lucescu'nun tarzı yunanistan'ınkine oranla daha hızlıdır.
kaybettiği maçlar sonrası ortaya attığı bahanelerden ziyade iki dakika gırnata çalsa daha keyif verecek olan insan.
ayrıca meşhur bir lafı da vardır bu abimin; " Köpekler istedi diye atlar ölmez ".
http://www.hurriyet.com.tr/spor/5394917.asp?gid=53
günü kurtarma peşinde olan bir teknik direktördür. beşiktaş'a geldiği ilk sezon antrapoza girmiş ne kadar kaşar futbolcu varsa topladı ve ilk senesinde şampiyon oldu fakat bir sonraki sene o kaşarlar erimeye başladı, alttan gelen okan koç, gökhan zan, ümit aydın, serdar özkan gibi gençleri monte edemediği için şampiyonluğu kaybetti beşiktaş. iyi ve kurt bir teknik adamdır fakat bu en önemli özelliği ona eksi puan kazandırıyor.
beşiktaş' ımızın farklı önde gittiği bir maçta, takım kaptanını çağırıp - yeter artık daha fazla atmayın diyebilen bir teknik adamdır. ya da böyle bir olay olmamıştı ben götümden uyduruyorum. biri keklemiş de olabilir.
BAŞARILI olmanın dayanılmaz rahatlığına sahip, kaliteli teknik direktör.
büyük başkan (!) yıldo'nun kovduğu, sonrasında takımın başına getirmek için uğraştığı teknik adam.

(bkz: tüpçü istifa)
çift forvet ile oynattığı takımlarda bile defansif yönden çalışkan oyuncular barındırmayı ihmal etmeyen teknik direktör. zaman zaman taktiğini tamamen savunma üzerine kurduğundan, gol yollarında sıkıntı yaşayıp, rahat pozisyon vermektedir takımı.
(bkz: 6 kasım 2007 shaktar donetsk milan maçı)
beşiktaş' ı içinde bulunduğu krizden en kolay çıkaracak adam. türkiye' ye gelme ihtimali
bile bugünlerde aklını sekizle bozmuş yakın tarih bilmezlere yusuf yusuf ettiren, sekiz
ve katları attıran hoca.
Sven Goran Eriksson * ile birlikte 3-6-1 i en iyi uygulayan teknik direktördür.
ertuğrul sağlamın gelmesinin konuşulduğu günlerde beşiktaşın başına gelmesini istediğim hoca. şimdi de gelse takımı düze çıkarır diye düşünüyorum.
son zamanlarda evde çıldırıp ismini holigan gibi söylediğim, özlediğim adam...

''taraftarız biz! çektik cefa!
mircea gel artık bizi bırakmaaaa!
oooooo oooooo oooooo...''
abdürrahim albayrak ın bizzat görüşüp gelecek sene için anlaştığı iddia edilen teknik direktör:

http://www.sporx.com/deta...p;takim=108&go=100998

not: abdullah nerden geldi aklıma a.g.
ahını alan takımın iflah olmadığı teknik direktör. kalli gidecekse yerine gelmesini istediğim tek adamdır ayrıca. ne olur en fazla hıncal uluç, kendisine ezik büzük falan der, medya korkaklıkla suçlar; ama cim bom bom'um şampiyonluklarına geri döner.
türk futbolunun elinden kaçırdığı büyük fırsattır. şayet galatasaray, victoria, flörkin ve radu niculescu gibi gubik oyuncularla şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynanyan ve ligde şampiyonluğa ulaşan bu kurt çalıştırıcıyı yollamasaydı, sportif açıdan bugün çok daha başarılı olurdu kanımca. aynı şekilde beşiktaş, yarım sezon kötü geçti diye takıma 7 sezon sonra şampiyonluğu ve uefa kupası çeyrek finalini getiren luce'yi kovmasa, bugün ne bu kadar borcu olurdu ne de şampiyonluktan uzak geçen 3 sezonu.
arsene wenger^-1 dir bu adam.takımda, yeteneği önemli değil, genç oyuncu istemez, transfer bütçesi 2 milyon dolardır*, avrupada nerde işe yarar 28 yaş üstü oyuncu varsa bulur, kiralar.ayrıca ayrıldıktan sonra takımı enkaz halinde olduğu eleştirileri doğal olarak doğrudur.sonucta elimizde bolca eksi olduğu halde başarılı bir hocadır.
galatasaray ile adı ciddi şekilde anılmaya başlayan rumen teknik adam. mamafih galatasaray'a ikinci kez gelen antrenörler pek umduklarını bulamıyorlar fatih terim örneğinde olduğu gibi.
galatasaraydan gönderilmesine yerine fatih terim getirileceği için çok sevindiğim ama daha sonra değerini anladığım teknik direktör. kalli'nin yerine getirilmesini dört gözle bekliyorum. ama isteğimin gerçekleşmesi bu sezon için pek de mümkün görünmüyor zira sezon sonuna kadar shaktar da kalacağını açıklamıştır kendisi.
dünya'nın en refah ne medeni en düzgün ülkesinden gelmişçesine sistemimizi haddi olmayarak eleştiren fakat sistemimizi çözerek başarıya ulaşmış romanyalı teknik direktör.
yıllarca başka takımları izleyip, oglum bu adamlar top oynamıyor ama maç kazanıyorlar nasıl oluyor bu iş dediğimiz anda lucescu ile bunu türk takımlarını da başarabilceğini gördüğümüz nevi şahsına münhasır bir adamdır.
dedikodular dedikodu olarak kalmazsa seneye cimboma gelirse (bkz: anam anam diyim ben sana)
başarısızlığın faturasını teknik direktörlere çıkarmaya alışık olan galatasaray yönetiminin harcadığı süper yetenek. umarım tez zamanda galatasaray'ın başına yeniden getirilir de kendisine yapılan ayıp bir ölçüde giderilir.
galatasaray yönetiminin harcadığı bir başka yetenek için, (bkz: eric gerets)
galatasaraydan çok saygısızca ve vefasızca, haksız yere gönderilmiş teknik direktör. bir de fatih terim' in " adamcağız " diye hitap ettiği teknik direktör. kendisi imparator ya (!).
mükkemmel spor basınımız tarafından yılda en az iki takımın peşinde olduğu yazılan teknik adam.
shaktar donetsk teknik direktoru.

1966-1967 sezonunda futbolcu oldugu yillarda istanbul'a getirilen, fenerbahce'ye imza attirilan; akabinde mac oynamadan Politehnica Bucureşti'ye yollanan isim.*

http://img265.imageshack....age=mircealucescu2vj7.jpg

ayrica romanya milli takimi'nin teknik direktoru oldugu 1983-1984 sezonunda yine fenerbahce tarafindan istanbul'a getirilmi$; romanya futbol federasyonunun izin vermemesi sonucu yine geriye gonderilmi$tir.

http://img85.imageshack.u...age=mircealucescu3as7.jpg

ki$isel goru$um; iyi ki hic bir zaman fenerbahce'mizin ba$ina gelmedigidir. allah esirgesin.
maç sonunda yağmur altında perişan olmuş oyuncusuna paltosunu çıkarıp sarmalayan beşiktaş ımızın başına gelmiş en büyük nimetti kendisi. yine değerini bilemedik o ayrı. adam gibi adam. futbolcuların babası. çok seviyoruz, takip ediyoruz. ama tekrar gelmez ki neye yarar ağlamak, sızlanmak.