bugün

arapça bir kelimedir.

"Ezelden karımız bizim bu yanmak
Mihnet şarabını nuş edüp kanmak
Ehli aşka göre nolsun utanmak
Ko desinler bana arsız Süruri"
bir şiirle örnekleyeyim:

ne doğan güne hükmüm geçer
ne halden anlayan bulunur
ah aklımdan ölümüm geçer
sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur..

ve gönül tanrısına der ki,
pervam yok verdiğin elemden
her ''mihnet'' kabulüm
yeter ki
gün eksilmesin penceremden!

cahit sıtkı tarancı
(bkz: mihneti keşan)
hile ile iş gören mihnet ile can verir,
namusa hürmet eden nesline şeref verir...

beytinde geçen "acı ızdırap, sıkıntı" manasındaki kelime.
Minnet müteşekkir olmak, mihnet üzüntü sıkıntı demektir.