bugün

iki çeşit kadın vardır; sade ve renkli. sade kadınlar çok yararlıdır, renkli kadınlar ise çok gösterişlidir, genç görünmek için sürekli boyanan tiplerdir.
(bkz: hem yarabandı hem de yara)
alayı güzeldir, ucuz olmadığı sürece.
iblis ademe secde etmez ve Allahtan kıyamete kadar süre ister kullarını kandırmak için. kabul edilince sadece zaman yetmez der bunun yanında hislerin cıkarların konmasını ister ki kulları kandırmama yardımcı olsun. makam mevki verilir şeytan yetmez der para kazanma hırsı şeytan yine yetmez der kıskançlık vs hisleride yetersiz bulur en sonunda şeytana kadın verilince kadının kendisine fazlasıyla yetecegini söyler. tabi amacımız kadınları kötulemek deil ne kadar güsel olduklarını vurgulamak:)
kadinim
kadınım ben;
önce tanrıça ilan edip
sonra tanrı adına taşladığınız.
kadınım ben;
bir teline şiirler düzdüğünüz,
saçlarım göründü diye kırbaçladığınız.
kadınım ben;
insanım yani
yani siz ne kadar insansanız
o kadar insan
bir tabloya benzettiğiniz bedenimi
kişiliğimi ve gücümü
dar çerçevelere hapsetmiştiniz
hatırlayın o benim işte
siz insandınız
ben çocuklarınızın anası
dizinizi dövemediğinizde dövdüğünüzüm,
çok sevdiğiniz bacınızdım belki.
siz insandınız;
ben sevgiliniz
taze duygularla ilkini yaşayamadan
sevgi denen dokunuşların
bıktığınız, kızdığınız,için hiç arayıp sormadığınız.
dokunduğunuzda ruhunuza ateş veren
sahip olduğunuzda barut misali
patlayacak bombaya benzetilen
siz insandınız
ben kadınım
istemez miydim saçlarımı rüzgara salıp
şafak güneşini sokaklarda karşılamayı
istemez miydim?
kilitsiz kapılardan dışarı
korkusuz ve güçlü çıkabilmeyi
istemez miydim?
kadın doğduğumda sessizlik yerine
sevinç çığlıklarıyla karşılanmayı.
saçlarıma dokunulduğunda
utanmadan, korkmadan, sıkılmadan
kendimi ona verebildiğimde
dişilik güvercinlerimi özgürce gökyüzüne salabilmeyi
siz bilemezsiniz
ilk heyecanın yarıda kalmış öyküsünü
kadınlığa ilk adımınızdaki yalnızlık
ve güçlü olabilme savaşını.
anlayamazsınız;
bir kardelen gibi asi, fesleğen gibi narin
duygularımızın nasıl gemlendiğini.
ve hiç anlayamadınız;
bir kadın nasıl insanca yaşadı.
tabularla barikatlarda savaşırken
yanında değildiniz çünkü.
hatta hiç sormadınız kendi kendinize
çok istediğiniz, sevdalandığınız
uğruna canınızı ortaya koyduğunuz
kadınınız insanca yaşadı mı?
siz insandınız
bense kadın
dokunurken bedenime hevesle
duygularıma dokunamadınız hiçbir zaman.
siz hiçbir kadını anlayamazsınız
yemekler midenizin baş tacıydı
bense cinsel organınızın
siz insandınız asırlar boyu
bense hep kadın.*
oransal olarak erkekten daha az kalori alıp daha çok yağ depolarlar.
yağ depolanmasının sebebi östrojen hormonudur. bunun olası nedeni de kadını doğuma hazırlamak ve dolayısıyla türün devamını sağlamaktır.
nazım hikmet in tasvir yüklü şu dizelerine ilham olmuş canlı:
'insan ya hayrandır sana ya düşman, ya hiç yokmuş gibi unutulursun ya da bir dakika bile çıkmazsın aklından...'
http://img16.imageshack.u...8a266e82aeeaf74865362.jpg
çaresiz olduğu zaman bir erkeğe sığınan anlaşılması çok güç olan cinsilatif. ne yazık ki ülkemiz erkeklerinin ezdiği, dövdüğü, aldattığı, onlarsızda, yapamadığı saygı duyulası varlıklardır. anamızdır, bacımızdır, hayat arkadaşımızdır. fedakardır sevgi doludur.
memeden ibaret mahluk.
yeryüzünde korku içinde dolaşan,
kendini kurtarmak isterken aşka teslim olan,
karşılık beklemeden köleliği benimseyen,
hareketsiz, değersiz ve uysal görünmesi istenen,
kimi zaman başka kadınlara karşı hainlik yapan,
aşağılanmayı sineye çekmek zorunda olduğunu bilen,
erkeklerin, her zaman istekli-arzulu-sevişmeye hazır sandıkları,
birlikte yaşadığı hariç, tüm erkekleri birer felaket olarak gören,
yaşamının sonuna kadar kendini-erkeklerin arzuladığı bir çiçek-harikulada bir varlık olarak kabul eden,
kendini tutsak ederek, erkeği kendine bağlayan,
kadınlığından vazgeçmenin, insanlığının bir yanından vazgeçmek olduğuna inanan,
zayıf, çekici, kendini tekrarlayan,
bu dünyada erkeksiz yaşayamayacağını öğrenen,
arkadaş-anne-eş-sırdaş:
erkeklerin değerini bilmediğidir.
istanbul gibi olmalı fethi zor, fatihi tek.
korkulmasi gereken varlik.
sevap-günah muhasebesinden alnının akıyla çıkan ve yaratan tarafından cennete layık görülen erkek kullarına son lütuf olarak hareketlerini anlamayı da öğrettiğini düşündüğüm cins.
kadınlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde 'yetim-öksüz' kalan çok olur.
mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...
çekmecenin dibinde artık kimsesizdir eski tarak.
sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların..sık sık boynunu büker 'sarıkız'..
teki kalmış o eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
balkon artık sessizdir.
koridor kimsesiz.
(.......)
bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
bir anne gider...
bir dost...
bir arkadaş...
bir sevgili...
ne çok kişi yok olur aslında, bir kadın gittiğinde......hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır..
kapı eşiğindeki 'dikkat et...'ler duyulmaz, annesi gitmiştir 'geç kalma...'nın.
kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. ve bir kadın gittiğinde pek çok 'yetim' bırakmıştır arkasında... *

her şeydir.*
no women no trouble!
tanrı'nın erkeklere verdiği hem ödül, hem ceza.
bedenleri ve giysileri üzerinden ideolojiler, söylemler ve siyasetlerin yapıldığı, her coğrafyada varlığı farklı algılanan insan dişisidir kadın...

En uzak mesafe ne Afrika'dır, Ne Çin, Ne Hindistan,
Ne seyyareler , Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan,
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir..
Birbirini anlamayan. Can Yücel
Sonra derken bir kadın çıkagelir,
Ve o zaman seversin bu kadını,
Sonra derken bir kadın çıkagelir
Ve o zaman gürleşir gözyaşları,

Neyin var neyin yok verirsin ona
Elinde avucunda,yüreğinin tahtında
Neyin var neyin yok verirsin ona
Ve o zaman gürleşir gözyaşları

Sonra derken bir kadın çıkagelir
Sevmeye adanmış dudaklarıyla birlikte
Sonra derken bir kadın çıkagelir
Etiyle kemiğiyle, bütün güzelliğiyle,

Giysileri vardır göstermek için onu
Bütün balkonlarda, bütün taraçalarda
Giysileri vardır göstermek için onu
Gelip geçenlere ve bütün dünyaya,

işte geliyor o beklediğin kadın
Öpüşlere ayarlamış bütün hayatını
işte geliyor o beklediğin kadın
Yaşamak ve şenlendirmek için yaşamını.

Max ELSKAMP
elimde, sükutun nabzını dinle,
dinle de gönlümü alıver gitsin !
saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
yaşlı gözlerime dalıver gitsin !

yürü, gölgen seni uğurlamakta,
küçülüp küçülüp kaybol ırakta,
yolu tam dönerken arkana bak da,
köşede bir lâhza kalıver gitsin !

ümidim yılların seline düştü,
saçının en titrek teline düştü,
kuru yaprak gibi eline düştü,
istesen rüzgâra salıver gitsin !

necip fazıl

yıl: 1923
yaş: 19
oncelikle guzeli makbuldur.
misal tanidiginiz bir erkegin bir kizla munasebeti oldugunu ogrendiginizde ilk soracaginiz soru sudur: "kiz nasil guzel mi?"
sonra gucsuz, korunmaya muhtac olani, mumkunse erkegin isine karismayani, meslegi "erkek meslegi" yaftasi yapistirilmislardan olmayani, ve de yemek yapmak, temizlik gibi kadin islerinden anlayani, bebek, cicek, kelebek sevmek, boceklerden korkmak, sogukta usumek, cabuk yorulmak, mizmizlanmayi sevmek, gereken durumlarda kedi yavrusu sesleri cikarabilmek, makyaj yapmak, suslenmeyi sevmek, vb kadinlara ait ve onlarla bagdastirilan seylerden en coguna sahip olani makbuldur.
Ne istediğini kendisinin de bilmediği güzel bir canlı türü...Ama yine de severiz bu canlı türünü.
başında örtü olsa da, kıçında donu olmasa da bütün kadınlar ''kadındır''.. aynı duygulara sahiptirler..beğenilmek, erkekler tarafından arzulanmak, güzel görünmek isterler..tahrik olurlar..sevişmek isterler..erkekleri birbirine düşürürler..dedikodu yaparlar..fitne fesat çıkarırlar..çukulata severler..adet görürler..masturbasyon yaparlar..

ancak şahsi fikrime gelince hiçbir kadın yaz sıcağında simsiyah peçenin altından spagetti yemeye çalışmaktan zevk almaz..
haaa bir de;

kadın seksi külot giymeye takıntılı bünyedir. dikkat ediyorum eve attığım kızlara da hepsinde birbirinden seksi, birbirinden iç gıcıklayıcı kulotlar goruyorum..hayır hatunlarla önceden tanışmış olsam da, önceden ayarlanmış bir buluşma gerçekleşse bir yere kadar kabul edebilirim..''dur bu gece şu adamı iyice bir azdırayım''diye düşünüyor olabilirler diyeceğim..ama ortada öyle birşey de yok..ilk defa tanıştığım bir kadını eve atsam bile içinden porno yıldızlarını kıskandıran şeyler fırlıyor..

tüm bunların ışığında düşünüyorum da, kızların içinde birer küçük fahişe yatıyor..hem de çok ahlaksız, inanılmaz fantazilere sahip birer küçük fahişe..fantazi dünyalarının derin ve uçsuz bucaksız ormanının en kuytu köşelerinde yaşayan bir fahişe.
NO voman NO CRY! diyen zeka seviyesi düşük salakların yanıldıgı dünyanın onlarsız anlamsız olacagı mükemmel varlık
(onlar olmasa elimiz felç geçirebilir.