bugün

ne yalan söyleyeyim yazmadan evvel çekindim. ulan beni psikopat bi ibne olarak görmese sözlükteki değerli kardeşlerim dedim. yine de arama çubuğuna yazdım belki yazan olmuştur arada kaynarım diye. karşıma çıkan başlığa bak bebeğim:

(bkz: karınca yuvasına 10 ton çimento dökmek)

aga biz nası manyaklarla aynı ortamdayız ya. bi rahatladım aslında ama böyle psikopatların olması da korkuttu beni. neyse.

çocukken yapılan beyinsizliklerden biridir aga. sanırım bu iş tanrı kompleksine kadar gider. ama benim kapasit yetmiyor olaya varoluşçu şekilde bakmaya. işersin aga, böyle köpürür, karıncalar "hamıııannaaa hamııaannnaaa" diye kaçışırlar. anlamsız bir hareket. açıkça söyleyeyim çok pişmanın. itfaiye amiri aracı evime dayayım fortumdan 3 ton metreküp su bassa eve onun ırzını sikerim. ama karınca öyle mi ya? karınca mağrur, karınca adam! ilk fırsatta toparlanıp ekmeğine bakıyor adamlar.
--spoiler--
Bir savaş sırasında Kanuni'nin otağını karıncalar sarar, öylesine artmıştır ki karıncaların sayısı, otağı ayakta tutan direk zarar görmüştür. Bir çözüm bulmak isteyen Sultan, devrin kadısı Ebu Suud Efendi’ye bir mektup yazar ve büyük bir nezaketle;

Otağımın direğini karıncalar sarınca,
Bir mahsuru olur mu karıncayı kırınca?

diye sorar..

Ebu Suud Efendinin cevabı da aynı nezaket ve zerafetle gelir;

Yarın hakkın divanına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca
--spoiler--

bu kıssadaki hisseyi anlayabilmek dileğiyle...
şerefsizliğin dik alası bu. ufakken bunu yapalım diyen bir arkadaş vardı götüne karınca atıp kaçtım şimdi nerelerdedir bilmiyorum.
Çocuklukta yapılan eylemdir karıncalara bir zararı olmasa da muhtemelen sövdürmüştür. *