bugün

Sinav zamanlarinin yaklasmasi sebebiyle dötünün de yavas yavas alev almasi sebebiyle gece gündüz kütüphanede pinekleyen ögrencidir. Bir cok bilgiye aninda ulasabilmek icin sectigi yer harikadir. Kendisini bir ara öyle bir derse kaptirir ki, astim hastasi oldugunu bile unutanlar vardir. Tisil tisil nefes alir ama farkinda degildir. Ancak bu sesten rahatsiz olan birisi gidip uyardigi zaman ilacini alir ve kendine gelir.
Gelelim horlayan ögrencimize. Derslerin zorlugundan mi yoksa partylerde eglenip zamani bosa gecirdikten sonra, sinavin gelip cattigi gün etekleri tutustugundan midir, bilinmez. Ögrenci kütüphaneye ambargo koyar ve bütün kitaplara sahip cikar. Gece gec saatlere kadar kitaplardan ögrenebildigini ögrenir. Bazilari evlerine gider, gece bir sessizlik cöker, bu sakin sessizligin verdigi huzur adamin uykusunu getirir. Ögrencimiz kulucka tavugu gibi uyuklamaya baslasa da calisilmasi gereken derslerinin oldugunun da farkindadir.
Tabiki sabahin erken saatlerine kadar kipkirmizi gözlere sahip olmus ögrencimiz, beyninin de yorgunlugu sebebiyle gözlerini kapatma ihtiyaci duyar. Kafayi masaya koyar ve sagliksiz yatma pozisyonu sebebiyle nefes borusunu zorlar. Bu sebeple de horlamaya baslar. Ders calisan diger ögrenciler ise bu durumdan rahatsiz olurlar. Hatta cogu bu kisinin bir kutup ayisi olabilecegi düsüncesiyle, kisiyi gidip uyandirma cesaretinde bile bulunmaz. Ama sonunda mutlaka cesaretli bir kahraman gider ve ögrencimizi bir sekilde uyandirmayi basarir. Alkis tutulasi gelir, ne yazik ki kütüphanedeyizdir.