bugün

Saldım çayıra mevlam kayıra şeklinin, görünüşte vücut bulmuş hali. Evet.
Neredeyse tam olarak içinde bulunduğum durumdur denebilir..
Tanımla ilk entry uyumsuz gibi geldi bana..
“saldım çayıra mevlam kayıra” biraz “ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz g.te” dizesinde tarif edilen bir nihilizmi tarif ediyor gibi..

Buna karşın; mantıklı düşünüp mantıksız yaşamak konusunda bülent ecevit’e atfedilen bir davranış biçimi vardır, “ecevit’in dediğini yap, yaptığını yapma” diye.. bence bu, örnek verilebilir. Teoride iyi, pratikte sıkıntı..
hayatın gidişatı biraz kumara benziyor, riskler, kaybetme endişesi, sürekli paradokslar, zorluklar, çıkmaz yollar... böyle karmakarışık bir hayat, mantık ilkelerinin dar kalıplarıyla yaşanamaz. zaten mantıklı karar vermek duygularımızla bağlantılı. neyi duygusal anlamda (yani mantıksız olan ama kendi içinde bir mantığı olan) doğru buluyorsak o bize mantıklı geliyor. Bedenin tercihleri her zaman beynin tercihlerinden önce. çünkü insan hayatta kalma içgüdüsüyle yaşıyor.
Jean piaget: bence ters köşe; psikolog değil de, eğitim aşığı bir felsefe akademisyeni.

Nereden tahmin ettim: istemsizce yukarıdaki entry’nin iki satırını atladım. Bunu en son franz kafka’nın “taşrada düğün hazırlıkları” kitabında yapmış, ardından da kafka’ya çok büyük beddua etmiştim.
o da bir yaşamaktır. önemli olan da yaşamaktır.