bugün

salyangozların ileride sülük olduğunu sanmak.
hep çocuk olarak kalacağımı zannetmek..
büyümenin daha rahatlık getireceğini sanmak...
çok pişmanım.
oturduğumuz apartmanı izmir, yan apartmanı da izmit sanmam.**
bebekken o kadar çok süt ve türevlerini tüketmişsinizdir ki ilk kez kar gördüğünüzde yağan şeyin 'yoğurt' olduğunu sanarsınız, evde bir çığlık kopar ' aaa youut yağyoo '.
- 1.dünya savaşı'nda almanlar yenildiği için biz de yenik sayıldık.
- bamya sümüklüdür.
dizilerde oynayan oyuncuların, televizyonun içindeki minyatür insanlar olduğuna inanmak ve o kadar insanın nasıl oraya sığdığını merek etmek.**
eşyaların geceleri kendi arasında konuştuğunu düşünmek.
ingiltere yi amerika da zannetmek. roma yı romanyanın başkenti zannetmek. ısparta yı ülke zannetmek.

(bkz: seni yetiştiren coğrafya hocasını ben)
evlenince devletin sana fabrikadan cocuk vermesi..
ne salakmısım dogruları ogrendigimde babama düsman olmuştum..
andiroit gibi dolaşıyodum ortalarda neyseki toparladım..
gece vakti sakız çiğnediği için büyüdüğünde bıyıklarının yamuk çıkacağını sanmak.
lig maçlarında kaç gol atarsan o kadar puan alırsın.

3 gol 3 puan
2 gol 2 puan..

çocukluk işte.
büyüyünce anne babanın yaşlanmayacağını hep aynı yaşta, genç kalacaklarını zannetmek.
ıslık çalınca şeytanın geleceğini zannetmek.
ünlülerin osurmadığını sanmam **
annem ve babam öğretmen olduklarından annemle maaş çekmeye gittiğimizde annem devlet baba sağolsun dediğinden sonra devlet baba kim diye sorup, cevap olarakta çok büyük biri dedikten sonra önüme çıkan ilk apartman büyüklüğünde olduğunu düşünmem...
(bkz: en büyük sayı 100 dü o zamanlar)
yukarıdaki buzdolabı nın kapağı açık olduğu zaman kar yağması.
haberlerde televizyonun sağ üst köşesinde arşiv yazardı. ben de onu bir şehir sanardım. *
- anne ben nasıl dünyaya geldim ?
- seni bu apartman boyunda* robotlar getirdi oğlum.
itiraf ediyorum: bir daha balkondan kafamı çıkarmadım, yaramazlık yaparsam beni tekrar gelip alırlar diye.
sadece pazar günleri banyo yapılır.

ha bir de imzayı bize devlet verir zannederdim.
20 yaşına kadar everest dağını italyada sanarak yaşadım ve öğrenmem büyük bir utanç içinde gerçekleşti.
annemin 20 yaşına kadar türkiye nin başkentini istanbul sanması.
pamukkaleyi kardan oluşmuş bir yapı sanmak ve orada bikiniyle yüzen hatunları görünce, "oha nasıl yüzüyolar lan, donmuyolar mı?" gibi tepkiler vermek.
(bkz: büyükken doğru bilinen yanlışlar)
üniversitede tüm kızların converse ve renkli kot pantolon giyip saçlarınıda kızıla boyattığını zannediyordum.