bugün

"...oysa okyanus üzerinde konacak toprak parçası bulamayan kuşlar gibi, sürgün bir yaşama asılı gibiyiz. birbirimize borçlu, birbirimize merhametli, birbirimize insan olmaktan başka şansımız yok..."

oysa insanın boşluğunu yine insan dolduruyor.
Empati yoksunluğu var bu ülkede en büyük sıkıntı bu.
ergenlikten kalma bir düşüncedir.
ustelik anlamasina gerekte olmamasi!
herkes farklı gerçekliklerde yaşar.empati falan vicdanı rahatlatmak için uydurulmuş şeyler.kimse kimseyi anlayamaz tam olarak.
Dinlemiyorlar ki anlasınlar.
Herkesin kendi karmaşasında çırpınıyor oluşundan dolayıdır , başkalarını dinleyip anlayacak mecalleri kalmamıştır.
başlığı açan ne diyor anlamadığım ironik başlık.
Kimsenin kimseyi anlamamasını bilmem de beni kimsenin anlamadığı kesin.
Doğrusu Kimsenin kimseyi hiçbir zaman anlayamayacak olmasıdır. Hepimiz tonlarca duygu, anı ve serbest çağrışım ağıyla öleceğiz, sır küpü gibi kimseye tam olarak nasıl olduğunu hissettiremeden. Dilin yavanlığı hiçbir zaman hiçbir şeye yetmedi ki zaten. Dolayısıyla iletişimsizlik triplerine girmenin anlamı yok; gereksiz küfürden ve şiddetten kaçınmak kâfi.
anlatamamışsınızdır belki de. zaten sizi anlayacak birini arıyorsanız daha çok ararsınız çünkü yoktur. Zaten niye böyle arayışlara girer ki insan? kendi kendimize yetebilmeyi öğrenmeliyiz.
Türkçe'yi kaybedersek olacaktır. Türkçe'ye sahip çıkalım.
çünkü dördüncü evredeyiz. bu evre kısaca "frekansların yavaş yavaş karışmaya başladığı" evre oluyor. ruh, sözde mutlak aydınlanma ve ego yanılgısını farkında olduğu için kafa karışıklıkları ve bünyede belli belirsiz boşluklar oluşmaya başladı. bu sadece belli kişilere olmuyor, herkese oluyor. yarınlarda tamamen çıldırmış bir insanlık var diye düşünebilirsiniz ama yok. yani komple yok.
Kimsenin kimseyi dinlememesinden gelir.
Herkesin derdi kendine göre ağırdır.
şu zamandaki en büyük sorunumuz.
Marko paşanın sizlere ömür olması.
malum kişiden sonra insanların büyük bir kısmının bilgiye, bilene değer vermemeye başlaması ve herbokologluğa terfi etmesi neticesinde kimseyi dinlemeye değer bulmaması sonucu gelinen acıklı durumdur.
Çünkü kimse dinlemeyi bilmiyor.

Dinlemeyi bildiğimiz zaman, anlamayı da öğreniriz.
Herkesin kendi derdine düşüp, gözünün baska kimseyi görmemesinden kaynaklıdır.
tecrübeler farklıdır. ikizler bile birbirini %100 anlayamaz, tecrübeleri farklı çünkü. ikisinin de derdi başka olur. durum böyleyken başkasının anlamasını beklemek saçmadır zaten.

anlamasa da sarılmalıdır insan ama.
susmanın en gerekli şey olduğunu gösterir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar