bugün

Erkekseniz iyi kız çarparsınız demek.
ahh keşke dedirtir. açıkça söylemek gerekirse çok kitap okumam. zaten yazılarımda da bu durum açıkça görülebilir. ama nedense kitapların bol olduğu ortamlara hayranımdır. kadıköy'deki akmar pasajı her kadıköy'e indiğimde uğrak noktalarımdan birisi olmuştur. kitapların arasında çalışmanın verdiği haz hiçbir meslekte yoktur zannımca. zaten ilkokuldayken de hep kütüphanecilik kolunda çalışırdım. o zamandan kitaplara ve ansiklopedilere hayranlığım başlamış. keşke öyle bir imkanım olabilse de kütüphanede çalışabilsem.
Huzur verir. Çalışmanın aslında zevk verdiğini bile düşünürsün.
kütüphanede çalışmak mı yani kütüphane görevlisi olarak yoksa kütüphanede bir konu üzerine sessiz nezih bir halde çalışmak mı ?
zira ikisi de insanı mutlu eder.
Alışmak istediğim ama beceremedigim olay.
sessizliğin ve huzurun dibine vurmak........
Keşke dedirten olaydır. Kitap kokuları içerisinde, huzurlu sessiz bir ortamda çalışmak kimin hayali değildir ki?
Maddi yönden ele aldım ben aylık 250 ₺ nin cebe girmesidir.
kütüphane memuru denen pezevengi öldürmekle sonuçlanabilir. adamlar 16:30 oldu mu toplanmamızı istiyorlar. sanki taş taşıyor akşama kadar.
Hayalimdir.
haz verir. on binlerce kitabın arasında sanki on binlerce suskun arkadaşın ders çalışırken seni takip ediyor gibi hissettirir.

evet kitaplar on binlerce sessiz arkadaştır ve asla sırtınızdan vurmazlar.

edit: bizim kütüphane 23:30'a kadar açık. sınav dönemlerinde de 03:30'a kadar *

edit2: başlığı açan arkadaş kütüphanede iş bulup çalışmaktan bahsetmiş. türkçeyi kullanırken dikkat edilmesi lazım. ingilizcede ders için study, iş için work kullanılır. ne yazık, bizde biraz karmaşık olabiliyor.
Kütüphaneye giriyorsun bir masaya oturuyorsun kitabını defterini açıyorsun. Zor bir şey değil ha.
rahat rahat osuramadığın yerde ders çalışılmaz sözünün oluştuğu yer.