bugün

"Şüphen olmasın mal da emanettir aile de Hiç biri kalmaz, hepsi iade edilir günü geldiğinde.."
insanların adaletli bir Tanrıya ettiği dua , "Günahlarımızı affet." değil de ; "Hatalarımız için bizi cezalandır." olmalıydı...
Dorian Grayin Portresi
"herkes ne diyecek!
herkesten ne gördüm ki? bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız hale sokmaktan başka ne yaptı ?”

içimizdeki şeytan - Sabahattin Ali
allah olur, kitap olur, tarih olur, an'ane olur, mahkeme olur, aile olur, mektep olur, vicdan olur...
emiyette ahlâk nasıl olmaz???

necip fazıl kısakürek - çerçeve 2
عَلَى النِّسَٓاءِ بِمَا فَضَّلَ اللّٰهُ بَعْضَهُمْ عَلٰى بَعْضٍ وَبِمَٓا اَنْفَقُوا مِنْ اَمْوَالِهِمْؕ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّٰهُؕ وَالّٰتٖي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّۚ فَاِنْ اَطَعْنَكُمْ فَلَا تَبْغُوا عَلَيْهِنَّ سَبٖيلاًؕ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلِياًّ كَبٖير.

Allah
"Dış sessizliğini bozmadan insan, kendi kendine der. Kendi kendine konuşur. Kendi kendine haykırır. içimizde büyük bir karışıklık vardır; içimizdeki her şey konuşur, sadece dil konuşmaz.
Görülemiyor, elle tutulamıyor diye ruhun gerçekleri gerçek olmaktan çıkmaz."
Tarzım bir kitap olmadığı için okumadığım, ama denk geldiğimde beni çok etkileyen bir pasajı olan kitaptan alıntıdır.

“şimdi ben gidiyorum. fakat ne zaman çağırırsan gelirim...'' dedi. evvela ne demek istediğini anlamadım. o da bir an durdu ve ilave etti:
''nereye çağırırsan gelirim.''

Sabahattin ali-kürk mantolu madonna.
Siz istiyorsunuz ki,
Çöllerin ortasında sussuz bıraktığınız insanlar size güller sunsun.
"Gururlu insanlar kendilerine sadece keder yaratırlar."
Uğultulu tepeler
“ Sahip oldukların sonunda sana sahip olur “

(bkz: fight club)
(bkz: chuck palahniuk)
"içindeki ışığı açığa vuran, yaşadığını belli eden pek az şey vardı; yalnızca her zaman yere bakan bu gözler, bu ruhun yeryüzünde kalması için bir sebep gibiydi."
Bu iş bir tek senin başına geldi sanıyorsun; sanki yeni bir şeymiş gibi, neden bunca gezip tozmadan, bunca değişik yerlerde dolaşmaktan sonra içindeki kederi, sıkıntıyı bir türlü söküp atamadın diye şaşıp kalıyorsun. Aslında ruhunu değiştirmen gerek, üstündeki gökyüzünü değil!
ister engin denizleri aş, ister Vergilius'umuzun dediği gibi, "Karalar denizler silinsin gözlerden." nereye gidersen git, kusurların da peşinden gelecek. Aynı şeyden yakınan birine Sokrates şöyle demiş: "Bu gezintilerin sana hiç yararı olmuyor diye neden şaşırıyorsun, değil mi ki kendini de birlikte götürüyorsun! Seni yollara düşüren neden, seni bunaltan nedenden ayrı değil ki!" Yeni ülkeler görmen neye yarar, ya da yeni kentler, bölgeler görmen? Bu çırpınışların sonu bir hiçtir yalnızca. Bu kaçışların sana neden yararı olmuyor diye soruyorsun: Kendi kendinle birlikte kaçıyorsun da ondan!
"kitabımın doğuracağı çılgınlığı, şiddeti, ihtirası, ölümleri öngörebilseydim yine de yazardım. değiştirme şansım olsaydı elim varmazdı. sonumuz başlangıcımızda yazılır. alın yazımız bize ait değildir, onunla oynayamayız: bana daha büyük bir el kılavuzluk etti. son sözüm olsun: ne yaptıysam sevgi uğruna yaptım." -herkes başka biriyken kim kimdir.
"Onu yatıştıracak, avutacak her şeyi öğretti. Bu adam, o olmasa ümitsizlik içinde ölecekti.
ölüm onun için uçurum gibiydi."
"Yaşarken kendini üstün görenler, ölürken en çok korkanlardır."

Dan Brown / başlangıç.
Kimse seni sen olduğun için sevmeyecek. Herkes seni, seni sevmenin onlara ne kadar yakışacağını düşündüğü için, yani kendileri için sevecek ve bu da demek oluyor ki insan böyle yaparak yine kendini sevecek.

Sen hiç sevilmemiş olacaksın hikayenin sonunda. Dostoyevski
"Bu ağaç bir başına duruyor bu dağda; insanlardan ve hayvanlardan daha yükseğe uzanmış. Konuşmak isteseydi, kendisini anlayan hiç kimseyi bulamayacaktı: o kadar yükselmiş. Şimdi bekliyor da bekliyor - neyi bekliyor ki? Bulutların yatağına yakın oturuyor: belli ki ilk yıldırımı bekliyor." - böyle buyurdu zerdüşt
"Çünkü böyleleri, ne kadar iyi davranırsan o kadar bencil, o kadar çekilmez olur."
uğultulu tepeler
"Onu nefretle mahkum etti.
Onu çektiklerinden sorumlu tuttu, belki bir gün ona bunun hesabını sormakta hiç tereddüt etmeyeceğini anladı. Kendisinin yol açtığı zararla, kendine yüklenen zarar arasında bir denge olmadığını anladı. En sonunda cezasının; gerçekte yalnız haksızlık değil, aynı zamanda kesin bir adaletsizlik olduğu sonucuna vardı."
nizam deyince umumiyetle eşya tertibi cinsi, sıra ve hizâ anlaşılır; ve bunun da içinde bulunduğu “nizâm”ın, fikir demek olduğu bilinmez...
oysa diyalektik, metod, şekil, biçim, form ve estetik gibi kavramlarla üstüste gelen “nizâm”, yerinde “fikri temin eden kalıp”, yerinde ise fikrin kendisidir.

fikir olmadan neyin olacağı veya olamayacağı, topyekûn salak adam faaliyetlerinin yekûnunu gösterir, ayrı bir bahis.

salih mirzabeyoğlu - ibda diyalektiği sf:120
"Nasıl da tuhaf, nasıl da anlaşılmaz oyunlar oynuyor alınyazımız bize! Acaba arzuladığımız bir şeye hiç kavuştuğumuz olmuş mudur… kavuşmak için var gücümüzü harcadığımız bir şeyi elde etmişliğimiz?"
Nikolay Gogol -Bir Delinin Hatıra Defteri
"size yalvarıyorum kardeşlerim, dünyaya, yaşama sadık kalın. ve size öbür dünya ümitlerinden bahsedenlere kanmayın. bunlar bilerek veya bilmeyerek zehir saçanlardır.
bunlar, yaşamı aşağı görenlerdir, ölüm halinde olanlardır ve kendileri zehirlenmişlerdir. yaşam bunlardan usanmıştır. bırakın gitsinler.
bir zamanlar tanrıya isyan, en büyük günahtı. fakat tanrı öldü ve onunla birlikte bu günahlar da öldü. şimdi en korkunç şey, yaşama karşı günah işlemek ve 'bilinmesi mümkün olmayanı' yaşamın amacından üstün tutmaktır."

(bkz: böyle buyurdu zerdüşt)
Hep böyle olur. Bir kişi kenarda kalmak için elinden geleni yapmıştır, derken günün birinde nasıl olduğunu anlamadan kendini doğrudan sona götüren bir hikayenin içinde bulur.
insanı keşfetmek zordur, kendini keşfetmek ise en zorudur; çoğu kez yalan söyler ruh gönüle. Böyle başarır ağırlığın ruhu.

(bkz: böyle buyurdu zerdüşt)
(bkz: friedrich nietzsche)
“We spend so much time afraid of being a failure, afraid of rejection. But regret is the thing we should fear most.” Trevor Noah

Anlamı: “hayatımızın bir çok zamanını başarısızlıklardan ve reddedilmemekten korkarak geçiriyoruz fakat en çok pişmanlıklarımızdan korkmalıyız” demiş. Ve bence güzel demiş.