bugün

askerdeyken hava değişimi almak için olması istenilen durum.
kendisi başlı başına bir eziyettir. bende vuku bulduğu andan itibaren bi huzursuzluk yaratmış, "lan o değil rezil olacaz millete" psikolojisinde, ezik şekilde ortada dolaşmama vesile olmuştur.

hastanede ise ameliyata girmeden önce ameliyat kapısının önünden gelen "sanayivari" sesler, sanki kıçınızla bir daha görüşemeyecek havasına sokar sizi. "benimki herhalde hayvani bişey, kıçı komple kesecekler" gibi durumlara sürükler.

ama en kötüsü de sonrasıdır. 1 hafta boyunca yüzü koyun yatmak, yürüme egzersizlerinde bir nevi penguen edasında süzülmek, bacakların açılmamasından kaynaklı sağa sola paytak bir şekilde kayarak 30 metreyi 2,5 saatte almak gibi, bir çok yan etkisi vardır.

(burdan ben bu şekilde sürünürken, benimle dalga geçen, ben yürümeye çalışırken sırf gıcıklığına, yanımdan koşarak geçen hacettepe üniversitesi hastanesi hemşirelerine selam gönderiyorum.)
magdurunu delikanli kil donmez ulen! diyerek kili vazgecirmeye calisabilecek kadar caresiz hale getiren olaydir.
kuyruk sokumunda olan cinsindense illet, başa gelmesi halinde 1 ay yerinden kalkamayacak hale getiren dile kolay hastalık. ulan çeken bilir be...
bu hazzı yaşanlar için kıç bölgesinde çıktığında kıçının üzerine oturulamadığı söylenir bir rivayete göre büyüklerimizce.
kurruk sokumu ve bel kısmında yaşandığı zaman bir ay oturamamanıza sebep olacak rahazsızlıktır. kıl deyip geçmemekte fayda var.
kılın deriyi yırtıp dışarıya çıkamaması nedeniyle deri altında büyümesi ve kişiye iltihap olarak geri dönmesi durumu. türk erkeği özellikle makat çevresinde bu hastalıktan çok çeker
bütün kıl dönmeleri ilke olarak aynıdır. kıl derinin altında bir yerlere saplanmış uzadıkça da kıvrılmıştır, dönmüştür.

kolda, bacakta falan da çok olur ve kendisine sivilce süsü verir. sıkmak lazımdır, bi noktadan sonra kıl köküyle birlikte dışarı çıkar ve kurtulursunuz. popo civarında olanında ise ilke şudur,

(bkz: kıl dönmesinde erken teşhis g t kurtarır)
hayatımın en kötü bir kaç senesini yaşamama sebebiyet veren illet hastalık. allah düşmanıma vermesin. *
bir işkence türü. kim işkenceye mahkumsa, önce o kişinin saçları kazınır, sonra kafasına ıslak deve derisi yapıştırılır. Belli bir süre sonra kişinin saçları uzayınca deve derisini geçemez, ve içeri girmeye başlar beyne ulaşır. Kişi de şuurunu kaybeder.*
hastanelerdeki klasik yöntemlerle halledilmesi bir hayli işkence halini alabilen, esas itibari basit bir rahatsızlık. ancak bazı özel kliniklerde uygulanan alternatif yöntemlerle çok daha kolay aşılabilmektedir.

misal ben, nihal bengisu karaca'nın babası* nihat bengisu'nun fatih'teki muayenehanesinde yarım saatte bu illetten dikiş falan da atılmadan kurtuldum. bu halde bir kaç gün sonra uçağa binip van'a askere gittim. orada da basit pansumanlarını kendim yaparak son noktayı koydum. evet bu rahatsızlık için askeriye 45 gün hava değişimi veriyor ama askeri hastanelerde erata uygulanan tedavi biçimleri bir hayli düşündürücü.

ayrıca bölgeyi en az 1 yıl dıpdızlak olacak biçimde her hafta traşlamak ve geri kalan hayatta bir daha olmaması için kaykılarak oturmamak gerek.
temizlenmemesi durumunda öldüren rahatsızlık.

hatta rahatsızlık lafını en çok hakeden şerefsiz. bu kıl öyle azimli ki içeriye doğru büyüyor, kıvrıla kıvrıla. midenizi bulandırmış olabilirim ama öyle. dur durak tanımayan bu kılı, ilk farkedildiğinde, hemen hekimle tanıştırmalıdır. tanıştırılmaz ise, dönmenin olduğu yerde marduk çarpmış gibi bir kraterle dolaşabilirsiniz.

göt için konuşacak olursak; rahatsızlık kuyruk sokumu kemiğinde olağandışı hafif bir acı(iğne saplanması gibi) ile başlıyor, belli konumlarda acı hissi oluyor, "oeeeh böyle oturunca acımıyormuş, ehe denmesin" hemen baktırılsın, yoksasını biliyorsunuz artık, benden uyarması.

birazdan söyleyeceğim şey herhalde götümüze girmez, zira mevzu göt zaten.

ben o kılın var ya taaaa...neyse!
kılın deriden dışarı çıkamayarak deri altında uzamasıdır. çoğunlukla kalça ve kuruk sokumunda oluşur. kılın, damarların içinden uzaması ve beyne ulaşmasıyla ölümcül olabilmektedir*.
her sabah traş olmak zorunda olan gömlek kravat tip erkeklerin gıdılarında sıkça meydana gelen durumdur. iki gün sakal bırakıp arkasından bir kaç cımbız operasyonu ile kurtulmak mümkündür. *
bir aydır ağzıma eden hastalık.
askerde sikca rastlandigini bildigim, ilginc bi rahatsizlik.banyo yapamamaktan ve ya cok oturmaktan meydana geldigi soylenen durum..
bazen birinci amelyat ile kurtulanamıyan, üçüncü veya beşinci amelyatın olunması gereken hastalık.
erkekler için tıraştan sonra kadınlar için de ağdadan sonra başa gelecek olay.

(bkz: efsane geri döndü)
kuyruk sokumunda hayli sancılı bir süreci olan dönen kılların yuvalandığı kistik kese oluşumudur. 'sacral kist' ve yine samimiyetten 'hadi ordan! plonidal sinüs' diyenler var. abseleşme süreci var bunun ve cerrahi müdahale olmadan dışarıya kendiliğinden akamama gibi kocca bir sorun teşkil etmekte. kuyruk sokumunda kabuklu haliyle ceviz fındık (gürgen meşe palamut) vs büyüklüklere ulaşabiliyor. burada oluşmuş olması çevrenizde yavşak espri komplikasyonlarına uğramanıza sebep olabilir. kestane- çizik muhabbeti. dediğim gibi yavşak. moral bozmaya gerek yok. fakat,
şimdi vereceğimiz bitkisel tarifle sancılı abseleşme sürecinin üstesinden kolayca gelebilirsiniz. yüz kişide denendi. (çok kıllı bi çevrem var.)
ne yapmalıyım?
etenşın piliz!,
baharatçıdan aldığımız kuru ısırgan otunu bir cezvede az suyla beş dakika kaynatmak suretiyle elde ettiğimiz lapayı gazlı bez vs'nin içine koyup bölgeye (haftada iki veya üç kez) on, onbeş dakika pansuman yapıyoruz. sonra sosisleri suda haşlayıp (sosis yalan gerçekten).
geçmiş olsun!.
döndügü yere göre deger kazanır.
en berbat yönü yaydığı akıntı'nın kokusudur herhalde.
(bkz: büyüyen kılın ibne olması)
akıntı, koku, ağrı vs gibi belirtiler göstermeden de ortaya çıkabilecek hede. daha doğrusu ilk safhada göstermiyor. başlangıçta yani. şahsımda mevcuttur bu. tedavisi basit olacakmış ama tam olarak bilmiyorum ne derece basit. ama ameliyat değil yani.
kılın isyanıdır.

"orda çıkcağıma geldiğim yoldan dönerim".

edit: biri sanki şu başlıkları birleştirse ne güzel olur.
çıban ilk fark edildiği zaman kesinlikle hemen hastaneye gidilmesi gereken hastalıktır. benim ilk farkına varışım 2 yıl önceydi ama hiç önemsememiştim. ağrı yoktu, hiçbir şey hissetmiyordum. kıl dönmesi adında bir hastalık bile duymamıştım. lakin bu şerefsiz çıban iki yıl boyunca içeride büyümüş, büyümüş ve artık otururken, yatarken rahatsızlık vermeye başlamıştı. en sonunda hastaneye gitmeye karar verdim. hastaneye giderken beklentim muayene olmak, ilaç yazdırmaktı. ilaç ya da krem ile geçeceğine inanıyordum. doktor ameliyat olmam gerektiğini ve hastanede iki gün yatmam gerektiğini söyleyince şok oldum, dalga geçiyor zannettim. sonra hastalığın ciddiyetini anladım.

ameliyatın korkutucu bir yanı yok. lokal anestezi ile belden aşağısı uyuşturuluyor. arkada afedersiniz ama götünüzü deşiyorlar ama hiçbir şey hissetmiyorsunuz. hatta ameliyat sırasında doktor ve hemşireler ile muhabbet ettik. bu arada her yerinizin açık olduğunu, bütün malın meydanda olduğunu da hatırlatayım. ameliyat acısız geçse de, lokal anestezinin yan etkileri ameliyattan sonra canınızı sıkabilir. zaten hastanede yatmanızın nedeni de anestezinin etkileri. mide bulantısı, baş ağrıları çok kötü. sürekli su ve kafeinli içecekler içmemi tavsiye ettiler. içiyoruz bakalım.

eğer kuyruk sokumunuzda bir çıban varsa hiç beklemeyin, hemen bir doktora gidin. bacağına kadar büyüyen insanlar varmış. kesinlikle ihmal etmeyin.