bugün

Kimsenin kimseyi dinlememesinden gelir.
"...oysa okyanus üzerinde konacak toprak parçası bulamayan kuşlar gibi, sürgün bir yaşama asılı gibiyiz. birbirimize borçlu, birbirimize merhametli, birbirimize insan olmaktan başka şansımız yok..."

oysa insanın boşluğunu yine insan dolduruyor.
Empati yoksunluğu var bu ülkede en büyük sıkıntı bu.
malum kişiden sonra insanların büyük bir kısmının bilgiye, bilene değer vermemeye başlaması ve herbokologluğa terfi etmesi neticesinde kimseyi dinlemeye değer bulmaması sonucu gelinen acıklı durumdur.
Çünkü kimse dinlemeyi bilmiyor.

Dinlemeyi bildiğimiz zaman, anlamayı da öğreniriz.
tecrübeler farklıdır. ikizler bile birbirini %100 anlayamaz, tecrübeleri farklı çünkü. ikisinin de derdi başka olur. durum böyleyken başkasının anlamasını beklemek saçmadır zaten.

anlamasa da sarılmalıdır insan ama.
Doğrusu Kimsenin kimseyi hiçbir zaman anlayamayacak olmasıdır. Hepimiz tonlarca duygu, anı ve serbest çağrışım ağıyla öleceğiz, sır küpü gibi kimseye tam olarak nasıl olduğunu hissettiremeden. Dilin yavanlığı hiçbir zaman hiçbir şeye yetmedi ki zaten. Dolayısıyla iletişimsizlik triplerine girmenin anlamı yok; gereksiz küfürden ve şiddetten kaçınmak kâfi.
susmanın en gerekli şey olduğunu gösterir.
şu zamandaki en büyük sorunumuz.
ustelik anlamasina gerekte olmamasi!
Türkçe'yi kaybedersek olacaktır. Türkçe'ye sahip çıkalım.
Dinlemiyorlar ki anlasınlar.
ergenlikten kalma bir düşüncedir.
Herkesin kendi karmaşasında çırpınıyor oluşundan dolayıdır , başkalarını dinleyip anlayacak mecalleri kalmamıştır.
Kimsenin kimseyi anlamamasını bilmem de beni kimsenin anlamadığı kesin.