bugün

kıl dönmesi

kendisi başlı başına bir eziyettir. bende vuku bulduğu andan itibaren bi huzursuzluk yaratmış, "lan o değil rezil olacaz millete" psikolojisinde, ezik şekilde ortada dolaşmama vesile olmuştur.

hastanede ise ameliyata girmeden önce ameliyat kapısının önünden gelen "sanayivari" sesler, sanki kıçınızla bir daha görüşemeyecek havasına sokar sizi. "benimki herhalde hayvani bişey, kıçı komple kesecekler" gibi durumlara sürükler.

ama en kötüsü de sonrasıdır. 1 hafta boyunca yüzü koyun yatmak, yürüme egzersizlerinde bir nevi penguen edasında süzülmek, bacakların açılmamasından kaynaklı sağa sola paytak bir şekilde kayarak 30 metreyi 2,5 saatte almak gibi, bir çok yan etkisi vardır.

(burdan ben bu şekilde sürünürken, benimle dalga geçen, ben yürümeye çalışırken sırf gıcıklığına, yanımdan koşarak geçen hacettepe üniversitesi hastanesi hemşirelerine selam gönderiyorum.)