kayıp trilyon davası vs 2001 krizi

kayıp trilyonu kimin yediği ortada iken, 2001 krizi geçmişin birikiminin patlak vermesidir. patlak verdiği zaman, yine aynı kişiler, aynı büyük burjuva yemiştir paraları. yine aynı burjuva 2001'de yediği paraları 2002 ve sonrasında katlamıştır. yani bir tane kitap fırlatmayla kriz çıkmamıştır, kriz çıktığı için kitap fırlatılmıştır.

ve hepsini de yine millet ödemiştir, işçi-çiftçi, küçük burjuva (yani esnaf, doktor, öğretmen, memur, mühendis..vs. halk kesimi) ödemiştir. nasıl ki bugünkü yolsuzluklar, ayakkabı kutuları, elektrik afları..vs. yine millete ödetiliyorsa.

paranın olduğu yerde de din iman olmaz. hele faizden bahsediyorsak. hepsi amariga yabdı denmiyor, işbirlikçi dolandırıcılar ne güne duruyor? kimin künyesinde dolandırıcılık ve yolsuzluk varsa ona sormak gerek bütün bunları kimin yaptığını,kimin milletin anasını bellediğini.

şimdi açıklamayı üstteki arkadaşlar gayet açıklayıcı bir şekilde yapmış, bu konuyu daha fazla irdelemeye gerek yok. ben birazcık kafa yapısına değineceğim.

empati yapıyorum ve senin yerine koyuyorum kendimi. 1 trilyon paranın yendiği ve yiyen kişiler ayan beyan ortada iken sen, senin görüşünü kirleten bu insanların üzerine gitmek yerine onları aklamak için karşıdan aynı tip örnekler sunuyorsun. e demezler mi adama madem ikisi de aynı nane de niye bu adama iyi deyip desteklerken diğerini yaftalayıp düşmanlık ediyorsun? arkadaşım bir görüşü benimsiyorsan o ideolojiden ve o ideolojiyi temsil eden insanlardan herkesten önce sen sorumlusun. bunları temizlemek ya da eleştirmek için harcayacağın zamanı, aklamaya çalışmak için harcıyorsun. baban çalsa bu kadar uğraşmazsın anasını satayım, sanki trilyondan pay verecekler.

Orospu ç.larının bok atmak için agızlarda sakız yaptığı hayali krizdir.