bugün

Nişantaşında bulunan otoritelerce türkiyenin en iyisi olarak gösterilen; öğrencilerinin kabus dolu 6 çile yılını tamamladıklarında hekim ünvanını alabildikleri ağız diş çene-yüz hastalıkları hastanesi ve eğitim yuvası
ortodontide bolca yabancı uyruklu öğrenci, asistan vs. olan ortodonti bölümünü ihtiva eden fakülte.
mesela ürdünlüler var.. arapça konuşuyorlar aralarında.. aynı dönemde 2 tane hüssam vardı * *
diş muayenesi için istanbul un en iyisidir. *
okurken öğrencilerin ömründen ömür alan, bitirdiğiniz de aldıkları nakit olarak cebinize dönen fakülte.
çile bülbülüm çile fakülte marşıdır. sonradan kazanılacağı hayal edilen paralar öğrenci iken bolca harcanır. sonuçta okul biter ve pek de mutlu olunmaz.
finalleri temmuzun ilk haftasinda bitiren, yaz stajlarini finallerden bir hafta sonra baslayip 3 hafta devam eden okuldur. eylulun ilk haftasinda butunlemeler baslar, sonra tek ders sinavi vardir eylulun son haftasinda. ekimin ilk veya ikinci haftasinda da okul acilir. nerdeyse tatil yapma imkani saglamayan okuldur. yinede severim.
cildirmis ogrencilerini ve fakulteyi merak eden olursa * diye izlenilesi eglenceli bir videosu bulunmaktadir youtube'da.
http://www.youtube.com/wa...p;mode=related&search=
haftalar geçmesine ragmen sınavların sonucunu tam olarak açıklamayan işkence yuvası. her gün yeni bir macerayla evinize dönmenizi sağlayan, acıya dayanıklı insanlar yetiştirmeyi amaç edinmiş, yanında bulunan iletişim fakültesiyle arasında gizli bir perde çekmiş, preklinik cehenneminde çıktıktan sonra daha kötü bir cehennem ateşi kliniğe yollayan, stajlar başlamadan ağzınızın içinin orta yerine s.çarak ağız hijyeninizi ve ruh sağlığınızı bozan, yine de alışkanlık yaratan, insanın hayatının merkezine yerleşen, garip duyguları bir gün içinde size aynı anda yaşatan nadide okullardan biri.
istanbul'un ikinci, türkiye'nin üçüncü en iyi diş hekimliği fakültesidir.
Eğerki olmasaydı O'nunla taşıamayacak olduğum, önceleri bilmediğim ama şimdi benim için kutsal bir yer olan saha.
içerisinde molar ve kanin amfilerini barındıran fakülte. yakın bir zamanda ise premolar amfisinin açılışını beklemekteyiz. korkuyorum ders sayısı veya süresi artacak diye.*
nişantaşı'ındaki guatemala.
bu satırları orada dört senesi heba etmiş, asgari üç yılını daha heba edecek biri olarak kaleme alıyorum..

öncelikle bu isminde fakülte kelimesi geçen bölüm kesinlikle bir üniversite değildir.. meslek edindirme kursu gibi bi şeydir.. bu okulu kazandığınızda üniversite okuyacağım, çimlerde yuvarlanıp istanbul'un tozunu attıracağım diye heyecanlanıyorsanız hevesiniz kursağınızda kalır güzeller.. burası lise ile üniversite arasında sıkışıp kalmış minik bir hapishanedir..

minik dedim çünkü kampus demeye dilimin varmadığı mekan gerçekten bir lise bahçesinden çok daha ufak.. okulda yapabileceğiniz en sosyal faaliyet kantindeki müzik kutusuna para atıp dersi kıran arkadaşlarla batak oynamaktır (okulun %1'lik bi azınlığı bunu yapar).. bu arada ben bu satırları kaleme aldığım dakikalarda o kantincik de mustafa sarıgül'ün yanıbaşımıza dikmeye çalıştığı devasa gökdelen yüzünden yıkılmak üzereydi.. kantine girmek kurul kararıyla yasaklanmış.. dışarda yağmur yağarken elimizde çayla kantinin ne zaman yıkılacağını bekliyoruz..

eğer öss'de bu okulu kazanacak kadar puan aldıysanız tükettiğiniz fosfora yazık etmeyin.. basın gidin çapa'da okuyun.. hem imkanlar daha iyi hem gözünüz gönlünüz üniversite görür.. preklinik denen düğün salonundan bozma mekanda 150 kişi kızlı erkekli karışık aynı tuvaleti kullanmak zorunda kalmazsınız.. sabah erken kalkan asistan gelip sinirini sizden alamaz.. karısıyla problem yaşayan hoca sizi sınıfta bırakmaz.. üniversite hayatınız hasta aramakla, sabun oymakla, amalgam karmakla geçmez..

ha okul bu kadar zor da pekii hani çok iyi bir mesleki eğitim mi veriyor?? tabii ki hayır.. 4 haftalık stajınızı üç haftası hasta aramakla geçer.. bu üç haftada hasta bulursanız çok şanslısınız.. cebinde hastaya yüzlerce milyon verip de hastayı tedavi eden bi sürü arkadaş gördüm.. bütün stajlarını tamamlayan bi öğrenci azami 25 diş çekip, bi kaç köprü ve total protez yaparak mezun olur ki bu da kesinlikle iyi bir diş hekimi olmak için yeterli değildir.. ne lamina ne başka bi şey.. eğer biraz şanslıysanız cerrahi stajınızda bi kaç dikiş atarsınız.. atamazsanız şansınıza küsün..

bu yazdıklarımın bi satırını bile abartıyorsam çaylaklık entrylerim onaylanmasın.. hatta akademik kariyerime zarar verir diye çoğu şeyi eksik yazıyorum.. biz yandık arkadaş sen koş kendini kurtar..
şerefsizlik nasıl yapılır dersini en iyi veren okuldur. bütünleme tarihlerini 1 eylülden 18 ağustosa çekmişlerdir. zaten final öncesi bir haftalık tatili bile vermemişken tatil yapmamamız için iyice kasmışlardır. pedodontoloji bölümü sanırız bütün okulu 0-13 yaş grubundan ibaret sanıyor. ben böyle okula küfretmiyim de neye küfrediyim?
pislik yuvasıdır. içinde hocalarından asistanına kadar adam gibi adam yok denecek kadar azdır. allah ıslah etsin hepsini. eğer yakınlarınızda bu okulu tercih etmek isteyen olursa kesinlikle çapa diş hekimliği fakültesine yönlendirin. hayatımda yaptığım için pişman olduğum tek şey bu okulu öss formuna yazmaktır.
bu sene birinci sınıflara geçme notunu 65 yapmış okuldur. ayrıca tek ders sınavını kaldırmış durumdalar.
endişeyle izlemekteyiz.
yetersiz fiziksel şartlar, torpil ile oluşturulmuş bir akademik kadro, başından sona tam bir sinir harbi, ömürden giden en güzel 5 yıl *, uykusuz geceler, nasırlaşan parmaklar, aşşağılanmaya karşı oluşan direnç, eşsiz bir küfür hazinesi, bir daha asla eskisi gibi olamayacak, hastalıklı bir ruh hali.. hepsi aynı yerde.. hala gösterimde, hala yaşanıyor..
ne olursa olsun kesinlikle bir daha gitmeyeceğim diş hekimliği fakültesi. hastane demek istiyorum ama içimden gelmiyor. bir kaçyıl önce bir sürü bölümde saatlerce * muayene olduktan sonra telefon numarasını ve adresi istediler, hatta bazı servislerde muayene de olunamadı ve terk edildi. ve servisin birinde,

- biz size diş dolgusuna randevu tarihi vermek için arayacağız. dediler

aradan bir yıl geçer. Cep telefonum çalar.

- alo beyfendi ben marmara üniversitesi diş fakültesinden arıyorum size randevu tarihi vermek için aradım. hala tedavi istiyormusunuz.

aval aval kalınır, önce hatırlanmaya çalışılır...

dikkatinizi çekerim çürük diş için 1 yıl sonrasına randevu verilmiyor, randevu tarihini belirlemek için tarih verilmek isteniyor.

....çürük bir diş bir yıldan fazla bekler mi ........

tesadüf diyeceğim amaaaaa

arkadaşımada bugünlerde çürük dişin çekimi için 2010 yılı içinde randevu verilmiş. ne deyim çok şanslı hiç olmassa tarihini biliyor. *
iletişim fakültesi ile aynı kampüsü paylaşan, iletişim fakültesi öğrencileri kantinde geyik yaparken, canhıraş şekilde büyük hacı şakir sabunlarından azı dişi yapmaya çalışarak el işi yeteneklerini geliştiren öğrencilerin bulunduğu okuldur. kızları, iletişim fakültesinin kızlarından daha güzeldir orası ayrı tabi.. *
bu okulda okumak hayatta yapılacak en büyük hatalardan biridir.
ömür törpüsüdür. depresyon nedenidir. bazen hiç düşünmeden yıllarınızı çöpe atma nedenidir. yıllar sonra öss'ye girme nedenidir. bıraktığım için asla pişman olmayacağım eski okulum.
diş çekmek için iki yıl sonraya randevu verendir. çok yoğun herhalde.*
Sevmiyorsan gelme dedirten, icinde bulundugum 154 kisilik donemin 15inin okulu bırakmasına neden olan fakultedir. Ben seviyorum, o ayrı ama oteki turlu canını seven yazmasın.
zor bir fakülte olan atatürk üniversitesi diş hekimliği fakültesini cennet gibi görmeyi sağlayan fakülte.

baksanıza, herkes şikayetçi. sebebini ben size söyleyeyim: birisi diş hekimliği fakültesi kazanır, kafasını kitaba gömer, okur okur mezun olur. bu kişi nedir: diş hekimi.

daha sonra ne olur?
şu olur: bu kişi doktora için bir fakülteye asistan girer, yardımcı doçent, doçent, profesör olur. sonra derslere girmeye, öğrencilere ders anlatmaya başlar. bu adam nedir? hala diş hekimidir. hocalık yapma yetkisini nasıl kazanmıştır? efenim?..

sen öğretmenlik yapabilsin diye eğitim fakültesi açıyorsun, türlü formasyon cart-curt dersi veriyorsun, eğitim bilimleri üzerine çalışan onca asistan, hoca vs var. peki bu ne mantıktır ki diş hekimliği fakültesini bitirmiş, eğitim nasıl verilir, ölçme değerlendirme nasıl yapılır zerre haberi olmayan adama nasıl hocalık veriyorsun?

peki daha sonra ne olur?
bu adam derslere girer, kafasına göre bir sistem tutturur, kafasına göre eğitim verir, sınav yapar, 'aşağıdakilerden hangisi daha doğrudur' gibi test soruları sorar, üniversite sınavlarında %3'e, %5'e girmiş öğrencilere işkence eder, egosuna bol mastirbasyon yaptırır.

daha sonra ne olur?
daha sonra bu okuldan mezun olanlara once çile çektikleri derslerle alakalı en basit şeyi sorarsın ve cevap alamazsın. isteyen gitsin denesin. bizim fakültemizde de biyokimya ve anatomi yüzünden kalan birsürü insan oldu ve ben sırf denemek için piyasada çalışan hekim arkadaşlara biyokimya ile alakalı sorular soruyorum... %10 bilgileri varsa öp başına koy... peki o kadar çile neden çekildi, o kadar saat ders neden verildi, devlet o dersler için bu hocalara trilyonları neden döktü?
(#18529170)